《PİŞMANLIK》

9.9K 486 24
                                    

Acı kelimelerle anlatılamaz.Ne kadar anlatılırsa anlatılsın hep yarım ve yetersiz kalır.İşte tamda öyle bir geceydi.

Mir Ali üzerindeki şaşkınlığı atınca hızla kardeşini Uraz'ın kollarından çekip aldı.

Uraz, Mir Ali'nin gelişini görür görmez, bu kızın kim olduğunu anladı.Ama çok geçti. Bu kız Mir Ali'nin yere göğe sığdıramadığı minik kız çocuğu...Mir Ali'nin biricik kız kardeşi, Tuğba ...

Gözleri kollarından hırsla alınan zayıf bedene takıldı. 'Ne yaptım ben ' dedi içinden...Kendi gömleğinin içinde kaybolan kıza bakakaldı.Kızın bu kadar büyümüş olduğuna inanamadı. Üç senede nasıl bu kadar büyümüş olabilirdi ? Uraz onu gördüğünde ufacık bir kız çocuğuydu.Şimdi ise serpilmiş, güzelleşmiş, çok büyümüştü.

Hipnotize olmuş gibi kızın yüzüne ve vücuduna bakıyordu.Olanı biteni aklı mantığı almıyordu. Kızın yüzü git gide sarıya dönüyordu, bedeni soğuyordu.

Mir Ali Uraz'ın gözlerindeki şaşkınlığa baktı.Bu şaşkınlık bile Mir Ali'nin içindeki volkanı durduramadı.Patlıyordu! Mir Ali içinde patlıyordu ! Mir Ali

"Ona bir şey olursa, seni sikerim Uraz! Değil Ethem bey, şahı padişahı bile gelse seni elimden alamaz "

Bu kelimeler çok büyük bir fırtınanın gök gürültüsüydü.Çünkü tüm bunları söylerken ki yüz ifadesi Uraz'ı delip geçmişti.Uraz ise zor bela zayıf bedenden gözlerini çekmiş ve boş boş Mir Ali'ye bakıyordu.

Mir Ali bu tehditi ettikten sonra arkasına bakmadan hızla arka kapıya koştu.O sırada Katre ve Uraz göz göze geldi.Uraz halen üzerindeki şaşkınlığı atamamıştı.Bocalıyordu.

Katre de olumsuz anlamda kafasını salladı.Katre Uraz'a doğru yaklaşırken hiçbir söz söylemedi.Katre Uraz'ın yanından geçerken artık kendini tutamadı.

" İnşallah onu bu hale getiren sen değilsindir Uraz "

Deyip Mir Ali'nin peşinden koştu.Geride bin pişman bir Uraz kalakalmıştı.

Mir Ali, Tuğba'yı arka koltuğa narince bırakıp kapıyı kapattı. Hızla ön koltuğa dönecekken Katre arkadan yetişti ve Mir Ali'ye bakmadan Tuğba'ın yanına arka koltuğa bindi.Mir Ali bu zamana kadar hep yalnız kaldığı ve tüm işlerini yalnız gördüğü için şaşırmıştı.Yine de sirkelendi ve kendine gelip arabaya atladı.Arabayı çalıştırırken arka koltuğa baktı ve Katre ile göz göze geldi.Hızla arabayı çalıştırıp ilerlerken içinde tarif edemediği bir his oluştu.Bu his Katre'den kaynaklanıyordu.

Uraz onların arkasından giyinmeye bile bakmadan arabaya atlamıştı.Belli bir mesafeden onları takip ediyordu ve bu Mir Ali'nin gözünden kaçmamıştı.Bu durumdan hoşnut değildi.

Mir Ali gidebileceği en kestirme yollardan hastahaneye ulaşmaya çalışırken Uraz ve Tuğba'nın o hali gözlerinin önünden gitmiyordu.Uraz'ın çıplaklığı...Tuğba'nın üzerindeki gömlek...Onların aynı odada olma ihtimali bile onu çıldırtırken, Tuğba'nın şimdiki hali, Mir Ali'yi pis düşüncelere itiyordu.Biri senelerdir eğittiği adamı diğeri küçücük bir kız canı ciğeri...Böyle birşey olabilir miydi?

Arabayı birden frenledi ve indi.Hızla Tuğba'yı kucağına alıp acile koşmaya başladı.Aynı anda Katre ve Uraz da acile daldılar.

Herkesin acısı kursağında, yaka paça düşmüşlerdi hastaneye...

Neyseki çok sürmeden doktor geldi ve ilk müdahaleyi yaptı.Kızın bileklerindeki sargı bezi tampon görevi gördüğü için çok kan kaybetmemişti.Yinede durumunu kritik buldu.Dikişleri yeniydi ve tekrar dikiş atılmıştı.

Tüm hemşireler dağılınca doktor hastanın yanında kaldı.Tabi bu sırada Mir Ali, Katre ve Uraz da içeri girdi.Doktor göz ucuyla onlara bakıp hastaya döndü.

Kızın durumu bariz bir intahar vakasıydı ama dikişler hırpalanmadan dolayı açılmıştı.Müşahede altına almadan evvel kızı incelemek istedi.İlk bakışta boynundaki izler dikkatini çekmişti.Yarayı sargı bezi ile kapatırken görmüştü bu izleri...Kızın sol boynunda bir dizi morluk, kızarık ve diş izleri vardı. Bariz bir hayvanlığın eseriydi bu izler... Bu izleri tekrar görünce elindeki dosyayı bırakıp Mir Ali'ye baktı.

"Siz yakınları mısınız?"

Mir Ali

"Evet abisiyim."

Deyip doktora yaklaştı.Katre de onunla beraber hareket edip doktora yürüdü.Doktor Katre'ye bakınca Katre

" Arkadaşım."

Dedi.Doktor hafif kafa salladı ve hastasına döndü.Fakat kızın boynundaki izlerle tekrar yüzleşince yakınlarını inceleme ihtiyacı duydu.

Doktor ilk Mir Ali'ye baktı.Gayet eli yüzü düzgün bir adam diye düşündü, o yapmış olamaz dedi içinden ama öyle vakalar görmüştü ki içine bir kurt düştü.Mir Ali'nin yüzündeki endişe ve üzüntüyü görebiliyordu.Buna sığınarak onu es geçti.Doktor Katre'ye göz ucuyla bile bakmadı çünkü bu bir erkek işiydi, uygulanan bir taciz vardı. Kapı tarafındaki adama baktı.

Deniz mavisi gözleri kan çanağı olmuştu.Sanki saatlerdir ağlıyordu.Yüzü kıpkırmızıydı ve her yönden dağılmış gözüküyordu.Doktor sonra vücuduna baktı.Gömleği yoktu, üstü çıplaktı ve yer yer kan izleri vardı. Hastasındaki gömleğin kime ait olduğunu da anlamıştı.Biraz daha inceleyince Uraz'ın ellerindeki kanı da gördü, bakışları kollarına çıkarken tırnak izleri dikkatini çekti.İşte onu bulmuştu.

Yeni intiharın eşiğinden dönmüş bir kızı taciz eden o hayvanı bulmuştu.

Uraz kapıya dayanmış zor bela ayakta duruyordu.Yüzündeki üzüntü ve pişmanlık doktoru her defasında çarpıyordu.İnsan bu kadar kahrolacağı şeyi neden yapardı ?

Doktorla uzun uzun bakışırken doktor Uraz'ın kapı ağzında duruşundan bile suçluluğunu anlamıştı.Doktor Uraz'a olumsuz anlamda kafasını salladı.Ali ve Katre bu hareketi görür görmez aynı anda Uraz'a döndüler. Doktor o sırada harekete geçip Ali'nin koluna dokunarak

"Sizinle biraz konuşabilir miyiz ? "

Ali doktorun götürdüğü yere doğru zarifçe sürüklenirken o sert bakışları hala Uraz'ı kesiyordu.Katre de Ali'nin koluna girip uzaklaşmasına yardım etti. Ali tek bir an Katre'ye baktı. Yüzündeki acı Katre'nin içini sızlattı.

Nihayet dışarı çıkabildiklerinde Uraz içeri doğru bir kaç ürkek adım attı ve hatasıyla yüzleşti. Kan çanağı mavi gözlerinden bir damla sızdı.

 Kan çanağı mavi gözlerinden bir damla sızdı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
MİR ALİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin