Küçük bir evin koca duvarları Ethem beyin sanki sırtına biniyordu. Saatlerdir içerideki adamın sağlığının biraz olsun düzelmesini, ona söylemesi gereken her neyse bir an önce söylemesini istiyordu.Bekledikçe içindeki kötü his bir veba gibi yayılıyor, yaşlı ruhunun bu hisle baş etmesi güçleşiyordu.
Nihayet içeriden çıkan hemşireyi görünce yaşlı bedeni ayaklandı.Özel olarak ilgilenen hemşire
" Ethem beydi değil mi ? "
dedi.Ethem bey acele ile
" Evet. Evet."
diyerek ikiledi. Sonra bu, ona bir terbiyesizlik gibi geldi ve utanıp bastonunu kuvvetlice sıktı. Hemşire hanım bunu farketmedi ve devam etti.
"Kemal bey de sizi bekliyordu. Yalnız çok yorma..."
hemşire hanım cümlesini bitirmeden Ethem bey
" Tabiki gözünüz arkada kalmasın "
dedi ve hemşire hanımı atlatıp odaya doğru yürüdü.Artık bekleyecek ne sabrı ne takati kalmıştı.
Odaya girince senelerdir yanında çalışan avukatının bitik halini gördü. Adam oksijen tüpüne bağlı yaşamının son evresine gelmişti.Gözleri sönmeye yüz tutmuş yıldızları andırıyordu.Yüzü üzerindeki pikeden daha beyaz, dudakları kuru, kırışık teni olduğundan daha yaşlı görünüyordu.
Ethem bey hem arkadaşı hem vefalı avukatı Kemal'i böyle görünce içinden " kimse kalmıyor Ethem, herkes teker teker gidiyor" dedi ve ölümün soğukluğu bedenine ürperti verdi.Bu ürpertiyle titrerken düşündü.
Koca dünyaya çivi çakacak değildi ya elbet kendisi de gidecekti. Sadece bu aralar ölüm sık sık karşısına çıkıp kendini hatırlatır olmuştu.Bu Ethem beyi ziyadesiyle rahatsız etse de kaçınılacak birşey değildi. Hayatı boyunca hep birilerini ve bir takım badireleri atlatmış bu yaşa kadar gelebilmişti ama artık sonunun geldiğinin ve bunu atlatılamayacağının farkındaydı. Düşündükçe boğazına düğümlenen düğümler çoğalıyordu.
Kemal bey ağzındaki plastikten kurtulup elini zorlukla havaya kaldırdı.Zor ve hırıltılı çıkan sesiyle
" Gel Ethem "
Ethem bey uzanıp elini tuttu. Adamın elleri buz gibiydi. Ethem bey içinden " ölüm soğukluğu bedenine işlemeye başlamış " dedi. Bu onu içten içe ürpertti ve korkuttu. Bu zamana kadar ölümü hiç düşünmediği aklına tekrar geldi. Ne kadar da çaresiz bir konuydu.
Ethem bey, Kemal beyin elini tutar tutmaz Kemal bey konuşmaya başladı.
" Fazla bir zamanım kalmadı Ethem ."
Ethem bey bu cümleye susup bakmakla yetindi. Ne cevap verilebilirdi ki... Gideceği o kadar açıktı ki ... Sadece sustu. Kemal bey oksijeninden biraz daha soluyup hırıltılı ve kısık sesiyle konuşarak
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİR ALİ
Teen Fiction'' Bir erkeğin sigarasını yakmak sana kalmadı.'' Dedi. Katre kısa bir süre şaşkınlıkla Mir Ali'nin gece mavisi gözlerine baktı elini saran ele odaklandı.Eli yanmış olmalı diye düşündü ama Mir Ali de bir can acısı göremedi.Mir Ali'nin o cümlesine ise...