Herkese merhabalar. Kısa bir tanıtım bölümü yayımlıyorum. İçimi bölüm sonuna dökmüş bulunmaktayım.
Keyifli okumalar.
"Deniz, dikkat et!"
Bu üç kelime deniz'in zaten tetikte duran vücudunun harekete geçmesini sağladı. Kudret tam arkasındaydı, elinde bir tornavida vardı. Sağ elinde kavradığı sarı saplı sivri aleti tam deniz'in bağırsaklarına saplamayı planlıyordu ki deniz ona doğru çevik bir hamleyle kudret'in kolunu kavrayıp etrafında döndürdü. Afallayan Kudret tornavidayı elinden düşürmüştü.
Şimdi yerde bir tornavida vardı. Ve sandalyede bağlı bir şekilde duran azra, onu kurtarmaya gelen deniz ve tüm bunların sebebi Kudret birbirlerine bakıyorlardı. Boş bulunan kaybedecekti. Aslında kudret burada dezavantajlıydı çünkü ikiye karşı tek kalmıştı, şimdilik.
Sanılanın aksine Deniz tornavidayı yerden almak yerine Kudretten uzaklaşıp Azra'ya koştu. Kudret yerden tornavidayı alıp onların üstüne yürüyene kadar Deniz bıçağıyla azranın bağlı olan ellerini ve ayaklarını çözmüştü bile.
İşte şimdi ikiye karşı tekti kudret.
"Boncuk, manyaksın sen biliyorsun değil mi?" dedi azra, gülüştüler.
"eee, kınalı yapıncak bak sevgilin seni kurtarmaya geldi ama yapması gereken bir kısmı unuttu" dedi kudret.
"Seni kurtarmayı"
Ellerini iki kere çırptı kudret, o sırada karanlıkların içinden gölgeler çıkmaya başladı teker teker. Kudretin adamları Deniz ve Azra'nın etrafını sarmışlardı bile.
Birbirlerine sırtlarını vermişlerdi, şu an yapılacak bir şey olmadığını düşünen azra canı pahasına savaşmaya hazırdı. Deniz gelmişti ya, o yeterdi ona.
Tabi deniz de elini kolunu sallaya sallaya gelmemişti. Karanlıklardan çıkan gölgeleri görünce 'pislik karı yalnız değil elbet' diye düşündü. Birden bi kahkaha patlattı.
Onun bu büyük gülüşünü duyan Hasret ve diğerleri de arkasına saklandıkları kapıdan çıktılar. Şimdi neredeyse eşitlenmişlerdi.
"Ben asla tedbiri elden bırakmam anne. Sen bunu daha öğrenememişsin" dedi.
Şimdi karanlıklar arasında bir avuç kadın, iki grup, canları pahasına birbirlerine saldırmak için 'o ilk hamle' nin gelmesini bekliyorlardı.
Bu bekleyiş çok uzun sürmedi.
"Eeee, nenem eğlence şimdi başlıyor desene" deyip kudretin üstüne atlayan şüphesiz ki Azraydı.
Ondan sonrası tam bir kargaşa tam bir kopukluktu.
Bıçaklar, sopalar, yumruklar, tekmeler ve daha fazlası. Herkes hayatta kalmaya çalışıyordu bu cezaevinde.
Savaş uzun sürmedi.
Azra ve Deniz Kudret'i ellerine geçirmişlerdi haliyle kudretin adamları da dövüşmeyi bıraktılar.
Deniz'in elinde demin Azra'nın iplerini kesen bıçak şimdi Kudret'in boğazında yer bulmuştu. Deniz biraz daha bastırsa ya da ters bir hareket yapsa Kudret oracıkta ölebilirdi.
Kulağına eğildi.
"şimdilik" dedi. "şimdilik sadece Azrayı kurtarmaya geldim. Eğer azraya bir şey olsaydı senin canını alırdım burada emin ol."
Kurdreti serbest bıraktığında kadın yere düştü.
Birkaç derin nefes aldılar.
Azra'ya döndü
"iyi misin?" dedi.
"İyiyim, sakin" diyen azra kalabalığa bağırdı.
"gidiyoruz"
Deniz'in elini tuttu ve oradan uzaklaştılar.
İyi bir iş başarmışlardı fakat durmaya niyetleri yoktu, en azından şimdilik.
*
Herkese merhabalar. Son hikayem 'şüphe' ye devam ederken azden için de bir şeyler yazmaya karar verdim.
Türk televizyon tarihinde bir ilki başararak shiplenen kadın bir çiftten bahsediyorum, azden.
Onların yaratıcıları aslında sadece 'sezdirebiliyorlar' çünkü bildiğiniz üzere televizyonlarımızda artık her şey o kadar sansürleniyor ki bizlere göre 'böyle bir şey olması mümkün değil'
Fakat biz azden'e inanıyoruz.
Onlara bir de benim gözümden bakın istiyorum. Karakterler aynı, mekan aynı fakat olaylar değişik olacak. Cağnımız 'RTÜK' abiye karşı buradayız. Hepinizi hikayeme ortak olmaya bekliyorum.
Son olarak beni tanıyanların bildiği tanımayanların da şu anda öğreneceği bir klasiği yerine getiriyorum.
Buraya kadar okuyan kişi, seviliyorsun.
validex
twitter @haydirasgelsun
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tükeniş•AzDen
FanfictionKırmızı bir at oluyor soluğum Yüzümün yanmasından anlıyorum Yoksuluz gecelerimiz çok kısa Dörtnala sevişmek lazım.