17.10.2016
Sabah erken kalkıp hazırlandım. Okul gezisiyle Efes Antik Kentine gezi vardı . Dilara ve Cey gelmiyceklerdi. Guleyde dünden kalan yarım paket marlboro vardı. Biter diye düşünüp koşa koşa bi paket daha almaya gittik. Kahvaltıyı bi çay bahcesinde yapıcağımız için iki tane de ekmek aldık. En arka koltuğa gectim dört kişilikti ama iki çocuk oturuyordu . Biri Efe diğeri Ahmet. Efeyi 8. sınıftan dershaneden tanıyordum . Ahmet de dershanedeydi ama pek tanısmıyorduk . Müdürün yeğeniydi . Burnu yüksek biri gibiydi ama bana karşı bişeyi omadı hiç . Dönüp:
-sigara kullanıyo musun .
-Evet ama yanımda yok . Dedi.
konuşmaya başladık iyi birine benziyodu o kadar da kendini beğenmiş değildi. Aksine komik bile sayılabillirdi. Bütün gezi boyunca birlikteydik . Sigara içtik ,arkadaşlarıyla tanıştım . Hatta şans eseri öğretmenlerin gecen senelerde düzenli olarak gittiği restorana gittik yakalanıyorduk fakat yakalanmadık .
Ön yargımın yanlış olduğu kanısına vardım sandığım aksine sıcakkanlıydı . Sadece duvarları vardı . O beni psikopat biri zannediyormuş o da yanıldığını fark etti.
Böylelikle bi zehrin hayatıma neler katabildiğini gördüm .
Aynı sınıfta olmasak da tenefüslerde birlikte takılmaya başladık . Yaraları olan fakat bunları göstermekten sakınan biriydi. Kim yarası bilinsin ister ki zaten . Ona sırlarımı anlatabiliceğimi ve ona güvenebiliceğimi fark ettim.
Saçlarını sürkekli düzeltirdi . Gözlüğünü asla çıkarmazdı . Zayıftı. Ne kadar yese de pek kilo almazdı. Onu tanıdıkca alıştım . alışkanlık bir süre sonra güçlü bir bağa dönüştü. ve bu bağ insanı korkutacak cinsten bir bağ haline geldi.
Ailesel sorunlar her zaman yaşadım ama genelde içimde saklardım. Fakat Ahmet beni dinliyordu . Boş ver kelimesinden o kadar nefret ediyordum ki birine bi dert anlattığimda boş ver ya demesi kadar sinir edici bişey yok . Sanki biz bilmiyoz aq boş vermeyi .bi sen akıllısın . Ahmet boş ver demezdi. Dilerdi . İyi hissetmem için uğrşırdı .
İşte hikaye böyle başladı . Sigaranın bana kazandırdığı tek ve en güzel şeydi Ahmet.