1

45 6 8
                                    

Ölüm kokan cenazeler, bir bir akıp gidiyor gözlerimizden...

Uyku ile uyanıklık arasında kaybolmuştum. Duyduğum kesik kesik seslerden başka bir ses yoktu. Yavaş yavaş prangalar indirilmiş göz kapaklarını açtım ve güneşin tatlı, cılız ışıklarının içime işlemesine izin verdim. Duyduğum sesler yavaşça netlik kazanırken doktor beyin sözlerine kulak kesildim.

" Nurşen hanım Besna hanımın durumu gittikçe kötüleşiyor, eğer en kısa sürede bir kalp nakli yapılmazsa malesef hayatını kaybedebilir"

Sonrası cızırtılı bir sessizlik.

Ölüm kimi için kurtuluş, kimi için bir mağlubiyet.

Ben hayatın küçük bir hastane odasına hapsettiği, zaferden yoksun mağlubiyete doymuş nefes alan cenazesiyim...

Önce hayallerimi söndürdüler, sonra gülüşlerimi, bedenimi söndürdüler geriye ne kaldı ki? kırık bir kalp, Ruhu ölmüş bir beden.

Topuk sesleri odayı doldururken
Bakışlarımı beyaz kapıdan içeri giren can yoldaşıma diktim. Yalancı bir tebesüm dudaklarında can bulurken, gözleri dudaklarına ihanet edercesine nemlenmişti.

"Doktor hergün biraz daha iyiye gittiğini söylüyor." Dedi.

İçimdeki adını bilmediğim volkanlar birkez daha ateş saçtı etrafına ve bunu sadece benim içim bildi.

"İyi olduğumu söylemiştim." Dedim kuru bir sesle.

"Doktor Engin beyin biraz işi varmış stajer bir doktor gelip iki tüp kan alıp kanını yoğunluğunu ölçecekmiş daha sonra evimize geçeriz canım."

"Parça parça aldığım kesik nefesimi dışarıya bırakırken usulca başımı salladım.

Başımdan bir an dahi ayrılmayan Nurşene gözlerimi değindirip, kuş seslerine kulak kesildim.

Kuşlar özgürdü. Bana eğer bir hayvan olsan hangisi olurdun? Sorusu sorulsa hiç şüphesiz balık derdim.

Hayatımın her üç saniyesinde yaşanan bütün anıları silip yaşanmamış saymak isterdim.

Odanın zeminine sinen sert adım sesleri ile bakışlarımı kapıda içeri giren adama diktim.

Doktor Engin beyin gönderdiği stajer doktor kapıdaki adam olmalıydı.

yüzündeki hafif gülümseme ve yanağındaki iç içe girmiş iki gamzesi ile tanrının imzasını attığı vücudu ben bir sanatçının kaleminden döküldüm dercesine bana bakıyordu.

Doktor yanıma yaklaşırken

Ruhsuz bakışlarımı çekip bileklerimde olan hastane elbisesini dirseklerime kadar çektim.

Stajer doktor elindeki boş şırıngayı damarıma sokmadan önce tenimi dezenfekte etti ve usul usul ilaç dolu iğnenin sivri ucunu damarlarıma boşalttı.

Saniyeler sonra pamuğun yumuşaklığını delik delik olan kolumda hissettiğimde gözlerimi çevirdiğimde doktorun koluma acıyarak baktığını gördüm.

Kimse bana acıyamazdı. Ben güçlüydüm.

Doktorun elleri arasında olan kolumu bir çırpıda çekerken, pers yeşili gözlerimi nefretle doktora diktim.

Kaybedenler kulübü Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin