1.BÖLÜM

25.1K 400 13
                                    

Uzun uzun derinlere daldım. Denizin eşsiz dalgalarına kaç saattir bakıyorum? Ne zamandır buradaydım? Hiç bilmiyorum sadece aklımda olan bunu nasıl açıklayacağımdı. Bundan 1 hafta önce  uzun zamandır var olan öksürük için hastaneye gittim sonuçların hiç iç açıcı olmadığını doktor bana anlatırken ben de bunu nasıl atlatacaktım veya atlatabilecek miydim diye düşünmeye başladım . Peki aileme sevdiğim adama nasıl anlatacaktım. Hastaneden çıktığım gibi kendimi sahile attım. Ağlamaktan gözlerimin kızardığını şiştiğini fark ettim ağlamaktan yorgun düştüm sürekli arayan serdarı daha fazla merak içinde bırakmadan konuşamadığım için konum attım. 1 saat sonra yanıma geldi. Sorularını sormak için sakinleşmemi bekliyordu.
"sor" dedim. Sormasına sorsun ama nasıl cevaplayacaktım.
"neyin var hayatım ne oldu"
"bir şey yok sadece istemsizce ağladım"
"Burcu çocuk mu kandırıyorsun?"
"ayrılmak istiyorum"
Serdar'a bunu demem gerekiyordu. Onun hastalığımı öğrendikten sonra beni bırakıp gitmesinden korktum. Yapar mıydı acaba gider miydi. Peki şimdi gider miydi?
"neden"
"nedeni yok"
"burcu neden dedim"
Arkama bakmadan yanından uzaklaştım. Eve gittiğimde yatağıma uzanıp akşam babamın eve gelmesini bekledim. Beklerken uykuya daldım. Annemin odaya gelip uyandırmasıyla yerimden kalkıp babamın geldiğini fark edip  masaya oturduk. Yemek yerken babamın üzgün olduğumu anlayınca babam "neyin var gibi baktı" bende herkesin yemeğini bitirdiğini görünce;

"konuşmamız gerekiyor"
"neyin var kızım anlat"
"nasıl diyeceğimi bilemiyorum ama sizden saklamak istemiyorum".
"korkutma kızım söyle" diyen anneme dayanamadan gözlerimden yaşlar akmaya başladı.
"kaç zamandır geçmeyen bulantı kusmalar öksürük yüzünden doktora gittim. Doktor birkaç tahlilden sonra akciğer kanseri olduğumu söyledi. Bunun için tedaviye başlamamı söyledi." herkes şok içindeydi ne diyeceklerini bilmezken babam " yarın başka hastaneye gidilecek hemen bir doktor dedi diye kanser olamazsın"
Sabah ilk işimiz başka hastaneye gidip tahliller verdik ve sonuç değişmedi. Eve geldiğimizde odama geçerek annem yanıma geldi.

"haberi var mı kızım"
"söyleyemedim ayrıldım"
"bilmeye hakkı var kızım"
"anne öldüğüm zaman daha fazla acı çeksin istemiyorum"
"sen onu seviyor musun?"
"Evet"
" o seni seviyor mu?"
"benden daha çok seviyor"
"o zaman bilmeye hakkı var yarın git konuş kızım"

Annem odadan çıktıktan sonra uzun uzun düşündüm. Annemin sözünü dinleyip Serdar'ı arayacaktım  saatin geç  olduğunu fark edince mesaj attım.

"merhaba Serdar  yarın buluşmamız  lazım acil her zaman ki yerde bekleyeceğim seni" dedikten sonra bir şekilde uyudum.

Sabah kahvaltı yaparken anneme rüyamı anlatmak istedim.

Anne bembeyaz bir yerdeydim. Koşuyorum sana yaklaşmak için koşuyorum yetişemiyorum. Ardından bir küçük kız gördüm bana benziyordu. Minik elleri ile bana yaklaşıp elimden tutup yürümeye başladık.

Annem bana sarılıp "bunu atlatacağız kızım" dediğini duyunca göz yaşlarıma hakim olmadım. Kahvaltıdan sonra Serdar'la buluşmak için hazırlandım. Yarım saat sonra gittiğimde Serdar orada bekliyordu. Yanına gittiğimde öyle sarıldım ki ona gözlerimi kapatıp eşsiz kokusunu içime çektim. Bir müddet öyle kaldıktan sonra sessizliği ben bozdum "özledim" dedim bir gün bana bir sene gibi geldi. Gözlerine baktığımda "neden gittin" der gibi bakıyordu.

"acil demişsin ne oldu"
"neden ayrılmak istediğimi söylediğim de içimde kararsızlık vardı. Serdar ben hastayım" Nasıl söylesem diye düşünürken bir anda söyledim. Acaba ne hissediyor? Acaba gidecek miydi?

" ne hastası Burcu adam akıllı anlat."
"sana sürekli diyordum hastayım bir türlü geçmiyor öksürük doktora gittim ve doktor akciğer kanseri olduğumu söyledi."
"başka doktora gideriz olmadı başka hastane o da olmadı yurtdışında hastaneye gideriz"
"öğrendiğimin ertesi günü annemlerle gittim sonuç değişmedi" dediğimde bana sarıldı ve "atlatacağız" dedi.  Ayrılmak istediğimi yanlış karar olduğunu şimdi anladım. Bana aşık olan adam beni bırakıp gitmezdi. Sanki aklımı okuyormuş gibi bana dönerek "bu yüzden mi ayrılmak istedin?" cevap veremedim. Gözlerimden akan yaşlar yanaklarımdan düşerken özür dilemek istedim.

"özür dilerim"
"canım ben senin her zaman yanındayım fakat bir şartla affederim seni"
"şart mı? Ne şartı Serdar? Şartını kabul etmezsem affetmeyecek misin yani?"
"daha şartımı duymadın güzelim yarın akşam benimle yemeğe çıkarsan affederim."
"tamam o zaman akşam gelir alırsın"
"hadi seni eve bırakıyım kızlar gelicekmiş sana" Serdar bunu nereden biliyor diye düşünecekken tabi ki yakın arkadaşlarından bilicekti. Arabaya geçip beni eve bırakıp gidecekken  eve gelmesini istedim. Annem Serdarı öz oğlu gibi seviyor. "kızlarla dedikodunuz bitmez" dediyce ısrar etmedim.Rüya ve Ece geldi. Kızlara durumumu anlattıktan sonra bana moral vermeye başladılar, daha sonra dedikodular felan derken zaman çabuk geçti. Yarın Serdarla gideceğim akşam yemeği için gardıroptan elbise bakmaya başladık. Siyah, kırmızı, uzun, kısa hangisinde karar vereceğimi bilemedim yarın akşamı düşünürken hastalığımı unutmuş gibiyim. Serdar kısa giymeme kızar o yüzden uzun tercih ettim. İkimizin ortak renk olan siyahı tercih ettim. Kızları bizde kalmak için ısrar ettim ve kırmadılar beni. Sabah olduğunda herkes uyuyordu kalkıp yerimden araştırma yaptım bu hastalıktan kurtulanın olmadığını kurtulanın ise şans olduğunu öğrendim. Bazı yerlerde motivasyonun yüksek olması gerektiği yazıyordu. Ne kadar yüksek olabilirdi hangi gün ölücem korkusuyla insan ne kadar motive olabilirdi. Peki en son hangi filmi izlicektim? Hangi yemeği yiyecektim? En son ne için gülecektim?  Madem motive diyorlar biraz sabah eğlencesi şart. Kızların yanına gidip ilk başta Eceden başladım gıdıklamaya başladım ve yanağına bir öpücük kondurup Rüyaya geçtim onu ne kadar hırparsam hırpalayım zor uyanır neyse ki zoru başardım. Ardından odadan çıkıp mutfağa yönelip kahvaltı hazırladım. Hep birlikte kahvaltı yapıp masayı toparladık.

SANA ANNE DİYEBİLİR MİYİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin