16. Yaş Günü Hediyesi

78 2 0
                                    

  Hayaller... Her çocuk hayal kurmasını sever. Sadece çocuklar mı kurar? Hayır yanılıyorum.Hadememiz   Lucy her zaman hayal kurardı. Fırıncıyla aşkını düşünür dururdu. O gün köşedeki çınar ağacına dayanmış bende hayal kuruyordum. Kuralsız ve yasaksız olabilen tek dünyam hayallerimin krallığı idi. Çamurdan doğum günü pastamı hazırlamış ağaç dallarından bir kısmını kırıp mumlar olarak pastamın üsütüne dikmiştim. Tam üfleyeceğim sırada limandaki yangın şehri sarmaya başlamış köşedeki dilenciği öldürmüştü. Yetimhanedeki herkes yangının sönmesi için yardım ederken ben kaçıyordum.Belki bu benim için bir uyarıydı. Balkide ölmeliydim. Ormana doğru koşmaya başladım. Çok hızlı olmalıydım. Ormanın ortasında durduğumda siyah pelerinli biri ile karşılaşmıştım. İlk önce annem olduğunu sandım (yine hayaller..) yanıma geldi ve kulağıma birşeyler fısıldadı

  "Beni senden kimse ayıramaz meleğim" . Dediğinde kendimi onun kolları arasında buldum.Boynumda bir acı hissetmiştim. O acı vücudumdaki sıcak olan herşeyi aldı. Kimsesiz olan bedenim artık karanlığa teslim edilmişti.Uzun bir uykudaydım sanki en kötü anılarım,en iyi anılarım hepsi rüya gibi geliyordu aklıma...Düşüncelerim bir yerde toplandı ve gözlerimi açtım.  

    Uyandığımda yanımda kimse yoktu. O acıyı yaşatan varlık yoktu. Aç olan bedenim beni daha da yoruyordu. Kuş sesleri ilk defa bu kadar netti. Hava kapalıydı. Sanki bulutları inceleyen bir teleskoptan bakar gibiydim. Buludun içinden yağmur damlalarını seçebiliyordum. Yürüdüm,yürüdüm,yürüdüm... Bir ev karşıma çıkmıştı. Küçük bir kulübeyi andırıyordu. Bacasından çıkan dumanlar evde birinin yaşadığını açıklıyordu. Yemek yiyecektim. Hızlı adımlarla kapıya koştum. Kapıyı çaldım. kapıyı açan 60 yaşlarında bir kadındı. Kısacık boyu ve kıvırcık saçları vardı. Sıcak bir gülümseme ile karşılamıştı beni. Kadına aç olduğumu söyleyecekken sandığım olmadı ve yüzüm gerildi, kadın bir canavar görmüş gibi suratıma baktı. Onun narin ve kırışık dolu boynunu ısırdım. O acı içinde çığlık atarken ben soğuk bedenim için ziyafet çekiyordum. Kadının son damlasına kadar içtiğim kanı her yerime bulaşmıştı. İçeri girdim. Ev Küçüktü, girişte büyük bir ocak karşılıyordu sizi yanında daküçük bir şömine. Ocağın üstünde pişen çorba kokusu küçücük evi sarmıştı. Odasına girdim. Küçük bir yatak ve dolap karşılamıştı beni. Kıyafetlerinden birini giydim. Eski net olmayan gözlerim her ayrıntıyı görüyordu. Toz taneleri havada uçuşurken ben cessedi yaktım. Neydim ben! Katil mi, yetim mi? Keşke böyle bir varlık olmasaydım.

     Yorumlarınızı merak içinde bekliyor olacağım. Umarım beğenirsiniz.

   

  

ElanourHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin