İçimdeki nefret ve karmaşa birleşmişti. Odanın camından hızlıca çıktım ve arkamdan çıkan kırık sesi üzerine diğer hemşirelerin geldiğini duymuştum. Kutuyuda yanıma alıp harabe evimin yolunu tuttum. Bu benim için uzun sürmüştü. İçimdeki nefreti azaltmak için yolda bir kaç insanın boynunu deşmiş ve sıcacık kanlarını eskisi gibi iyi çalışmayan midemde hissedebiliyordum. Harabeme vardığımda kutunun içindeki dört kitap kalınlığındaki defterleri çıkardım ve tek tek okumaya koyuldum. Bunlar bazı sayfalarda tarihlere sahiplerdi. Bir günlük olabileceğini düşündüm. Kesinlikle öyle değildi. Sanki birinin yeni bir tür oluşturduğunu anlatan yazılardı.
Yazılar hızlı çalışan beynimi karıştırıyorlardı.Durdum bunları anlamaya çalıştım. Sanırım büyük büyük babam yeni bir tür oluşturmuş ve bunları sayfalara kaydetmeiş. Büyük babam kulağa ne kadar saçma gelsede öyleydi. Ölen Alexandr benim soyumun devamcısıydı. Bunlar hızlı algılayan beynime çok yavaş işlenmişti. Bütün defterleri okumuştum.Sonuncusunda ise bunun sebebinin bir cadı olduğu yazılmıştı. Bu bir lanetti ve dünyanın belirli kesimlerindeki insanlara yayılıyordu.İlk değildim bunu biliyordum. Andrew ise bilinçsizde yaratılmıştı. O esas deneydi. Peki ben ben nasıl bir büyüye maruz kalmıştım? Düzelebilecek miydim? Peki ya ya, ailemi bulursam?
Sorular kesinlikle beynimi cimciriyordu. Kutuyu duvara doğru attığımda ince bir dosya yere doğru inmişti. Yerimden hızlıca kalkıp dosyanın olduğu tarafa doğru yöneldim. içinde "Webb Ailesi'nin Soyağacı" yazıyordu. Adımı aradım ama bulamamıştım.Belkide adım Elanour değildi.Belki de başka bir Webb adıydı. Tam bunları düşünürken elime eskimiş bir fotoğraf geçti. Bu fotoğraftaki bina bana tanıdık gelmişti. Çocukken kaldığım yetimhaneydi bu. Arkasını çevirdiğimde ise "Elanour webb,1804 Atlanta; Mary Elizabeth'in kızı. V.Orlando Webb'in gayri meşru çocuğu." yazılarını okumamla kafamın karıştığını artık hiçbir şey anlayamadığımı anlamıştım. Utangaçlık, öfke, üzüntü, kıskançlık hepsini bir anda hissetmeye başlamıştım. Bunun ne demek olduğunu anlamıştım. Beslenme vaktiydi. Şehir merkezine indim ve hastanenin yakınlarında bulunmamaya çalışıyordum. Tam o sırada yaşlı bir adamın önümden geçen gölgesini gördüm. Tek hamlemle onu kendime çektim ve scak boynunu deştim.Dişlerimi geçirirken bir kez inlemişti. Sonra herkes gibi bana teslim olmuştu.
Zamanım kısıtlıydı canlarım kısa yazmak zorunda kaldım. Kusura bakmayın! Sizleri seviyorum :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elanour
FantasyHerkesin garip bir yaşantısı vardır. Elanour'da garip bir kız ayrıca acı çeken ve en büyük acıyı yaşayacak bir tipten. Aşkı merak ediyordu. Yaşantısı değişene kadar...