"Başka hiçbir şey göremediğine emin misin?" diye sordu Kemal beni sarsarak.
Anlattıklarımdan sonra doğal olarak evdeki herkes paniğe kapılmıştı. Elena bile ellerini birbirine vurarak kendi dilinde bir şeyler söylüyordu.
"Görmedim. Arkada iki adam vardı, Özgür'ü zorla arabalarına bindirdiler."
Alp ağlamaktan gözleri şişmiş bir şekilde yanıma geldi. Benim suçummuş gibi gözlerimin tam da içine doğru baktı:
"Neden gitmesine izin verdin?"
"Alp ben-"
"Senin arkadaşın olmayı çok istemişti."
"Düşündüğün gibi basit değil, Alp."
"Anlat o zaman. Neden onu gönderdin?"
Kemal araya girmeseydi küçük çocuk beni ağlatacaktı.
"Hadi Alp, Elena seni yatağına yatırsın."
Alp istemeden odasına gitti. Kemal'le yalnız kalmıştık. Üzüntüsü kızgınlığını bastırmıyor olsaydı o da bana kızacaktı.
"Yetişemedim..." dedim. Dudaklarımdan başka bir kelime çıkmıyordu. Yetişememiştim. O tarafa doğru gitmiş olması benim suçumdu. Belki ters davranmasaydım...
Bir kurşun sesiyle ikimiz de yerimizden sıçradık. Ses dışarıdan gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Salgın: Savaş
FantasíaOnlar etrafını sardığında tek bir seçim yapma hakkın olur. İnsanlığından vazgeçip kurtulmak mı, yoksa kim olduğunu unutmayıp ölmek mi? Hızlı düşün. Çok zamanımız yok. (Salgın serisinin ilk kitabıdır. İkinci kitap: Salgın: Özgür) Tamamlanmış hikaye.