Ruh Öküzleri |Ara Verildi|

"Sen Lucas Till'e benzemiyorsan ne olacak ?"|3|

Hepimizin ağzında "Oooo" diye bir ses çıkmıştı. 

***

Şevval'in Anlatımı =

Hemen geri çekildiler. O an kahkahalarla gülmek istedim. Ama sadece istedim, çünkü o Melis, yani beni döver. 

"Domateslerden bile kırmızı oldun Melis." dedi Can ellerini arkaya koymuş bir biçimde sırıtırken. Salak çucuk! İyi öpüşüyor aynı zamanda, kaç kişiyle öpüşmüştür acaba bu yaşta? Amaaan, bananesi.

Melis patlıcan moruna dönerken bu sefer sarışın mavi gözlü çucuk -adı Furkan'dı sanırım- konuşmaya başladı.

"Melis, ben açım ve sen karşımda sebze renklerine girip duruyorsun. İnsaf ama yaa cık cık cık, olmaz ki." 

"Sen her zaman açsın Furkan!" dedi 3'ü bir arada. Anladınız işte, Mert, Can ve Emre. Biz Sıla ile kıkırdadık, ve aynı anda Melisa'ya döndük. Sonra Melisa konuşmaya başladı.

"Defol git lan, anan beklemiyo mu seni?" 

"Ha, şey, evet." dedi ve yürümeye başladı Melis. O gözden kaybolunca ben, Sıla ve Melisa birbirimize bakıp, aynı anda hunharca gülmeye başladık.

"Numaralarınızı alabilir miyiz kızlar?" dedi Emre. Bu çucuk neden Sıla'ya bakıp duruyor? Her neyse.

"Immmm, hayır." dedi Sıla. Bu. Kız. Şeytan. Benden söylemesi.

"Immmm, neden?" dedi Emre ona dönerek.

"Canım istemiyor." dedi ve kalkıp gitmeye başladı Sıla. Fazlasıyla durgunlaşmıştı.

"İnsan kılığındaki öküzler, geliyor musunuz?!" diye bağırdı arkasını dönmeden. Omuz silkerek kalktık. Giderken Emre Melisa'yı tuttu ve "Konuşabilir miyiz?" dedi.

O. AN. İNANAMADIM.

Bir kaç saattir tanıyor olsam bile, her özelliğini çözmüş olduğum Melisa, ondan beklenmeyecek kadar nazik bir şekilde "Tabii," dedi ve bana dönerek, "sen git, ben gelirim kamqüü!" diye anırdı. Öküz her yerde öküzdür arkdşlr.

Melisa'nın Anlatımı =

Emre bir şeyler konuşmak istediğinden beri bu 4 erkeğin arasında oturuyorum. Nye bn sylsnze? Nye Şvvl dğl? 

Furkan adlı daha öpüşmeyi bilmeyen jojuh, bana ters bir bakış atıp diğerlerine döndü. Bu ne atar Maykıl? Şimdi Maykıl diyince de benim kılım anlamına geliyor... Neyse, tamam. Siz anlamazsınız.

"Konuşsanıza sosyopatlar." dedim onlara doğru. Hehehe, onlara sosyopat diyeceğim, çok yakıştı valla, billa, yeminlen, dinimiz amin.

"Seni seçtik!" diye hep bir ağızdan bağırdıklarında, yeminlen elimdeki All That Matters yere düşüyordu. Hayır, ben kendime değil ona üzülüyorum.

"Pikaçu muyum ben, manyaklar? Niye beni seçtiniz? Neye beni seçtiniz?" dedim soruları sıralayarak.

"Numaralarınızı sen ver bize. Arkadaş olmak istiyoruz." dedi esmer bomba. Heheh, ona da böyle derim artık.

"Belki biz istemiyoruz?" dedim kaşlarımı oynatarak. Ciddi anlamda bunu yapabiliyorum. Ama şuna bakın ki,tek yapabildiğim şey de bu.

"Hadi amaa!" dediler ve Emre'ye baktılar. Emre birden "Kapkeeeğğkk!" diye bağırarak çok mu çok tatlı bir gülümseme gönderdi. Hayır! Bu bakışı Sıla'da atıyor, yapmayın. Dayanamam ben, ouuf.

"Tamam, ama bir sorun var."

"Ne?"

"Ben de onların numarası yok."