Not: Emily 2 aylık, Liz hamile
Not2: Medya EmilyKarısı yavaşça gözlerini açınca o güzel gözlerini görmeyi çok isterdi fakat hamileliği yüzünden her sabah güne istifra ederek başlıyordu. Henüz 1. ayında olmasına rağmen karnı belli oluyordu. Ayrıca rahatsızdı. Son günlerde eve çok gelemiyordu genç adam.
Sabahtan ilk iş karısı ile ilgileniyordu. Ardından kahvaltıdan önce gitmeye dikkat ederek okula gidiyordu. İşinin bitme saatine göre Çatlak Kazan'a gidiyor ve üç-dört saat çalışıyordu. En son saat yedi ile sekiz arası başlayan Yoldaşlık toplantılarına katılıyordu. Bu toplantılar bazen iki bazen yedi saat sürüyordu. Çift arasında anlaşmıştı. Eğer saat on biri geçerse eve gelmeyip Yoldaşlık'ta uyuyordu. Hafta sonları ise okulda fazladan ders alması gereken öğrencilere ders verip boş kalıyordu.Fakat bu hafta sonlarını da birlikte geçiremiyorlardı. Liz bir şifacı olduğu için haftada 4 çalışıyordu ama bu çok fazla değil çünkü 2 aylık kızları Emily ile ilgileniyordu. . Arada boş günleri olduğunda ise Lordun Malikanesinde Paris ve Venus'e bakıcılık yaparak ( kendisi ne kadar kabul etmese de) ,Hella'ya bebeklere bakmasında yardım ederek veya göreve gidip Ölüm Yiyenler ile toplanıyordu.
O Perşembe günü yine güzel bir tuvalet seansı ile başlamıştı. Karısının bu halini görmekten nefret ediyordu. Onu çok seviyordu ve acı çekmesinden hoşlanmıyordu. Şu son bir haftadır ondan kaçtığı için onu özlemişti. Ama o kızıl çok zeki biriydi. Rüyayı ilk gördüğü gün ona bir sorun olup olmadığını sormuştu ama genç adam ona yarım yamalak bir cevap verip hemen tüymüştü.
Hemen mutfağa gidip biraz ekmek kızarttı. Yanına biraz gül reçeli çıkardı. Neden bilinmez bu midesinin kabul ettiği sayılı yiyeceklerden biriydi. Güzel kız yavaşça mutfağa geldi ve kocasının yanağına bir öpücük bırakıp yemek masasına oturdu ve manzarayı izlemeye başladı. Aslında buna pek manzara denemezdi çünkü mutfak penceresi küçük ama işlek bir sokağa bakıyordu ve bu pencerenin bir kısmı yangın merdiveni tarafından istila edilmişti. Ama kız bunu severdi. Oturdukları ev kocasının ailesinin eski eviydi. Aslında ailesinin başına gelenler hiç neşeli bir şey değildi fakat oğlan bunu çok umursamıyordu.
Günlük vedalaşmalarını yaptıktan iki saniye içinde Hogsmade'e varmıştı çocuk. Normalden erken gelmişti çünkü Remus'un odasına baskın yapacaktı.Rüyaları bilen tek kişi oydu ve şu hayatta en çok güvendiği kişi de oydu. Liz'e bile o kadar güvenmiyordu. Remus onun için her zaman bir arkadaştan fazlası olmuştu. Bir kardeş olmuşu. Gerçi o onun için aynı hissediyor mu bilmiyordu. Remus ile Hogwarts'ın ilk günü trende karşılaşmışlardı. James ve Sirius'tan önce arkadaşlardı. Ona hep yakın hissetmişti. Gruptaki mantıklı kişiler onlardı. Ve dalga geçmeden onun dertlerini dinleyecek tek kişi oydu. Liz dışında.
Okula doğru ilerlerken rüyalarını düşünüyordu. Bir kaç gündür bu rüyadan kesitler görüyordu. İlk gün bir odada bir teleskop görmüştü, ikinci gün Remus'un ağladığını, üçüncü gün dördünün sarıldığını, beşinci gün Dorcas'ın yerde bağırdığını, altıncı gün Rod ve Hella'nın kavgasını ve dün akşam sonunda parçalar birleşmişti ama bu onu sadece daha çok korkutmuştu.Ama daha fazla düşünmeye vakti yoktu. Şatoyu gördüğünde saate ancak bakabilmişti. Remus bu saatte uyanmış olamazdı. Hep geç kalkardı zaten. Şatoya girdiği gibi Remus'un odasına koştu.
Yolda gördüğü bir kaç öğrencisi ile selamlaşıp odaya daldı. Tahmin ettiği gibi oda dağınıktı ama Sirius'un odası kadar değil. İçeride birkaç kahve bardağı, öğrencilerin ödevleri ve bir kaç kitap ile çikolata ambalajları vardı. Remus'un üstünde 3 kedi yatıyordu. Bir anda gidip yorganı çektiği anda Remus bağırarak yerinden şıçramıştı. '' ALİC...Offf Pete. Ne var?''. Genç adam sadece arkadaşına bakıp gözlerini devirdi. Ona sadece tek bir kelime söylediğinde çocuğun onu dinleyecek kadar ayılacağını biliyordu ki öyle de oldu. Remus'a bütün hikayeyi anlattı. Alice kısmı dışında. Rab kısmında sadece gülmüştü. Ama sanki içten içe onu rahatsız ediyormuş gibi geliyordu.
AŞKAM SAAT 20.00
Genç adam ve Remus yoğun bir günü yarılamışlardı. Saat sekiz olmuştu ve onlar toplantıya geç kalmışlardı. İkisi birden koşarak Hogsmade'e gidiyorlardı ve çantalarından kağıtlar uçuşuyordu fakat umurlarında değildi. Dumbledore onlara bugün önemli bir görevin olduğunu söylemişti. Normalde şu rüya işini toplantıdan önce anlatacaklardı ama geç kaldıkları için bu iş sonraya kalmıştı. Peter ne kadar söylemek istemese de Remus çok ısrarcıydı. " EN SONUNDA" diye bağırdı ve ikisi beraber Hogsmade'in o soğuk ve işlek sokağından kayboldular.
Nefes nefese gelen iki genç adamı kızıl saçlı kadın karşıladı. " Hey hey hey siz nerede kaldınız. Hepimiz sizi bekliyoruz" Remus ona sarılıp sesini bastırmaya çalışarak " Evet Lily bizde seni özledik " diyip ondan kurtuldu. Arkada kalan oğlan ise sadece gülüp kafasını iki yana salladı ve kızıl kadının omzuna kolunu attığında ikisi içeri girdi.
İçeride gerçekten bir kalabalık vardı. Sirius, James, Lily , Kingsley, Arthur,Pandora, Marlene, Aaron, Molly,Dorcas , Alice ve Dumbledore. Son iki kişi de gelip özürler eşliğinde yerlerini aldılar. Remus Molly ile Alice in arasına oturmuştu. Peter ise kendini James ve Dorcas arasındaki boş sandalyeye attı. Herkesin hazır olduğundan emin adam yaşlı adam bütün gözleri üzerinde hissettiğinde konuşmaya başladı.
" Sizler çocuklar, şu an Yoldaşlıkta olan hem en genç , hem en sadık, hem de en çevik insanlarsınız". Yaklaşık sekiz aylık hamile olan Pandora buna güldüğünde herkes kıkırdadı. Yaşlı adam bir süre sonra sözlerine devam etti. " Bildiğiniz gibi Ölüm Yiyenler günden güne güçleniyor. Ama bunun umudunuzu kaçırmasına izin vermeyin. Hepiniz birlikte büyük şeyler yapabilirsiniz. Birazdan herkese görevlerini dağıtacağım ve lütfen bu işlem sırasında eğer bir itirazınız olursa toplantı sonrasında bana özel olarak gelin"
Herkes gerilmişti. Etraf bir anda durulmuştu. Çiftler birbirlerinin ellerini sıkıca tutuyorlardı. Ve Dumbledore tekrar konuşmaya başladı. " Dorcas, Arthur ve Aaron siz yarın Fransa'ya gidiyorsunuz. Sadece size vereceğim adrese gidip durumu anlatın. Size gereken şeyler vereceklerdir. James , Peter ve Alice siz üçünüz biraz daha karanlık bir görevde olacaksınız. Şu listedeki üç Ölüm Yiyeni takip edeceksiniz. Üç gün içinde nerelere gittiklerini yazın. Not alın. Planlarını öğrenmemiz lazım. Remus ve Sirius siz bu akşam burada kalıp kütüphanedeki kitaplardan lanetler ve koruma büyüleri bulacaksınız. Diğerleri nöbet sıraları için koridorlardaki listeleri kontrol etsinler. Şimdi raporlar."
Toplantı bittiğinde saat 1'e geliyordu. Herkes yorgundu ama içlerinde bir umut vardı. Dorcas, Lily, James, Remus ve Alice ile beraber o akşam orada kalmaya karar vermişti bizim çocuk. Lily, James'in kucağına kıvrılmıştı. Remus , Dorcas'ın uyuduğu koltuğun altında yerde oturup gazete okuyordu. Alice, kafasını Peter'ın bacağına koymuş şömineyi izleyip bir şeyler düşünüyordu. Peter ve James ise sadece sohbet ediyordu.
Aradan bir süre geçtikten sonra hepsi sohbete katıldı. Dorcas uyanmış ve hepsine sıcak çikolata yapmıştı. Çok uzun zamandır hepsi gerçekten mutlu olduklarını hissetmişti. Birlikte ve mutlu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Başka Bir Çapulcular Dönemi /A ''AMK-I MEMNU OOC RP'' STORY
FanficBu hikaye bilmeyenler için saçma gelebilir fakat bunu yazmamın asıl sebebi beni her koşulda dinleyen ve yardım eden, bana ikinci bir aile gibi olan arkadaşlarım ile eğlenmemiz için. O yüzden yazım ve imla hatalarına takılmayın.