Aria Ramirez ile Hogwarts'a Doğru

Şaşkın İki Yeni Öğrenci

Peron dokuz üç çeyrekten geçtiğimde etrafımda bir sürü insan olduğunu fark ettim.Etrafıma baktım. En son buraya geldiğim an ufak bir büyüyle aklımdan alınmıştı bu yüzden Hogwarts Treni'ni görünce nefesim kesildi. Ve Richard Jackson'ını görmemle arkamı dönmüştüm. Beni tanımamalılardı.

Keşke saçlarım eski rengine dönseydin birden de beni tanımasalar, diye düşündüm.

Ardından fark ettim. JJ nerede kalmıştı? Birden göz devirerek ve bagaj arabasını sürükleyerek yanıma geldi.

"Fangirl çığlıkları ile- saçın? Yine kumral olmuş?"dedi birden şaşırarak.

Gözlerim büyüdü. Atkuyruğumun ucunu elimle tutup rengine baktım. Olmuştu! Küfrettim. Ve iki tane bagaj arasabı sesi geldi.

"Aağağağa, tut beni Lülü kalp spazmı geçitiyorum."dedi Sudem'in sesi.

Eylül ise onu duymamış gibi bana döndü, "Saçın eski rengine dönmüş."

Sudem ve Eylül'le tanışın. Türkiye'deki en yakın arkadaşlarım. Onları okulları açılana kadar Londra'ya gelmelerini teklif etmiştim ve tabii ki ikisi de bu teklifi bir saniye bile düşünmeden kabul etmişlerdi.

Sudem , Büyücülük Dünyası'nı benim kadar olmasa da çok seviyordu.Eylül ise bu konuya benim sayemde bir seviyeye kadar alışmıştı. Ama JJ ile ben onlara Hogwarts'a değil de bir öğrenci değişim programına katılarak normal bir okula gittiğimi ve beni bir ailenin misafir ettiğini söylemeye karar vermiştim.

Tabii ki bi noktada onlara herşeyi açıklamak zorunda kalacaktık. Ve sanırım o an bu andı. JJ ile birbirimize baktık bir süre sonra baktıktan sonra derince iç çektim. Omzumun arkasından Jacksonların hâlâ orada olup olmadığını kontrol ettim.

"1 Eylül'de bütün İngiltere büyücü gibi mi davranıyor! Allaah harikaa..."

JJ'in kolunu cimcikledim, "Edmund ve Logan orada JJ! İçeri girmemiz gerek!" dedim. Ve bir daha baktım. İyice paniklemiştim, "JJ buraya geliyorlar bir şey yap!"dedim endişeyle fısıldayarak.

JJ birkaç saniye durakladı ardından, "Tamam. Siz gidin ve bir kopartmana yerleşin. Ben onları oyalar ve bavullarınıza sahip çıkarım."dedi.

Eylül ve Sudem ikimize de neyden bahsettiğimizi anlamamışça bakıyorlardı. Onları kollarından sürükleyerek içeri çektim.

"Hayvan, kolumu kopardın!"

"Bi şeyler dönüyor değil mi?"diyen Eylül'e döndüm.

"Üstüne bastın Lülü. Ve ben size hepsini açıklayacağım. Önce boş bir yer bulalım. Lütfen!Acele edin!" Gözlerimdeki ciddiyeti görünce tek kelime etmeden yürümeye başladılar.

Ben ise koşmaya başladım. 1.sınıf bölmesine geldiğimizde hepimiz nefes nefeseydik. Son kompartmana girdik. Onlar şaşkın şaşkın bakınıp otururken ben kapıyı kitleyip üstüne koridora bakan perdeleri örttüm.

Trenin son vagonunun son kompartmanında olduğumuzdan istasyonun içinde bile değildik. Bu yüzden diğer pencereyi kapatmaya gerek duymamıştım. Derin bir nefes aldım ve koltuğa yayıldım. Bizimkilere döndüm, "Ah, size süper bir haberim var kızlar!'

♤♤♤♤♤♤♤♤

Söylediklerimi sindirmeleri için bekliyordum. Ve 10 dakikadır hiç tepki vermemeleri beni endişelendirmeye başlamıştı.

Tren hareket etmeye başladı. Eylül sakin bir sesle, "Emin olmak için tekrar ediyorum. Bi sabah kalktın kafan tertemiz şekilde Gryffindor Yatakhanesi'ndesin. Sonra bi tane kanka edindin kendine ona her şeyi anlattın. Beraber Kılkuyruk'u yakalayıp Lupin'e götürdün. Sonra bir tane erkek arkadaşın oldu. Sonra erkek arkadaşının kankanın abisi olduğunu fark ettin. Sonra Sirius Black'in aklanmasına tanık olarak katıldın ama fark ettin erkek arkadaşının en yakın arkadaşı senin ağabeyin, ağabeyinin yanında kaldığı bakanlık görevlisi ise hem teyzen hem de Sirius Black'in eski nişanlısı çıktı. Sonra gerçek ailen hakkında bilgiler edindin. Bunun ardından JJ'in okulda olduğunu fark ettin. Birkaç ay sonra JJ ile konuşmaya gittiğinde JJ seni kolundan tutup Dumbledore'a getirdi. Dumbledore senin hafızanı geri getirip sizi Türkiye'ye postaladı. Sen geri döndün bir baktın ailen meğerse gerçekçi bir illüstrasyondan başka bir şey değilmiş. Sen de bizi kandırıp evini küçülttün ve bavuluna soktun ve geri dönmemek üzere buraya geldik."