1. BÖLÜM

2.2K 94 14
                                    

Selam çukulatalarım! Nasılsınız? İnşallah iyisinizdir. Neyse fazla uzatmadan hikayeye geçiyorum umarım beğenirsiniz. İyi okumalar!

HooMin
Bu gün annemin ölüm yıldönümüydü. Tam 1 yıl olmuştu. Koskaca 1 yıl. O'nu o kadar çok özlemiştim ki. Bana bıraktığı hatıra defteri ise...

Flashback

"O'nu bana geri ver!"

Dinlememişti.

"JungKook ver şu defteri bana!"
"Ama sen sürekli bunu okuyorsun bizimde arkadaşların olarak ne okuduğunu bilmemiz gerekir değil mi?"

Piçimsi bir gülüş attı. Gerçi tam anlamıyla bir piçti.(inşallah çarpılmam)

"JungKook lütfen."

Ve kitabı aşağı bıraktı.

"Hayır!"
"Ah tüh ya elimden kaydı."

Koşup uçurumdan aşağı baktım. Ama yoktu. Çünkü artık dalgalar arasındaydı. O defter bana annemden kalan son şeydi ve oda artık bir piç yüzünden yoktu.

Sinirle çöktüğüm yerden kalktım ve JungKook'un tam karşında durdum.

"Ne o? Beni-"

Sözünü kesen şey benim attığım tokattı.

"Sen kim-"
"Sakın! Ağzını açma! Seni şerefsiz! O aşağıya attığın defter neydi biliyor musun!? Benim 10 ay önce intihar eden annemden kalan tek şeydi! Sayende artık oda yok!"

Gözlerimde ki yaşlar bağımsızlığını ilan etmişti artık.

"Neden sürekli onu okuyordum biliyor musun!? Gözümün önünde annem canlanıyordu! Hiç değilse yanımda gibi hissediyordum! Sayende artık onu da yapamayacağım!"

Gözlerinde pişmanlık duygusu aradım ama yoktu. Anlamdıramadığım bir duygu vardı.

"Ah doğru ya unutmuşum. Sen ne anlarsın ki bunlardan? Değil mi? Jeon JungKook için varsa yoksa kendisi!"

Bir adım daha yaklaştım.

"O kadar çok bencilsin ki, senden iğreniyorum Jeon JungKook. Bütün kızlar sana hayranken ben iğreniyorum senden."

Bir iki adım geriledim ve kısılmış olan sesimle konuştum.

"Senden nefret ediyorum Jeon JungKook!"

Arkamı döndüm oradan uzaklaşmaya başladım. Ağlıyordum. Annemin hatırasına sahip çıkamadım. Lanet olsun, nasıl biriyim ben böyle?

Rotam belliydi. Annemin yanına gidiyordum.

JungKook
O defter daha demin aşağı attığım defter gerçekten de ölen annesinin miydi? Ah aptal kafam! Alt tarafı onunla konuşmak istemiştim. İlk defa birisiyle kendi isteğimle konuşmak istemiştim ama O sürekli beni tersleyip görmezden geliyordu buda beni sinir ediyordu. Sürekli o defteri okuduğunu görmüştüm bir ders vermek istemiştim oysaki. Ben o defteri normal bir kitap sanıyordum. Aish! Aptalsın JungKook! Sevdiğin kız-dur ne diyorum ya? Ne sevmesi!? En azından bir özür dilemeliydim. Değil mi?

O uzaklaşırken bende arkasından baktım Jimin gelip omuzuma dokundu.

"İşte bu sefer hiç iyi bir şey yapmadım JungKook."

Derin bir nefes alıp Jimin'e baktım.

"Sanırım ilk defa özür dileyeceğim hyung."

Daha sonra O'nu arkamda bıraktım ve HooMin'in peşinden gitmeye başladım. Nereye gidiyordu acaba?

Mezarlık? Ah annesi... Takip etmeye devam ettim en sonunda bir mezarın önünde durdu. Mezarın yanına çöktü ve konuşmaya başladı.

"Annem. Nasılsın? İyisindir umarım. Beni merak etme anne ben i-iyiyim."

Sesi titremişti. Daha sonra burnunu çekti.

"B-ben özür dilerim anne. Bana bıraktığın deftere sahip çıkamadım. Ç-çok öz-ür dil-erim."

Başını eğdi ve ağlamasını şiddetlendirdi.

"Gör JungKook sevdiğin kızı ne hale getirdiğini gör."

Aish! İç sesim! Ne sevmesinden bahsediyor!

Flashback and





Eveeeeet! Lütfen oy verin bir oy dahi olsa verin. Bir oy bir oydur lütfen.

MR. BAD BOY (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin