Küçük bir baş ağrısı ile uyandım.Ağzımdaki kötü tat ve yere akmış salyalar. Yerdeki not gözüme bir ışık gibi çarpıyordu.yavaşça yere oturdum. Kağıdı elime aldım ve düşünmeye başladım. "Ne oldu?Bi hatırlayabilsem artık. Bıktım bu işten.Alexandre kim.? Oliver?Oliver kim ? ve bi ne yaptık?"diye dakikalarca düsündüm.Orda düşünmem hiçbir ifâde anlamı içermedi.Elimle ağzimdaki salyaları sildim ve elimdeki notla doğruldum. Notu masanın üzerine koyup geniş ,2 kişilik yatağa uzandım ve birkaç saat uyudum..
Kapı dışından gelen birkaç gürültü ile uyandım.Bu gürültü daha çok bağirışma ve haykırma gibi geliyordu. Biraz da tuhaf.Hemen yataktan kalktım, kendime yazdığım notu cebime koydum ve kapıya yöneldim. Yavaşça açtım..
Duvardaki meşaleler yanmış , yan taraftaki şovelye heykelleri yıkılmış bir vaziyette miğferleri yerde oylece duruyordu. "Herhalde burda birileri var" diyerek dişarı çıktım . Sağ ve sollu 2 koridor karşıladı beni. Mor lekeler sağ tarafa doğru gidiyordu. Ben solu seçtim ve sol koridora doğru yöneldim.Meşaleler tüm koridoru aydınlatıyordu. Koridorun sonunda bir oda beni karşıladı. Kapısını yavaşça açtım. Içerisi camsız ve kapkaranlıktı. Cebimdeki kibrit kutusundan birkaç kibrit daha hatcayıp meşaleleri yaktım. Oda aydınlandı. Önümde büyük bir dolap , bir soba bir de kücük bir masa vardım masanın da yanında küçük raflar...
Dolaba doğru yöneldim ve dolabı açtım.Herhalde bu gün de şanslı bir günüm diye sevinçle düşündüm. Dolabı açtığım anda karşıma bir gaz lambası çıktı. Sevinçten ne yapacağimi bilemeyerek elime aldım ve kinritlerle yakmaya çalıştim. Kibrit kutusundaki son kibritle yakmayı başardım, kibritlerim bitmişti. Şimdi kibritlerin bitmesine ki üzüleyim yoksa gaz lambasi bulduğuma mı sevineyim. Gaz lambasini bulduğum dolabın üst rafında yağ bulunuyordu. "Tabiki aptal şey .bu yağ ile çalışıyor" diye kendi kendime söz ettim. Yağı alıp gaz lambasina doldurdum ve yaktım. Herhalde meşalelerin aydiniğindan olsa gerek hicbir etki göstermedi ..hemen gaz lambasini kapattım . Yağının boş yere harcanmasini hiç istemem.. madanin yanindaki rafları da karıştırmaya başladım.Çekmeceyi açtım. Içinden kibrit kutusu çıktı . Diğer çekmeceyi açtım. Bir kibrit kutusu daha . "Hehehehe. Bu gün şanslı günümdeyim" diyerek çekmeceleri kapattım ve odadan çıktım.
Koridordan tekrar o ayrılamali yere geldim . Bu sefer mor lekeyi tâkibe başladım. Leke kapılardam odalara geçip devam ediyordu. Lekenin devam etttiği bütün odalar meşaleler ile aydınlatılmıstı. Buda benim sansım galiba...
Lekeyi takip ederken hemen sagımda bir oda gördüm ve girmek istedim. Girdim . İçerde aydınlatma olarak masanın üstünde duran 2 mum vardi. Hiç yoktan 2 mumda işimi görür. Ikisini de kibritlerle yaktım . Masaya yöneldim. Ordada bir not vardı . Aldım ve başladım okumaya . ..
"Maria ile birlikte bu kalee kaldıģım sürece beni delirmekten alı koyamazlar.O ikisi her şeyin başlangıcı . Onları ve onu öldürmem şart. Yoksa ne Mariah ne de ben huzur bulacağım. Onu gordüğüm zaman korkudan dilin bogazıma kaçıyor ve benliğimi yitiriyorum. Bu belâ ne zaman kaybolup gidecek. Bir an önce bitmesini şiddetle istiyorum. Sevgili nârin Maria ile güzel bir yaşam istiyorum. Sevgili dostum eğer bu yazıyı okuyorsan şunu bilmeni istiyorum! Eğer Kalın bir bağirma sesi duyduktam 5 sn sonra başın dönüyorsa saklanmak için 1 dakikan var . Koş ve saklan . En yakın yere. Onunla karşılaşmanı istemiyorum. Benim gibi eziyet çekmeni istemiyorum . Üzgünüm Maria . Fakat o ikisi ve o lânet şeyin öldürülmesi şart. Eğer beni şuan duyuyorsan affet....
JEFF THINDERSON"Not burda bitiyordu. Kağıdü masaya bıraktım ve şaşkınlık içinde etrafa baktım ve birden kalın bir bağırma sesi ve bastiran baş dönmesi.......
(Bidahaki bölüm için yorumlarınızı bekliyorum. Hayırlı günler (^_^)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölge
HororBir kalede hafızasını yitirmiş olan Daniel'in , kaleden kurtulmak için yaşadığı anları anlatan sürükleyici bir hikâye... . (Hikaye 'Amnesia The Dark Descent ' oyunundan esinlenmiştir.)