Size en son anlattığım bu olayların üstünden tam iki hafta geçti, bugün hava baya bi bulutlu, gökyüzü gri ve hafif bir rüzgar var. Böyle havaları çok seviyorum.
Yatağımda uzanıyordum, ne kadar ilginç değil mi?
Ve aklımdan bazı şeyler geçiriyordum:
Acaba yaşamak gerçekten de güzel mi?
Yine her gün aynı şeyleri yapıyorum, işe git, evde dön, yemek ye, televizyon seyret ve uyu. Hayatımda pek bir değişiklik olmuyor..
Juuzou şu an ne yapıyor acaba?
Başka Bir Sahne
-Haa? Sen nasıl birisin böyle?
-Beni bilmem ama sen bir domuzsun.
-Bana bak küçük kız, zorluk çıkarma ve karnımı doyurmama izin ver!!
-Merak etme, çıkarmam, seni kolay bir şekilde deşeceğim!!
SLAŞŞ
-Bence bu oldukça eğlenceli olurdu!!
-A-AAA S-SEN
*Gûl korkuyla geri çekilirdi, Juuzou son bir atak daha yaptı*
-Offf, amma kolay öldün, hiç eğlenceli değildi! Bıçaklarımla mı öldürseydim acaba?
Quinque'suyla birlikte uzaklaşmaya başladı.
-Acaba şu benimle arkadaş olmak isteyen dörtgöz ne yapıyor şu an??
Ayy, gerçekten de sıkıcı bir gün, hiçbir heyecanı yok..*Juuzou yolda yavaş yavaş yürüyor, bir yandan da kendi kendine gülüyordu.*
-Ne yapsam acabaaa, ne yapsaaam??
Aaa, evet o gün o herife genelde oralarda takıldığımı söylemiştim, oraya gitsem mi? Ama o orada mıdır?
Canım birileriyle konuşmak istiyor.Benjiro'nun evi
Sıkıcı... Gerçekten sıkıcı.
Aklıma yine Juuzou'yu gördüğüm o yere gitmek geldi, fakat geçen günlerde bir kaç kez gitmiştim, ortalıkta yoktu, muhtemelen yine olmayacak.
Yine de gitmekten zarar gelmez (?)
Dışarı çıktım ve oraya doğru yürümeye başladım. Yolda bir kaç çocuk ve kadın vardı, başka hiç bir şey yok, ne sıkıcı, yoksa çok ilginç bir insan gördüğüm için mi bana böyle geliyordu?
Oraya vardığımda yine hiç kimse yoktu. Ne kadar da farklı. Neden geldim ki?
-Aaa, bende seni arıyordum!
Arkakamda bir el hissettim, bu Juuzou'nun sesiydi.
Arkamı döndüm:
-Ah, merhaba!! Demek geldin!!
-Evet canım çok sıkıldı.
-Benim de!
-...Eveeet, ne yapacağız? Yine geçmişim hakkında mı konuşmak istiyorsun?
-Hayır hayır, başka şeyler konuşalım, geçmiş insanı üzer.
-Bence de.
Burada senin oturabileceğin bir yer yok, gel şuraya gidelim.
Bana boş bir oturağı gösterdi.
-Tamam.
Oturduk, bir süre geçti, ne söyleyebileceğimi cidden bilmiyordum.
Juuzou küçük cebinden ince, uzun bir iğne çıkardı, kırmızı ipliğinin deliğinden geçirdi, kesip bir düğüm attı. Dikişlerinin bazılarını söküp yeniden dikmeye başladı.
![](https://img.wattpad.com/cover/143206290-288-k150197.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
13- Günlük (Tokyo Ghoul Juuzou Suzuya)
Fiksi PenggemarBenjiro Kato, 34 yaşındaki sıradan bir adam, bir gün çöp kutusunun yanında küçük bir defter bulur, defteri alır, ilk sayfasını açar. Bunun bir günlük olduğunu düşünür, insanların özel eşyalarını kurcalamanın uygun bir şey olmadığını düşünerek okumak...