Bölüm 1: Karanlık Günler

94 20 10
                                    

Tarihler 2030 nisan ayını gösteriyordu. Dışarıda öyle bir sıcak vardı ki insanlar işlerine bile gitmek istemiyordu. Yeni teknoloji sayesinde klima araçları günlerce durmadan çalışıyordu. Küresel ısınma kendini bu yıllarda çok belli ediyordu. Kış ayları, her geçen 100 yılda bir 5 derece daha azalıyordu. Yaz ayları ise o kadar sıcak oluyordu ki hükümetler yine japonların aklına gelen bir projeyle maliyetini iki katına çıkararak ucuz bir aletle insanların serinlenmesini sağlıyordu cebe bile sığacak bu alet ense ve boyuna tutulduğu zaman soğuk hava buharı veriyordu. Teknoloji hala gelişmeye devam ediyordu ancak savaşlar da aynı orantıyla devam ediyordu. Bir çok ülkede ekonomik kriz vardı ve Amerika ve Rusya bunu fırsat bilerek kriz olan ülkelere milyar dolarlık borçlar veriyordu. Geri gelmeyeceğini bildiği için de zamanı gelince tehdit ederek ilk önce ambargo uyguluyordu. Sonra da azınlıkları kışkırtıp kriz olan ülkeyi iç savaşa sürüklüyordu. 2000'li yııların başından bu yana Suriye, Irak, Lübnan, Mısır, İran, Fas gibi müslüman ülkelere de aynısını yapmıştı. Geri kalan arap ülkeleri ise emperyalistlerle yatıp kalkıyordu. Müslüman ülkeleri bir bir sancağını düşürürken bir ülke vardı ki aslanlar gibi ayaktaydı. Türkiye hala ayakta kalmaya çalışıyordu. 100 yıldır darbelerle,provokasyonlarla aynı duruma getirilmeye çalışılan Türkiye hala ecdadının mirası olan vatan sevgisi ile ayakta kalmaya çalışıyordu. Cumhurbaşkanı Ahmet Hakan Bünül asla kışkırtmalara gelinmemesi ve halkın sağduyulu davranması gerekiğini her pazar günü Aktay Tv'den haykırıyordu. Amerikada'ki Türk İş Adamlarının %70'i ülkeye geri dönüyordu. Çünkü Karanlık günlerin geleceği belliydi. Türkleri ve İslam'ı tarihten silmeye tüm dünya kararlıydı.


Doğu Anadolu ve Karadeniz de küçük ayaklanmalar çıktı. Ancak halkın ve hükümetin ortak çalışmasıyla bu küçük isyanlar durduruldu.   Ülke için sağcısı, solcusu,alevisi,sunnisi bir aradaydı ve sohbet evleri kuruldu. Her grup pazar günleri bir araya gelerek hükümetin yanında olunması gerektiği konusunda anlaşıyorlardı. Silahlı kuvvetlerin gücü arttırıldı ve sınır kapılarına ek takviyeler yapıldı. İçeride çok büyük tehlike olmasa bile dışarıdan tüm haçlının geleceği kesindi. Çünkü 2025'te denediler iç savaşı ama sadece 15 gün sürdü. Bunun sebebi de 3-5 çetenin provokasyona gelmesiydi.

Samet, Yıldız Gazetesinin 13. baskısında okuduğu yazı ile durumun ciddiyetini anlamıştı. Ayağa kalkıp kendine bir kahve hazırladı. Özel kuvvetlerden atılmadan önce kullandığı yüzük hala parmağındaydı ve gurur duyuyordu bu yüzükten. Kahvesini yudumlarken tv kanallarını bir bir geçip izleyecek birşey olmadığını anladı. Her gece düzenli bir şekilde yaptığı gibi yürüyüşe çıktı. Sokaklar sessizdi. Bingöl çok gelişmişti ve nüfus yaklaşık 600.000 olmuştu. Ama insanlar Türkiye'nin dört bir yanında olduğu gibi akşam 8'den sonra dışarıda kalmıyorlardı. 30 yaşındaki bir adama göre biraz yıpranmıştı Samet ama hala özel kuvvetlerden kalan fiziksel gücü devam ediyordu. Yıpranmasının sebebi ise 2027 de Fas iç savaşında hükümete yardım eden Türkiye, Özel Birliklerden takviye göndermişti. Samet de bu birlikte yer alıyordu. İç savaş sırasında komutanın emrinden çıkarak esir düşmüş bir Fas Subayını kurtarmıştı. Bu olayın ardından Emir komuta zincirini yok saydığı için Özel kuvvetler yasasına göre komutanın bir dahaki emrine kadar süresiz birlikten atılmıştı. Geçen 3 yıl içinde Bingöl'deki evinde zaman geçiren Samet ilerde ülke için iyi şeyler olmayacağının farkındaydı. Yürüyüşü AVM'nin önüne geldiğinde son buldu biraz alışveriş yapmak istedi ve AVM'ye girdi. Hava çok sıcak olduğu için avm'nin her yeri klima ile doluydu. Alışverişini yaptıktan sonra kasada ürünleri okuturken birden bir çığlık sesi geldi arka reyondan. Alışkanlık tabi elini silahına attı genç kasiyerde ona eşlik etti ve sesin olduğu yere doğru gittiler. 32 yaşlarında bir bayan telefonu elinden düşmüş bir şekilde göz yaşı döküyordu. Kadının kendine gelmesinin ardından Samet dayanamayıp sordu. " Neyiniz var hanımefendi ne oldu, yardımcı olabileceğim bir şey varmı? AVM'de üçünden başka kimse yoktu zaten birazdan kapanacaktı. Kadın, "Ahh kuzenim daha 23 yaşındaydı 3 hafta sonra teskeresi vardı neden Allah'ım neden"! "Gerçekten üzgünüm hanımefendi Allah rahmet eylesin şehit kardeşimize" Yüzü düşen kasiyer hemen şekeri düşmesin diye tatlı bir şeyler getirdi kadına. Samet de kadının bileklerini ovuşturarak tansiyonunu kontrol altına almaya çalışıyordu. Bu sırada günlerdir haberlerde ve internette şehit haberleri oldukça sık geliyordu. Geçen çarşamba bir günde 9 şehit verilmişti git gide artıyordu. Bi çözüm bulunması gerekiyordu. "Hanfendi sizi evinize bırakmamı ister misiniz? "Teşekkür ederim yakın zaten evim giderim ben"

Samet evin kapısını açıp kanepeye öylece oturdu ve yarım saat öncesini düşündü kadının attığı çığlık bilinçaltına yerleşmişti. Aklına Fas'taki operasyon geldi. Yerli Fas direnişçileriyle ABD karargahına düzenledikleri harekatta esir düşen direnişçiler diri diri yakılmıştı. Bu düşüncelerle ve karamsarlıkla uykuya daldı. Uykuya dalması ancak 2.30 civarı olmuştu.




VATANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin