Bölüm 2: Çözüm

62 15 2
                                    

Gece düşüncelere dalıp geç yatan Samet sabah 9 civarı uyandı. Dişlerini fırçaladıktan sonra kısa bir kahvaltı yapıp haber kanallarında gezindi. Ulusal kanal Aktay Tv'de Cumhurbaşkanı Ahmet Hakan Bünül mecliste konuşma yapıyordu. 

"Ey aziz Türk milleti! Yaşadığımız süreç buhran bir süreçtir. Belli ki emperyalist güçlerin gözü hala bu cennet vatandadır. Her türlü pislik ve oyunla üzerimize gelmektedirler. Bizim yapmamız gereken şey bir olmamız ve diri olmamızdır. Coğrafyamız da kültür ve ırk mozaiği vardır. Ama hepimiz biliyoruz ki bize başka vatan, başka Türkiye yoktur. Oyunlara ve provokasyonlara gelmeyin. Özellikle Doğu Anadolu başta olmak üzere tüm bölgelerimizde silahlı kuvvetler gereken emniyeti almaktadırlar. Ayrıca Sohbet evleri takdir ettiğimiz bir olay oldu. Lakin amaç dışına çıkılırsa gereken en sert müdahaleyi yapacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Bizi dışarıdan hiç bir güç bölemez biz birbirimizi bölmedikçe! Sevgi saygılarımla."

Konuşma etkileyiciydi lakin olacakları hiçbir konuşma durduramayacaktı. Ancak Samet de biliyordu ki Cumhurbaşkanı bu konuşmayı yapmak zorundaydı. Türkler, kürtler, zazalar, lazlar,aleviler herkes birleşmişti mahalle ve şehirlerde ki sohbet evlerinde. Ayrıca siyasi partilerde ortak hareket ediyordu. Bir çözüm bulunması gerekiyordu. Çünkü sıra Türkiye idi ve içten bölemeyecekleri için tüm güçleriyle kendileri saldıracaktı.

Samet spor saatinin geldiğini farketti ve çantasını hazırlayıp arabasına bindi. Ordudan atıldıktan sonra düzenli spor yapıyordu ve gerçekten de iyi bir vücudu vardı. Kim bilir belki de kadınları etkilemek için vücut yapıyordu. Spor salonuna giriş yaptığında:

"Ooo demir adam gelmiş hoş geldin Samet" Bu ses Samet'in her daim güvendiği bir adama aitti. Çocukluk arkadaşı Emre. 

"Hoşbuldum dostum nasıl gidiyor uzun zamandır geliyorum yeni gördüm seni." 

"Bugün başladım kardeşim erimişim baya işten dolayı aynaya bakamıyorum göbek yüzünden."

"Yok be Emre o kadar kötü değilsin seferberlik olsa silah kaldırabilirsin bence."

Ne demek istediğini anlamıştı Emre. Spor bittikten sonra bir yerde oturup çay içmeye karar verdiler. Emre özel bir şirkette yazılım mühendisiydi. Çok zeki bir adamdı. Samet ile 2018 yazında kavga ederek tanışmıştı. 12 yıllık dostlukları paslanmaz çivi gibi olmuştu. 

"Aga ne olacak bu ülkenin hali gece yatamıyorum vallahi"

"Bilmiyorum Emre durumlar çok kötü son hedef Türkiye bunu herkes biliyor."

"Kardeşim 2025 de denediler ama iç savaş çıkartamadılar bu ülkede bu kez farklı bişeyler yapmak istiyorlar."

"E zaten son güçleriyle kendileri saldıracak amaçları bu."

"Allah yardımcımız olsun kardeşim"

"Amin amin..." 

Biraz sessizliğin ardından Samet'in telefonu çaldı. Kayıtlı olmayan bir numaraydı. Biraz düşündü ama cevap verdi.  "Alo" 

"Alo iyi günler ben Özel kuvvetlerden arıyorum Üsteğmen Samet Boztimur ile mi görüşüyorum"

Numaralar kaybedildiği için konuşma bu şekildeydi yoksa Samet'i Özel Kuvvetlerde tanımayan yoktu. Samet o kadar heyecanlandı ki ama hemen kontrol altına aldı duygularını belliydi çünkü zamanında ülke için gözünü kırpmadan operasyondan operasyona katılan kahraman Albaylar,üsteğmenler bir bir çağrılıyordu. Çünkü böyle olması gerekiyordu. Ordudan atılanlar bile çağrılıyordu düşman kapıya dayandığında ordudan atılanlara ayrıcalık yapmayacaktı nasıl olsa.

"Evet benim"

"Özel  Kuvvetler 2. Komutanı Yusuf Yıldız tarafından resmi emirle Ankara Özel Kuvvetler Komutanlığına çağrıldınız lütfen bir hafta içinde intikal edin 2. bir emir olmayacak. İyi günler Üsteğmenim."

"Anlaşıldı. İyi günler."

Sametin başından kaynar su indi. Yusuf Yıldız onu ordudan atan komutandı. Durumun önemini düşünmesine gerek yoktu artık vatan elden gidiyor. Vatansever Albaylar,Üsteğmenler bir bir başkente çağrılıyordu. Çözüm için. Yapılması gerekenler için. Samet Emre'ye durumu izah etti birlikte ayrıldılar kafeden. Emre Samet'in iki sokak arkasında oturuyordu birlikte evin önüne geldiklerinde:

"Kardeşim kendine dikkat et beni müsait olduğun her vakit ara ben seni meşgul etmek istemiyorum. Zira işiniz zor Allah yardımcınız olsun.

"Sağol Emre sende kendine dikkat et kardeşim."

Uzun uzun sarıldılar. Ayrıldıktan sonra Samet merdivenlerden hızlıca yukarıya çıktı. İlk iş olarak internetten sabah 9'a Ankara'ya uçak bileti aldı. Sabah uğraşmamak için çantasını hazırladı. Gece iyi bir uyku almak yerine eski görev arkadaşlarını aramak istedi. Zira onlar şuan karargahtaydılar ve olan biteni neden çağrıldığını en iyi onlar biliyordu. Fas'ta birlikte görev aldığı üsteğmen Eray Yıldırım'ı aradı.

"Devrem nasılsın neler oluyor apar topar çağırdılar karargaha"

"Selam devrem vallaha ben de yeni öğrendim senin çağrıldığını."

"Neler oluyor bir bilgin var mı"

"Biliyorsun Yunanlılar adalara yerleşti donanmaları konuşlandırdılar."

"Evet biliyorum."

"Ayrıca dün gece Rus piyadeleri Gürcistana giriş yaptı."

"Ciddi misin?"

"Maalesef devrem. Son olarakta İngilizler Irak sınırından geliyor."

"Vay orospu çocukları. Pardon devrem. Olacaklar belliydi zaten."

"Özel kuvvetlerde hükümetin ve cumhurbaşkanının emriyle eski tüm subayları karargahlara çağırdı. Ülkenin dört bir yanında haftasonu karargah toplantıları olacak. Neler yapılması gerektiği konusunda karar alınacak. Kısaca devrem savaş ufaktan başladı."

"Allah yar ve yardımcımız olsun."

"Amin devrem. Neredesin ne zaman geliyorsun?"

"Bilet aldım sabaha oradayım inşallah."

"Tamam devrem görüşürüz."

"Görüşürüz."

Samet kısaca Eray üsteğmenin söylediklerini düşündü gerçekten de savaş başlıyordu. "Allah'ım sen bu vatanın evlatlarını utandırma" diye dua etti. Birden gözü duvardaki fotoğraflara kaçtı. Annesi ve babası en üst köşedeydi. 2024 yılında Özel kuvvetlere seçildiği yıl trafik kazasında kaybetmişti. Derinden bir ah çekerek "Bu günleri görseydiniz oğlum savaşa gidersen kalın giy derdiniz canım anam, canım babam" ikisini de eliyle okşadı. Ailenin tek çocuğu olan Samet ailenin son üyesi olarak yaşamına devam ediyordu.

Hemen altında ise Hayatının aşkı Ceren'in fotoğrafı vardı. Onu ordudan atıldıktan sonra bir daha görmedi. Nerede olduğunu da bilmiyordu. Bir kaç kez ulaşmaya çalıştı yakın arkadaşlarına ama onlar da Ceren'in nerede olduğunu bilmiyorlardı.

Saat 1.00 olmuştu hemen sabah 7'ye alarm kurup uykuya daldı.




VATANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin