Odamda oturmuş elimdeki bira'mı içiyordum...Birazdan herşeye başlayıp harekete geçecektik...Herşey başladığından bu yana 7 yıl geçmişti...İnsanlık kurtulma ümitlerinin boşa olduğunu anlamıştı çünkü yıllar önce virüs'ün panzehirini kanında taşıyan Andrew insanlığın kurtulmayı hak etmediğini düşünerek intihar etmişti...Biz onun yolunda ilerleyecektik o kendini öldürdüğünden bu yana hükümet virüs'ü biraz kontrol altına aldı...
Güvenli bölgelerde insanları yaşatmaya başladılar ama dışarısı artık çok daha tehlikeliydi...Hastalıklı insanlara güçlerine göre isimler veriyorlardı...Ben Jason Lopard birazdan gidip 7.mıntıkada'ki Çavuş Howard'a suikast düzenleyeceğim...O adam onu dinlemeyen insanları hastalıklılara yem ediyor ben buna bir son vermeliyim...Düşünürken kapı çalmıştı...
-İçeri gel...
-Hey Jason dostum zamanı geldi...
-Pekala hadi yapalım şu işi...
Ayağa kalktım bıçağımı yanıma aldım ve binadan dışarı çıktım...İnsanlar güvenli bölgelerde hiçbir şey yokmuş gibi hayatlarına devam ediyordu ama ben bugün Devrim'in ilk ışıklarını yakacaktım...
7.Mıntıkaya vardığımda kapıda iki görevli gördüm...Binanın yan tarafında duran camlara yöneldim ve cam'a tırmanmaya başladım...İçeriye henüz girmemiştim çünkü konuşma sesleri duyuyordum...
-5.Mıntıkada ki arındırma işlemini gerçekleştirdiniz mi ?
-Hayır efendim henüz değil...
-Onun yarın akşam tamamlanmasını istiyorum...
-Anlaşıldı efendim...
-Ve bugün tamamlanmasını istediğim başka bir iş daha var.
-Nedir o ?
-Bizi dinleyen kulak misafirini yakala !!
Beni görmüş olmalıydılar...Cam'dan içeriye girdim ve bıçağımı çektim...Çavuz Howard'a doğru koşarken ayağım takıldı ve bıçak onun yardımcısı olan Felix'e saplandı...Askerler beni yakalamıştı...
Çavuş Howard benimle konuşmaya başladı...
-Demek suikast düzenlersin...
-Evet ama hedefim sendin..!!
-Askerler ! Bu adam yarın akşam idam edilecek...
-Sen pisliğin tekisin Howard !
-Evet sanırım öyleyim...
Askerler beni zindan'a kapatmıştı...Yarın öleceğimi biliyordum sadece çabuk olması istediğim için uykuya daldım...
Sabah olmuştu hala benim için gelen biri yoktu... Dışarda hazırlıklar yapıldığını biliyordum beni idam edeceklerdi...
Sonunda akşam olmuştu ve idam edilmem için askerler beni alıp dışarı çıkarttı...Beni halkın önünde idam edeceklerdi...Boynuma ip geçirdiler ve Çavuş konuşmaya başladı...
-Bu gördüğünüz adam bir hain !
-Hayır ben hain değilim !!
-Beni öldürmeye çalışmana ne demeli peki !?
-Sen halkı kandırıyorsun !!
-Bunu ispatlamaya vaktin olmayacak !
Onun planlarını tüm insanların duyması için bağırıyordum...
-Hepiniz kaçmalısınız bugün yeterli erzak kalmadığı için 5.mıntıka'da Arındırma işlemi yapılacak !!
-Seni şerefsiz öldürün onu !!
Halk hareketlenmişti...Tam idam edilecektim...Acil kaçış sirenleri çalmaya başlamıştı...
-Öldürün o haini !!
Beni asmak için kolu ittiler...Altımdaki kapak açılmıştı aşağı sarkıyordum ve nefes alamıyordum.
Aniden silah sesleri duydum...Ölmek üzereyken beni astıklar halat'a bir bıçak fırlatıldı...Halat kopmuştu ve ben yere düşmüştüm...
Çavuş kaçıyordu...Ben ise ayağa kalkıp beni kurtaran kişiye bakmıştım...Onlar geri gelmişlerdi ve bu sefer devrim başlıyordu...
Hükümeti yaşatan bizlerdik biz olmasaydık onlarda olmazdı...Biz artık halkın ezilmesini istemiyorduk...İnsanlığın yarısı hastalıklıydı ama artık tek tehdit hastalık değildi...Dışarıda bizi bekleyen birçok tehdit vardı...Bu adamları seviyordum çünkü onlar güvenli bölgelerde yaşamazdı...
Dışarısı hakkında çok şey biliyorlardı...Mıntıkada hala siren çalıyordu...Gökyüzündeki Ay etrafa ışık saçıyordu...Biz bu gece Devrim'in ilk ışıklarını yakmıştık...Bu geceyi biz aydınlatıyorduk...
Bu gece bizim gecemizdi, evet evet bu gece Devrim'in ilk gecesiydi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Last Pale:Devrim
Science Fiction"The Last Pale:Devrim" okuyun ve Jason Lopard'ın Salgın sonrası bir dünyada hükümet'in kontrolü altında olan dünyada devrim'in ilk ışıklarını yakmasına tanıklık edin... İnsanlığın öldüğü bir dünyada, hala insan kalanların hikayesi...