***
AYLA"Bir dakika siz nerden tanışıyorsunuz?" Dedim şaşkınlık içinde,çünkü Berrakta benim gibi yeni gelmişti,ne ara tanıştılar belki de akraba yada kardeşler. Berrak'a baktığımda o da gülümsüyor du. Kerem yüzünü Berrak'tan bana çevirdi.
"yetimhane den" ne! Inanmıyorum Berrak yetim mi? Ya da Kerem. Şuan içimde kötü bir his var. Berrak' a baktığımda yüzünde öfke vardı. Acaba neden yetimhaneye düşmüşlerdi? "Sor,sor,sor" hayır sormicam hayır. Bir yanım sor, bir yanım sorma diyordu. İç sesimi dinlememek mümkün değildi çünkü merak duygum çok fazlaydı. Hayır olamaz,sorucam tamam soruyorum. Derin bir nefes aldım,eğer sorarsam nasıl bir tepki vericek bilmiyorum. Üzülmesini istemiyordum.
"Şeyyy... size soru sorucam ama şimdilikden söylim üzülmek yok, neden yetimhaneye düştünüz" dememle,
Berrak yerinden kalktı. Çardakdan çıkıp bilmediğim yere doğru yürüdü.
"Hay ben bu ağzıma sıçim emi" dedi iç sesim. Oturduğum yerden ayağa kalktım. Arkasından,"Lan Berrak ÖZÜR DİLERİM öyle demek istemedim" onun arkasından gidicektim ki Kerem kolumdan tutu
"Bırak yalnız kalsın." Dedi cırtlak bir ses tonuylan
"Ama,keşke söylemeseydim, ah bu merakkım" üzgün bir ses tonuylan.
"Merak etme ben alıştım artık. Bir gün böyle üzgün olur,sonraki gün ise mutlu. Kısaca anlaman zor olucak bir arkadaş. Ama iydir. Şimdi gidip sessizce bir köşede ağlar,öfkelenir. Ama sana değil ee.. terkedilip gidiğildiği için" dediğinde içimde bir burkulma oldu.
"Hiç de bahsetmedi, gerçi daha yeni arkadaşız." Dedim pişmanlık bir sesle
"Tamam artık, üzme kendini, sonra konuşursun onunlan,ne desende konuşmicak" diyip gülümsedi sonra sözüne tekrar devam etti" İstersen biraz gezelim, yada benim gittiğim bir yer var oraya götürim mi?" Dedi hevesle. İnsan Keremin karşısın da hayır demesi mümkün değildi. Gerçekten çok ikna edici bir yüzü ve sesi var. Bir yandan korkuyorum sonuçta bu ölü den sonra hocalar çok uzaklaşmayın demişti. Okul büyük olduğu için ne olur olmaz temkinli davranmak önemliydi.
"Tamam" ne! Tamam mı? dedim ben az önce. Ben tam bir malım.
"Hirika" diyip 32 dişini birden göstermesiylen bileğimi tutup sürüklemesi bir oldu. Arkamızdan doruk seslendi
"Heyy Kerem nereye" dedi. Ama Kerem umursamadan beni dediği yere götürdü.
***
Orman, beni ormana götürmüştü. Orman okulun biraz daha uzağındaydı. Okul büyük demiştim de bu kadarını beklememiştim. İnsan gerçekten kaybolurdu. Bana bakıp gülümsedi,sonra ormana,tekrar bana. Sanki bir çocuğa şeker vermişsinde onun sevinci gibiydi. Gülümsüyor muydum ben? Anlamaz şekil de ben de gülümsüyorum."Orman, vay canına macera aramak için harika" dedim heycanlı bir şekilde ormanı gezmek bana da mutluluk verirdi.
"Macera mı?" Diyip güldü. "E hadi gel gidelim." Diyip eliyle gel işareti yaptı. Ben de onun dediğini yapıp ormana girdim. Biraz yürüdükden sonra, en uygun bir yer bulup oturduk. sırtımızı ağaca yasladık. Sabahtan beridir elinde duran defteri çıkardı. Acaba ne yapıyordu? Merakım artarken sorma isteğim de artıyor du.
"Sen ne yapıyorsun defterlen" dedim gülümseyip. Ne diceni merak ederken,
"Özel" dedi. Ne! Özel mi? Özel olucak ne yapıyordu acaba. Göz ucuyla deftere bakmaya çalışırken iki parmağıyla benim anlımdan geri ye doğru yavaşça itti.
"Tamam söylicem ama kimseye söyleme" diyip tembihledi.
"Kimseye söylemem yemin ederim. Devlet sözü gibi saklarım." Diyip güldüm,ardından oda benimle güldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİZEMLİ OKUL
Ficção AdolescenteYALNIZ DEĞİLDİK ... LANET OLSUN ATEŞİM "Belki yanlış kişiydi,içimizden biriydi" Karanlık çıkmaz sokağın arasında sıkışıp kaldım. Bütün deliler Benim "KATİL" olduğumu göstersede ben "YAPMADIM"