Sizi seviyorum canlarııım, birden sevgimi göstermek istedim 😅
→SUZAN HACIGARİP ≈YAĞMUR←
Yağmur yağsın
Rüzgar çıksın
Kuşlar sussun
Ama sen gitmeBerat'ın evine geldiğimizi gördüğümde gözlerim büyük bi şaşkınlıkla açılmıştı, ev tek katlı ama enlemine doğru baya bi uzun evdi yani yarıdan kesseniz tam iki katlı olacakmış gibi, dört bi yanı uzun duvar ve ağaçlarla kaplıydı kaçmam imkansızdı zaten bu dağ başında evlerden ne anlıyosunuz hâla anlamış değilim.
Ben kaçırılalı kaç saat oldu bilmiyordum ama tek bildiğim şey fazlasıyla aç olduğumdu.Berat beni karşısına oturttu ve gözleri hiç üstümden ayrılmıyordu bu dağ başında kaçacak bi yerimde yoktu neden böyle yapıyordu bilmiyordum ama sinirli bakmadığı kesindi ,bu bakışlarını çözmem lazım hiç hoşuma gitmiyordu.
Resmen siyah gözleri üzerimde yer edinmişti, dalgın dalgın bakıyor beni gözlerinin içine hapsediyordu, sevmemiştim bunu.
Aras'ın ANLATIMINDAN
Kutsal kaçırılalı saatler oldu ve bunu neden yaptıklarını hala çözemiyorum,kız kendi halinde saf salak bişey neden kaçırsınlar hâla aklım almıyor, neden bilmiyorum ama o salak kız için çok endişeleniyorum.
"YETER LAN YETER BULUN O KIZI HER DELİĞE BAKIN BAKTIĞINIZ DELİKLERDE BULAMAZSANIZ SİZİ ORAYA SOKAR DAHA İYİ GÖRMENİZİ SAĞLARIM!"
Adamlarıma daha önce konuşmadığım dilde konuşuyordum,o salak kızdan soracaktım tüm bunların hesabını. Babam sağolsun kolu dört bi yana uzanıyordu o yüzden Kutsalı bulmamız daha kolaylaşacaktı umarım.
"Kızlar merak etmeyin bulacağız Kutsalı yeter ağladığınız be "
Saatlerdir karşımda ağlayan Kutsalın bi o kadar yakın olan arkadaşlarına çevirdim gözlerimi, gözleri kıpkırmızı olmuş berbat haldelerdi,konuşacak halleri yoktu zaten ,konuşmalarınıda izin vermeden ekleme yaptım.
"Sizi Ersay eve bırakacak kızlar uyuyun bu gece dinlenin , benden haber bekleyin bi salaklık yapıp polise haber vermeyin"
Son sözlerimide söyleyip babamın ikinci eşinden olan Ersay'a emanet ettim kızları ,Ersayla aynı yaştaydık annelerimiz farklı olmasına rağmen biz kardeş gibiydik. Bi kaç adama daha telefon ettikten sonra yatağıma geçtim ve uyumaya çalıştım.
Kutsal'ın ANLATIMINDAN
Geldiğimden beri hiç bişey yemedim ve bu hareketlerim Berat'ı fazlasıyla sinirlendiriyordu sanırım,saatlerce bana bakıyordu, gözlerin çıksın inşallah!.
Neden,niye o bakıyo anlamıyorum birsürüde adamı vardı ama o çapkın ve alaylı bakışlarını üstümden çevirmesi için servetimi verebilirdim.
"Bakma artık bana öyle" bu cümleyi demesem ölecektim ve sonunda aklımdan geçenler çıktı ağzımdan.
"Nası bakıyorum ki sana " bilmemezlikte gelmesi sinir ediyo ayakkabılarımı suratına çakasım var be!
"mal gibi işte şöyle" onun bakışı gibi bakmaya çalışınca kahkaha atarak yanıma geldi ve beni kolumdan tutup hızla kaldırdı.
"Ben sana istediğim gibi istediğim şekilde bakarım,sen şuanda benim evimdesin ne yapacağımı sana soracak kadar aciz değilim Kutsal!!" Buda Aras gibi öküz ama.
Bağırışları karşısında bedenim titremeye başladı gözlerim doldu, onun o siyah gözleri kaybolmama neden oluyordu, bakışları karşısında küçülüyordum sanki,siyah gözlerinden adeta alev çıkıyordu ne dedim de bu kadar kızdı anlamıyorum,
'küçük bi kız çocuğu gibi ağlamayı kes ve odama git! koridorun sonunda siyah kapılı oda git ve yat aksi takdirde elimden kaza çıkmasını istemiyorum'
Arkamı döndüm gidiyorken oturma odasına bakan büyük holde durdum ve cesaretimi toplayıp titreyen sesimle cevap verdim.
"Beni buraya hapis eden sensin, üstüne bağıran çağıran sensin, burda durmak için yalvarmıyorum ben sana! "
Aklımdan geçenleri söyledikten sonra içime bi rahatlama geldi, hani içimin yağları eridi derler ya şu anda bu sözü yaşıyordum ona karşı olan nefretimi haykırınca rahatlıyordum sanırım.
Odasına girdim ama bahçeye çıkan büyük camı görünce bahçeye yöneldim yere oturup kafamı duvara yasladım ağladım ve ağladım taki bahçede kendimi uykuya teslim edene kadar.
Sabah kalktığımda karşımda Berat oturuyor ve bana donuk gözleri ile bakıyordu, hafif gülümsedi ama gülümsemesinde bir kırgınlık saklıydı sanırım gülüşü içten değildi ve gözlerinde hüzün yer edinmişti , dün hiç yaşanmamış gibi bana günaydın dedi, cevap vermeden odadan çıktım hızla koridorda ilerlerken hizmetlilerden birine çarptım ve üstüme kahve dökülmüştü ,
binbir kere özür dileyen hizmetliye dönüp sorun olmadığını ve kıyafet istediğimi söyledim.
Beni Beratın odasına götürüp dolabı açtı ve bi tişört verdi, bana mini elbise gibi dururdu çünkü Berat yapılı ve uzundu. Üstümü giydikten sonra tekrar aşağı indim, hazır olan kahvaltı sofrasını gördüm, daha fazla karnımdaki seslere dayanamazdım sanırım, iç savaş çıkmıştı resmen karnımda, isyan bayrağını çektim ve sofraya oturdum hiç nefessiz yemeklere daldım.Bana anlamsız gözlerle bakan Berat'a baktım ben bakınca bakışlarını çevirdi ne vardı ki bu kadar dalgın bakıyodu.
Tam mutfaktan çıktım ve ateş sesleri ile kendimi yerde buldum kafam sert bi yere çarptı ve gözlerim ağır ağır kapanırken silah sesleri hâla devam ediyordu.
YAZIM YANLIŞLARI İÇİN HEPİNİZDEN ÖZÜR DİLİYORUM❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAOSAŞK
Teen FictionNeden bu kadar zor seni sevmek ve bulamamak dokunmak istedikçe uzaklaşmak neden bu kadar zor seni sevdiğim halde söyleyememek Kendime bile zar zor itiraf ettiğim şeyi sana nasıl söyleyeceğim sevdiğim ? Ben yalnızlıkla cebelleşirken sen yanımda olmad...