Dilerseniz bölümü: "Can Bonomo-Yan" müziği eşliğinde okuyabilirsiniz✨
Merve tam Kerim'in evinden çıkıyordu ki Serhan'ın arabasını gördü. Geri çıkıp duvara yaslandı. Kerim pencereden gülümseyerek onu izliyordu. Elinde Merve'nin masada unuttuğu fuları vardı. Elini biraz havaya kaldırıp Merve'ye fuları gösterdi. Merve elini kalsın anlamında indirdi. Kerim fuları alıp kokladı. Merve ne kadar belli etmemeye çalışsa da çok hoşuna gitmişti. Güldü. Gülüşerek birbirleriyle bakışıyorlardı ama bu çok uzun sürmedi. Merve tekrar kontrol etti ve Kerim'e el sallayıp gitti. Kerim gülerek perdeyi kapattı. Merve yolda olanları düşünüyordu. Kerim gerçekten onu tüm Sarmaşık'a ifşa eder miydi? Yapmaz herhalde diye düşündü. Mazileri vardı hatırladıkça özlenen türden. Bir zamanlar tamamen birbirlerine aitlerdi. Kerim'in Merve'si, Merve'nin Kerim'i...
Merve'nin Serhan'ı ikna etmesi gerekiyordu çiftlik meselesi hakkında. Ne kadar onu görmek istemese de Kerim'in sağı solu belli olmazdı, onu hala sevdiğini bilse de terk edip gitmişti sonuçta en kötü zamanlarında o çaresiz Kerim'ini. Belki zorunda kalmıştı ama Kerim bunu bilmiyordu. Bilmiyordu değil mi? Merve o geceyi hatırladı battaniyeyi ve hırkayı. Kerim onun yatak odasına mı girmişti? Hemen fırlayıp odasına gitti. Kağıtlar yoktu. Biraz daha etrafa bakındı ama yoktu işte. Rashel'e sordu ama o da görmediğini söyledi. "Allah Kahretsin!" diye söylendi kendi kendine. Okumuş olsa kesin söylerdi diye düşündü. Bir plan yapıp Kerim okumadan o kağıtları almalıydı. Kerim o geceden sonra unutmuştu sayfaları o gün giydiği ceketinin cebinde okunmayı bekliyorlardı.
Merve, Kerim'in evine gidip o sayfaları bulmalıydı. Bir bahane bulup oraya gitmeliydi. Biraz düşündü ve aklına bir şey geldi. Zaten Serhan konusunda da endişeliydi. Onunla tekrar konuşmak istemiyordu artık. Sürekli hiçbir şey anlamadıpını söyleyip, hakaret etmesi, terslemesi falan onu da sıkmaya başladı. Zaten hiçbir zaman aşkından ölüp bitercesinr sevmemişti onu. Hep aklında bir soru vardı "Ya terk etmeseydim... Şu an yanımda Serhan değil de Kerim olsaydı..."
Kerim'i aradı:
-Efendim bebek!
-Kerim, müsait misin yarın... Yarın akşam
-...
-Kerim orda mısın?
-Burdayım, burdayım. Müsaitim de n'oldu kötü bir şey mi oldu
-Yok hayır. Gelince konuşuruz işte tutma beni işlerim var
-(Güler) Peki bebek bekliyor olacağım
-Hoşçakal!
Kerim mutlu olmuştu. Merve'nin bu sıklaşan ziyaretlerinden çok memnundu.
Kerim tüm işlerini iptal etti. Ceketinin cebine koyduğu koyduğu fuları çıkarıp kokladıktan sonra başını koltuğa yaslayıp gülümseyerek gözlerini kapadı. Zamanın bir an önce geçmesini ve Merve'yi görmek istiyordu. Belki 18 yıl beklemişti ama artık daha fazla beklemek istemiyordu. Eve gidip akşam için et hazırlamaya başladı. Kalp kalbe karşı derler ya Merve de cheesecake hazırlıyordu akşam için. Uzun zaman sonra ilk defa yapacağı bir kötülük içim değil de gerçekten severek yapıyordu. İkisi de iki dirhem bir çekirdek giyinmiş kıyafetlerindeki son dokunuşları yapıyorlardı. Öyle heyecanlılardı ki...
Kerim köpeklerin sesinden Merve'nin geldiğini anlamıştı. Gidip kapıyı açtığında ilk 5 saniyeyi sadece birbirlerini süzerek geçirdiler. İkisinin gözlerindeki ışıltıdan da birbirlerini ne kadar beğendikleri aşikardı. Ama kimse dile getiremiyordu.
-Geç bakalım içeri... Hoş geldin
-Hoş buldum... Adil Sağlam, hoş buldum.
Merve biraz eğildi, Kerim de onun sırtından yavaşça kabanını aldı. Merve Kerim'e cheesecake'i verdi.
-Tabii cheesecake... Hâla...
-Her zamankinden
Merve önde Kerim arkada beraber masaya geçtiler. Merve ve Kerim karşılıklı oturuyorlardı. Kerim cheesecakele birlikte yemekleri getirmek için mutfağa gitti. Merve sofraya oturduğunda aklında küçük bir flashback canlandı
14 Şubatta herkes eşiyle, sevgilisiyle vakit geçirirken masa başında tek başına ağlayarak Serhan'ı beklediği gün. Tabii o sırada Serhan çok değerli(!) METRESiyle birlikteydi.
Merve şu an aylar sonra aynı masada heyecanlı ve gerçekten sevdiği biriyle karşılıklı oturuyordu. Merve'ye yıllar önce ilkleri yaşatan adam, geldiği andan itibaren yine dengesini bozuyordu onun.
Kerim etleri getirdi. Merve daldığı flashbackten kurtuldu ve Kerim'in getirdiği etlere baktı.
-Et imparatoru Kerim Adil Sağlam nam-ı değer El Turco!.. N'oldu? Ne değiştirdi fikrini nasıl girdin bu et işine?
-Gerçekten bu güzel geceyi böyle tatsız mevzulardan bahsederek harcamak istediğine emin misin?
-Sen söyle o zaman bu 'güzel' gecede ne konuşmak istersin?
Keirm eski anılardan sohbet açtı ve kahkahalar eşliğinde konuşmaya daldılar kahkahalar, bakışmalar havalarda uçuşuyordu ki Merve'nin aklına alması gereken kağıtlar olduğu geldi.
-Ben bir lavaboya kadar gideyim.
-Hatırlamıyorsan yerini gösterebilirim
-Yok artık
-(güler)
Merve yukarı çıktı ve Kerim'in yatak odasına girdi. Ortalıkta kağıt arıyordu. Kerim'in ceketini buldu. Ceketi eline alınca dayanamayıp biraz kokladı. Sonra oraya ne için geldiğini çabucak hatırlayıp işine odaklandı. Tam o sırada arkasından bir ses duydu
-Merve... N'apıyorsun orada
Merve hemen ceketi arkasına sakladı ve Kerim'e döndü.
-Şey... Eve bakıyordum, nasıl dekore etmişsin acaba diye.
-Hmm... Sence inanmalı mıyım bu dediğine?
-Başka ne için gelmiş olabilirim ki başka, ne işim olabilir senin yatak odanda?!
-Yapma Merve... (Merve'ye adım adım yaklaşarak) Bu yalanları herkes inanabilirim ama benim seni ne kadar iyi tanıdığımı unutuyorsun bazen
Kerim Merve'nin dibindeydi artık. Merve'nin arkasında sakladığı şeyi almak için uzanmıştı ki, duraksadı. Artık Merve'ye konuşsa dudakları birbirine değebilecek kadar yakındı. Önce gözlerine sonra dudaklarına baktı. Seri bir hamleyle elini Merve'nin beline koydu ve kendine doğru çekip onu öpmeye başladı. Kerim'in ani hareketiyle Merve elinde tuttuğu ceketi yere düşürdü. Başlarda karşılık vermemeye çalışsa da dayanamıyordu sonuçta 18 yıllık özlem söz konusuydu.
"18 yıllık özlem..."
Ne Kerim'i durdurabiliyor ne de kendi durabiliyordu. O anın bitmemesini tüm benliğiyle istiyor ama ne yazık ki bitmesi gerektiğinin de farkındaydı. Daha boşanmamıştı sonuçta... O konuyla da sonra ilgilenecekti. El mahkum tüm gücüyle Kerim'i itti. Anca bunu yaparak ayrılacaklarını biliyordu. Nefes nefeseydi ve gözleri fal taşı gibi açıktı. Kerim hayal kırıklığına uğramakla birlikte bıyık altından sırıtıyordu. Merve sesi titreyerek
-Bu... Bu hiç yaşanmadı tamam mı?! Ben buraya hiç gelmedim.
Tam hızlı adımlarla kapıya doğru ilerlemişti ki. Kerim yerdeki ceketi alıp kağıtları bulmuştu.
-Merve!
Merve aniden durdu ve arkasını döndü.
-Bunları mı arıyordun?
Merve birdenbire olan öpücükten dolayı aklını kaybetmiş gibiydi. Kağıtları tamamen unutmuştu. Gidip kağıtları almayı düşündü ama vazgeçti. Merve gösterdiği bu iradeyi tekrar gösterebileceğinden emin değildi. O odadan çıkabileceğini düşünmüyordu. Arkasını döndü ve dolu gözlerle evden çıktı. Kerim yatağa oturdu ve kağıtları okumaya başladı. Kağıtlarda Merve'nin onu neden terkettiği yazıyordu...
.
.
.
.
.
Eveeet! Uzun zaman oldu ama burdayım. Malum dizi final yaptı ben de vakit bulup yazamadım. Ama çok tatmin edici bir bölüm olduğunu düşünüyorum😁 Hem en uzun bölüm hem de kiss var🔥 Umarım beğnmişsinizdiir. En kısa zamanda yeni bölüm gelecek ve Merve'nin Kerim'i terketme sebebini öğreneceğiz. O zamana kadar see you💙
Beğendiyseniz vote atmayı, beğenmediyseniz de yorumlarda belitmeyi unutmayın✨
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anhelo De Amor
FanfictionYıllar önce birbirlerini deli gibi sevmiş ama yarım kalmaya mahkum edilmiş bir çift... Yarım kalan sadece hikayeleri değil, yarım kalan kendileri. Hayatlarındaki yapbozun bir parçası eksik her zaman. Bir parçası eksik bir yapboz hiçbir zaman tamamla...