Partide onu siyahlar içinde gördüğünde iyi kötü yaşadıkları her şey gözünün önünden geçti Merve'nin, gözleri dolmuştu. Sanki yaranın üzerini kaplayan kabuk bir anda kalkmış ve kanamaya başlamıştı. Üzerinden onca zaman geçmesine rağmen gözünü kırpmadan onu terk eden sonrasındaysa çok pişman olan genç Merve oluvermişti bir anda. Tüm gardı kalkık o çaresiz genç, pişman Merve. Ona doğru geldiğini farkettiğindeyse düşüncelerinden kurtulup toparlandı. Elini tutup sanki ilk defa tanışıyormuşçasına adlarını söylediler.
-Kerim Adil Sağlam
-Merve... Merve Aksak... Hoş geldiniz Kerim Bey
-Hoş buldum Merve AKSAK (vurgulayarak)
Her şey 18 yıl öncesi gibiydi tek fark Merve artık Aksak'tı. Kerim'in canını en çok acıtan detay da buydu zaten. Onu sadece soyadı için terk edip gitmişti ve amacına ulaşmıştı. Merve ne zaman istediği bir şeyi elde edememişti ki zaten?
Bir ayrılıkta hangi taraf daha çok yaralanır terk edilen mi, terk eden mi? Onlarınki bu kadar basit değildi gerçi, ne terk edilen sebebini tam olarak biliyordu. Ne de terk eden bunu isteyerek ve nedenini açıklayarak yapabilmişti. Bir elmanın iki yarısını ayırmak gibi ikisi de farklı yerlerde, ayrı ve birbirlerine muhtaç. Ara sıra akıllarına gelip ya hiç ayrılmasalardı diye düşünüyorlar hatta ne ara sırası akıllarının bir köşesinde hep bu merakla yaşamışlar. Acaba hayat onları hiç ayırmasaydı nerde yaşarlardı mesela, bir çocukları olur muydu? Ya da en çaresiz zamanlarında yan yana olsalar hayat daha çekilebilir bir yer mi olurdu? İnsanın bi kaldıranı olduğunu bilmesi düşüşlere olan korkusunu azaltır mı? Her zaman yalnız olmuşlardı ayrılalıdan beri. Etraflarında ne kadar insan olursa olsun onlar ayrıyken hep yalnızdılar.
Oya'nın ceketini asarken 18 yıl önce terk ettiği adamın sesiyle afalladı ve ona döndü.
-Özledin mi beni Merve?
"Özlemek" 18 yıl boyunca ikisinin yaşadığı hayatın tek kelimeyle özetlenişi gibi; Birlikte geçirdikleri her günü, her anı, her saniyeyi delicesine özlemek. Anılarla, anılara tutunarak, anıların içinde yaşamak...
Kerim bir anda Merve'nin belinden kavradı 18 yıldır hasret kaldığı yüzün her bir ayrıntısını yeniden kaybetme korkusuyla, ezberler gibi inceledi. Merve ise o ihtiraslı, heyecanlı bir o kadar da kırgın bakan o gencin gözlerine yıllar sonra yeniden bakıyordu. Bir süre öylece kaldılar, bir süreliğine zaman onlar için durmuş gibiydi.
Merve olayın büyüsünü bozup bir anda ayrılıverdi adamın kollarından yine o güzel anları yarıda kesen Merve olmuştu.
-Kerim lütfen çıkar mısın? Şuanda bu konuşmaları yapmanın ne yeri ne de zamanı! Ben evli bir kadınım ve-
-Tabii sen, seni istemeyen başka bir kadından çocuğu olan bir adamla evlisin.
-Olmadı öyle bir şey Serhan hala seviyor beni mutluyuz biz
-Ya bırak Merve ya! Adam bırakmış işte kızım seni! Evlenme hayalleri kuruyormuş en yakın arkadaşınla.
-...
(Merve'nin gözleri dolmuştu, kendine itiraf edemediği tüm gerçekleri Kerim'in ağzından duymak ağır gelmişti)
-O gün bırakmasaydın beni orada, o arabaya binip gitmeseydin seni dünyanın en mutlu kadını yapabilirdim. Hatta belki de şuanda... (Kelimeler boğazında düğümlenmişti. Merve'ye çok doluydu ama karşısında görünce dayanamamıştı yine, kıyamamıştı biricik Scarlett'ine)
-Sen niye geldin peki, ne istiyorsun şimdi benden? Maziyi deşmek mi?!
-Niye geldiğimi yakında öğreneceksin. Ama şunu bil ki bu sefer sadece ölüm ayırabilir bizi
Merve öylece kalakalmıştı gerçekten unutmamış olabilir miydi Kerim onu? Hala seviyor olabilir miydi?
" Seni unutmaya ömrüm yeter mi
Dön desem tersine dünya döner mi
Gururum askima öyle düşman ki
Geri dön beni sev, dön diyemem ki..."
————————————————————————
Yeniden selamlar efendim uzun bir aradan sonra tekrardan yazmaya karar verdim. Zamanında partnersizlikten karakter yaratmıştım şimdi halihazırda şahane bir partner olduğuna göre niye yazmayayım ki deyip başladım umarım beğenirsiniz🙏🏻
Biliyorum hep aynı şey ama beğendiyseniz Vote atmayı, beğenmediyseniz de yorumlarda sebebini belirtmeyi unutmayın. Bir daha ki bölüme kadar See You!💋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anhelo De Amor
FanficYıllar önce birbirlerini deli gibi sevmiş ama yarım kalmaya mahkum edilmiş bir çift... Yarım kalan sadece hikayeleri değil, yarım kalan kendileri. Hayatlarındaki yapbozun bir parçası eksik her zaman. Bir parçası eksik bir yapboz hiçbir zaman tamamla...