İkimiz Bir Fidanın

639 14 16
                                    

"Sayılmaz" diyorum gözlerimi gözlerimi kocaman açarak "elinde tuttun yere atmadın"

Selim ise keyifle bir kahkaha patlatıyor "mızıkçılık size hiç yakışmıyor Şebnem Gürsoy"

Uyuza bak ya!Mızıkçılıkmış!Ölürümde o kahveleri ben yapmam Selim İnan! Tükürdüğümü yalamak hiç adetim değildir.Ve o aptal para yazı gelene kadar tüm çirkeflik kotamı kullanacağım haberin olsun!Evet bildiniz kahveleri kimin yapacağını yazı turayla belirliyoruz ve bu aptal fikir tabiki Selim'e ait.Neden şaşırmadım acaba?

"Mızıkçılık değil bu!Kurallara göre oynamıyorsun!"

"Tabii canım yazı-tura nasıl atılır diye bir kanun vardı zaten"

Bak bak!Hemen de üste çıkıyor ukala şey.Allah'ım söz veriyorum çok cici bir kız olacağım avusturalyalı erkek ırkının soyu gelsin ki bir daha atar yapmayacağım ama nolur yazı gelsin ya!Sonuncu biraz fazla oldu Avustralyalı erkekleri koru Allah'ım göz sağlığımız için en azından.Amen.

"Çok konuşma.At hadi şunu"

"Emredersiniz Şebnem Gürsoy"

Parayı dikey bir şekilde yukarıdan yere bırakıyor.Metal para yerde dönerken içimden hatim indiriyorum.Kaçacak yerim yok gelmezse çünkü.Çirkefliklerimi bir aduket etkisiyle savuşturacak Selim eğer gelmezse.Ay gerilmekten Ajda Pekkan'a döndüm ya.Metal para yuvarlanarak koltuğun altına girerken bizde hızlıca koltuğun altına sokuyoruz kafamızı.Şu hale bak ya.Google'a yazsam bunu mu demek isteniz diye ukala çıkacak bir adamla koltuğun altında paranın yazı gelmesini bekliyorum.Daha önce biri söylese anırarak gülerdim şimdiyse anırarak ağlamak istiyorum.

"Buraya kadar Şebnem!" diyor sırıtarak "artık itiraz edemezsin tura geldi"

Parayı avcuna alıp koltuğun altından çıkarken ben ellerimi yumruk yapıp dişlerimi sıkıyorum.Allah belamı seri bir şekilde veriyordu anlaşılan!Ve şans yine bana nanik yapıp kaçmıştı.

"İyi tamam be!" diyorum huysuz huysuz "yaparız kahveni!"

Kafamı hırsla kaldırmamla koltuğun beynimle buluşması bir oluyor.İstemsizce bir inilti çıkarırken Selim'in kahkahası duyuluyor.Yanıma eğilip elini uzatıyor.Ama ben sinirden kıpkırmızı bir halde hızla ayağa fırlıyorum.

"Keskin sirke kafaya zarar Şebnem'cim sakin"

Rabbim bugünlük bütün sabırları bana versen?Çok ihtiyacım var çünkü.Katil olmama ramak kaldı biraz sonra ilk leşimi sermiş olacağım.

"Fazla konuşmasan iyi edersin Selim'cim çünkü keskin sirke ukalalarada zarar"

O arkamda yine kahkaha atarken ben burnundan solumak deyiminin canlı hali olarak mutfağa dalıyorum.Hayatım boyunca toplasan üç kere falan kahve yapmışımdır o da nescafe yani.Kahve makinesi kullanmayı bilmiyorum ki ben. Kainat'ı mı arasam?Ay yok bir ay dilinden düşürmez sonra.Of Allah'ım ya!Daha acısız işkence şekilleri vardı!

"Bu nasıl kahve Şebnem ya?Şeker kavanozunu boşaltmışsın resmen"

Öküze bak öküze!İnsan bir ellerine sağlık falan der!Bir kilo limon yemiş gibi buruşturdu suratını!

"Bana bak o kahveyi başından aşağı boşaltacağım şimdi göreceksin nasıl kahve olduğunu!İç işte ya!"

-KAİNAT-

"Ece ben eve geçiyorum yarınki davasının dosyasını düzenlemeden çıkma"

"Tamam Kainat Hanım"

Elimde beşiktaş-fenerbahçe maçı bileti umutsuzca derin bir iç çekiyorum. Hayatımda en nefret ettiğim şeyi sorsalar futbol derim,görünce arkama bakmadan kaçacağım adamda kesinlikle futbol hastası adamdır ama şimdi maça gidiyorum bağırarak ağlamak istiyorum gerçekten!Bileti hızla çantama atıp ofisten çıkıyorum. Yoldan çevirdiğim taksiye binerken düşündüğüm tek şey ne giyeceğim.Benim bakkala giderken giyinmem bile bir ömür sürüyor!Teşvikiye'deki minik ama bahçeli evimize giriş yaptığımda vakit kaybetmeden odama dalıyorum.Dolabımı hızla gözden geçirip beyaz kısa kollu bir tişört ve kot şortta karar kılıyorum.Gri airmaxlerimide ayağıma geçirip saçlarımı tepeden topluyorum.Haydi gazamız mübarek olsun!

Esas Oğlan (Kaçak Gelinler Kurgusu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin