0.5

2K 194 74
                                    

Nihayet yarın olduğunda Dipper çoktan kafeye gitmiş Bill'i bekliyordu. Bir özür borçluydu, gerçek bir özür.

Mesai başlamadan hemen önce gelen Bill onun yüzüne bile bakmadan tezgahın yanından geçerek arka tarafa gitti. Dipper, o ceketini askıya asarken nereden başlayacağını düşünüyordu. Nihayet kelimeler zihninde yerine oturduğunda ağzını araladı. Tam o sırada ona seslenen genç patronlarını fark etmesiyle özrü ağzına tıkılıvermişti.

"Dipper, bugün benimle bir yere gelmen gerekiyor." Bay Crew ciddiyetle bitirdiği cümlesinin ardından arka kapıdan çıkmadan hemen önce "10 dakika sonra burada olurum." diye ekledi.

10 dakika bana yeter.

Dipper, Bill önlüğünü düzeltirken arka tarafa gitti. Kıyafetlerini astıkları küçük bir odadan ibaret olan yere girip kapıyı kapattı. Bill'in soran bakışlarını cümlesiyle cevaplarken ona biraz yaklaştı.

"Özür dilerim, Bill." Bill bakışlarını kaçırdı. Aradan birkaç saniye geçtikten sonra onun gözlerine baktı.

"Geçmişini biliyorum, anlıyorum. Sorun değil Mason." Dipper, gencin yüzünde buruk da olsa bir gülümseme gördüğü için memnundu. Ona daha da yaklaştı ve kollarını bedenine sardı.

Ne gariptir ki Bill, Dipper'a göre cılızdı. Dipper ona göre daha uzun ve kaslıydı. Aralarında pek fark olmasa da Bill kendini küçük hissediyordu onun yanında.

Şu an ne mi hissediyordu?

Dipper'ın kaslı kolları arasında heyecan ve mutluluktan kuduruyordu. Bill nihayet kollarını ona sarabildiğinde kalbi delicesine atıyordu ve Dipper bunu hissetmişti. Üzerinde durmadı ve birsüre sonrasında çekildi.

Aralarındaki yakınlık yüzünden Bill'in başı dönüyordu. Dipper sarhoş edici bir içki gibiydi gözünde. Kırmızı ya da beyaz bir şaraptı.

Dipper, Bill'in Viskisiydi.

Dipper ondaki bu garipliği görmezden gelerek kapı kulpuna uzandı. Bill onun bileğini kavrayarak hareketini engellediğinde soran gözleri Bill'in üzerinde geziniyordu.

"Sana zarar vereceğini hissediyorum." Bill ciddi görünüyordu ve Dipper ne yapacağını bilemedi.

"Bunu neden düşünüyorsun?" Soru üzerine Bill doğru kelimeleri aradı.

"Bakışları çok tedirgin edici." Dipper bunun üzerine hafifçe gülü elini onun omzuna koydu.

"Merak etme, iyi olacağım."

Bundan birkaç dakika sonra Dipper, Bay Crew'ın aracında nereye olduğunu bilmeden kafeden uzaklaşıyordu.


.
.
.
.
.
.

Is this a good story? No, i don't think so.

Bu arada ne tesadüftür ki Her Telden Öyküler kitabımda grinin gölgesi bölümündeki kadının soy adı da Crew imiş. Ve kadının yıllardır kayıp bir oğlu var. Nasıl denk gelebilir? Bilerek yapmamıştım. Her neyse.

Hoşçakalın.

Cehennemde Çeken Telefon||BillDip Texting||-tamamlandı-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin