Geçen günler sadece daha çok moral bozucu olmuştu. Bill gittikçe güvensizleşmiş ve durgunlaşmıştı. Dipper onun bu hâlinin nedenini merak etse de soramamıştı. Ne diyebilirdi ki? Sonuçta ona gülümsememesinin ya da konuşmamasının sebebini soramazdı.
Bill'in ruh hâli gittikçe kötüleşmişti. Babası Lucifer bile onu toparlamakta zorlanıyordu. Bill her geçen gün bir balon daha kaybediyordu adeta. Oysa âşık olduğu o ilk günler öylesine mutluydu ki. Şimdi her şey farklıydı.
Dipper o berbat gün geldiğinde daha olumlu bir gün geçirmeyi planlıyordu. Bugünün sevgilisi ile buluştuğu basit bir cumartesi olmasını sağlayacaktı. Oldukça basitti, fazla düşünmeye gerek yoktu. Onu arayacaktı, Charl gelecekti, bir mekana gideceklerdi, hoş bir akşam geçireceklerdi. Ardından ise Dipper sıcacık yatağına kavuşacak ve fazla düşünemeden uyuyakalacaktı. Ne sorun olabilirdi ki? Bu sefer cumartesinin lanetini hissetmeyecekti. En azından Dipper bunu düşünüyordu. Ta ki onu arayana kadar. Onu aradığında günün lanetini tekrar hissetmişti tüm bedeninde.
Telefonu yabancı bir genç açmıştı.
"O sandığın kişi değil, sadece sus ve sesleri dinle. Konuşursan seni duyabilir." Bu 'bana cevap verme ve sus' fısıltılarının ardından arkadaki sesler netleşti.
Bir kadın sesi baskındı. Crew'in adını yüksek sesle inliyordu. Sonrasında ise Crew'in onu sakinleştirmek için dedikleri duyuldu. İltifatlar ve inlemeler Dipper'ın kulağını doldururken o sadece sustu. Birsüre sonra ise telefonu kapattı ve yatağına uzandı. Ne kadar sonradır bilinmez, gözünden yaşlar süzülmeye başladı. Bu olduğundaysa Dipper onları durdurma gereği duymamıştı.
Aldatılmak canını yakmıştı ama hiçbir şey ailesinin kaybı kadar hasar vermiyordu ona. Şimdi o kahve gözlerinden süzülen yaşların nedeni kendine acımasıydı. Ebeveylerini kaybetmişti, kız kardeşini, amcalarını, sevdiği kızı, en iyi dostunu ve diğerlerini. Bu acı ona yeterince ağır geliyordu zaten. Crew bunu göremiyor muydu? Neden onunla oynuyordu?
O sırada açılan ve duvara hızla çarpan camın sesi doldurdu Dipper'ın kulaklarını. İçeriye hücum eden rüzgarla titredi genç bedeni. Bir iç çekişle kalktı ve camı kapattı. Camdan dışarı bakma isteği göstermeden arkasına döndü. Yatağına yatmak üzere yaklaştığında bir not fark etti. Sakince oturdu ve eline aldı.
Kağıt kırışık değildi, üzerine yatmış olamazdı. Bu, buraya şimdi mi konulmuştu? Nasıl olabilirdi ki? Belki rüzgar ile uçuvermişti? Öyle olsaydı Dipper görmez miydi?
Sıkıntıyla iç çekti. Aklındaki sorulara cevap alabilmek için gözlerini sildi ve kağıtta yazılanları okudu.
'Ben Anonim'im Dipper. Yanında olmak istiyorum, lütfen yanında olmama izin ver...'
Dipper sustu, kağıdı seyretti.
Ona güvenebilir miyim...?
Aklında gezinip duran bu soruyu önemsemek istemedi. Anonim'i tanımak istiyordu ve önemli olan da buydu. Onu görecekti, tam da şimdi.
"Seni görmek istiyorum Cehennem Lordu."
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.Biliyorum kısa ama en azından tıkanmışlık durumundan çıktım sayılır. ;u;
Bye<3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cehennemde Çeken Telefon||BillDip Texting||-tamamlandı-
Fanfictionİlk Texting kurgum olsa da beğeneceğinizi düşünüyorum. Texting dışı anlatımlar içerecektir. 13 yaş altı bireylerin okumaması şiddetle tavsiye edilir. Smut içermeyecektir. Yayımlanma tarihi: 03.12.18