Kurgu yapmanın nasıl bir şey olduğunu kavramak için uzun bir hikâyenin olay akışını çıkartarak başlıyoruz. Son zamanlarda Yıldız Tozu filmini izledim. Bu yüzden örnek olarak bu filmin hikâyesinin olay akışını çıkartmak istiyorum. Yıldız Tozu kitaptan uyarlama bir film. Fakat, şimdilik işleri basit tutmak adına, kısa roman kurgusuna sahip sinema filmini kullanacağız.
Yıldız Tozu
Bir çocuk rasathaneye bir mektup yazar. (Asıl hikâyeden bağımsız bir giriş bölümü)
Bir delikanlı sınırdaki köyünden ayrılıp, iki dünyayı ayıran sihirli duvardan geçmek ister. Bekçi izin vermez.
Bekçiyi kandırır ve duvardan geçerek, kendini ortaçağ atmosferinde pir pazar yerinde bulur.
Orada, bir cadının tutsak ettiği bir prensesle tanışır ve birlikte olurlar.
Evine geri döner. Dokuz ay sonra bekçi ona bir sepetin içinde bir bebek (Tristan'ı) getirir.
Bebek büyür delikanlı olur. Köyün marketinde tezgahtarlık yapmaya başlar.
Delikanlı, birine aşık olmuştur, aşık olduğu kız başkasıyla evlenmeyi düşünmektedir. Bir gece kızın camına taş atar ama diğer adamla karşılaşılar ve Tristan'ı eskrimde küçük düşürür.
Ertesi gün işten kovulur. Bir şişe şampanya ile kızın kapısına gider. Kız onunla şampanya içmeyi kabul eder.
Aynı esnada: Sihirli dünyanın kralı, hasta yatağında, varisini ilan etmek için oğullarını toplar, boynundaki madalyonu serbest bırakır. Onu geri getirenin kral olacağını söyler.
Serbest bırakılan madalyon bir yıldızı da beraberinde düşürerek büyük bir meteor şiddetiyle yeryüzüne çarpar ve büyük bir krater oluşturur. Cadılar yüz yıllardır bu anı beklemektedir. Olayı görürler, yıldızın kalbini çıkartıp yemek ve bu şekilde gençleşmek için peşine düşerler.
Genç delikanlı ile sevdiği kız da şampanya içerken olayı görmüştür ve yıldızı getirme karşılığında evlenmek konusunda anlaşırlar. Tristan'ın yıldızı getirmek için bir haftası vardır.
Delikanlının babası ona yıllar önce olanları açıklar, annesinden sepetle birlikte gelen Babil mumunu yakarak, kratere cisimlenir, bir yıldız parçası bulmayı beklerken, yıldızın aslında bir kız olduğunu görür, onu tutsak eder.
Kızın peşindeki korkunç cadı bir köylüyü keçi yaparak tahta arabasına sürer, bu sırada başka bir cadıyla karşılaşır (bu delikanlının prenses olan annesini tutsak etmiş olan cadıdır) onu tehdit eder. Bu olayla yıldızın peşindeki cadının Kara Kraliçe olduğunu ve çok güçlü bir cadı olduğunu öğreniriz. Cadı elindeki taşlara yol sorar. Kimseyi bulamayınca bir han yaratır ve yıldızın ona gelmesini bekler.
Yıldızı sevdiğine götürmek için tutsak eden Tristan ortada yokken, tek boynuzlu bir at gelir, yıldızın zincirini çözer ve yola düşerler. Hava çok kötüleşir. Yağmur ve fırtınadan dolayı yıldız, hana sığınmak zorunda kalır. Handa, cadı yıldızın kalbini almaya çalışırken, kralın madalyonun peşinde olan oğullarından biri ve onun yolda karşılaştıtığı Tristan birlikte hana gelirler.
Orada kralın oğlu ölür, bu ikisi Babil mumundan kalanlarla bulutlara çıkarlar. Aslında delikanlının niyeti köyüne gitmek, yıldızın niyeti göklerdeki evine ulaşmaktır. İkisi farklı şeyler isteyince mum onları ikisinin arasında bir yere götürmüştür. Orada onları uçan bir gemiyle dolaşan hava korsanları esir eder.
Kralın diğer oğlu, kardeşinin ölüsünü bulur, yıldızdan haberdar olur ve ölümsüz kral olmak için o da yıldızın peşine düşer.
Hava korsanlarının kaptanı, delikanlının ağzından tehditle laf almaya çalışır. Aslında bu sert, acımasız görünen korsanın kadınsı kişiliğini gizleyen oldukça kibar ve modadan anlayan biri olduğunu öğreniriz. Delikanlının kılığını değiştirir, emrindeki adamları kandırmak için Tristan'ın yerine cansız bir mankeni gemiden atar.
Bir pazar yerinde, gökyüzünden topladıkları yıldırımları satarlar. Burada kaptan herkesin aradığı yıldızın, yanlarındaki kız olduğunu anlar. Gemiye geri dönerler ve kılığını değiştirdiği Tristan'ı diğer korsanlara yeğeni olarak tanıtır.
Uçan gemiyle göle zor bir iniş yapılır. Yıldız, delikanlıya aşık olduğunu anlatır. Delikanlı da yıldıza aşık olmuştur. Bir handa birlikte olurlar.
Delikanlı yıldıza bir mesaj bırakarak köyüne gider, geri dönecek ve yıldızdan hiç ayrılmayacaktır. Ancak mesajı yanlış anlaşılır. Yıldız, Tristan'ın kendisini sevmediğini, hâlâ diğer kıza aşık olduğunu sanır.
Yıldız kalp kırıklığıyla yollara düşer. Sihirli duvarın yanına gelmiştir. Bilmediği şey eğer sihirli dünyayı terkedip diğer tarafa geçerse, bir meteor gibi taşa dönüşeceğidir. Delikanlının tutsak olan prenses annesi, bağlı olduğu atlı arabayı kaçırır ve yıldızın duvarı geçmesine engel olur.
Kara Cadı da yıldızın yerini tespit etmiştir, o da duvarın yanına gelir. Hepsini alıp şatosuna götürür.
Delikanlı duvardan geri döner, cadıların şatosunu bulur, şato da bir savaş yaşanır. Kralın hayatta kalan son oğlu da ölür. Yıldız, aşkın verdiği gücün ışığıyla çok şiddetli parlar ve kara cadıyı yok eder. Tristan, kraliyet ailesinin hayatta olan tek erkek varisi olduğunu burada annesinden öğrenir.
Tristan büyük bir törenle kral olur. Yıldızla evlenirler. Sanıldığı gibi ölümsüz olmanın tek yolu bir yıldızın kalbini yemek değildir. Ona sahip olmak yeterlidir. Yıldız, delikanlıya aşıktır ve kalbini ona emanet etmiştir. Bu yüzden delikanlı ölümsüz olmuştur. Seksen yıl hükümdarlık sürerler, sonra Yıldız ve Kral, Babil mumuyla göğe yükselerek dünyayı terk eder yıldızlar arasında hayatlarına devam ederler.
Mutlu Son
Bu bir uzun hikâye için detaylı bir olay akışı oldu. Daha da detaylandırabiliriz. Ama daha basit bir olay akışı da çıkarmak mümkün. Kendi kurgularımızı yaparken o anki ihtiyacımıza ve yazma tarzımıza göre olay akışını basit tutmak veya detaylı bir olay akışı çıkartmak arasında seçim yapabiliriz. Hatta olay akışı çıkartmak yerine, dayanak noktaları oluşturarak kurgumuzu yapabiliriz. Bu konulara daha sonra değineceğiz.
(Uygulamalı video dersler ve etkileşimli bir kurs deneyimi için https://www.udemy.com/yaraticiyazarlikegitimi adresini ziyaret edin veya Udemy mobil uygulaması üzerinden kursa erişin.)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaratıcı Yazarlık Eğitimi: İçindeki Yazarı Ortaya Çıkar
Non-FictionHepimiz ilham perimizin yanımızda olduğu o nadir zamanlarda çok yaratıcı olabiliyoruz. Ama bu nazlı peri bizi istemediğinde ya da bizi terk ettiğinde işler hiç yolunda gitmeyebiliyor. İçimizdeki hikâyeyi bir türlü kâğıda dökemeyişimiz, yazmaya bir t...