.......
Karanlık, kanlı ellerimi gecenin inine sakladığında kimliksiz bedenimden düşen gölgeye sokularak adımlarımı daha da hızlandırdım.
Karanlık, puslu puslu aydınlık yok denilecek kadar azdı. Zihnimin sokakları boş, sisli ve sessizdi. Belki koşmam lazımdı ama varacak bir yerim yoktu. Nereye gidiyordum, bilmiyordum. Ayaklarım zihnimin içinde var olmayan bir noktaya doğru ilerlerken, boşluğun içinde süsülüyordum.
Yolun sonu, yine gece kadar karanlık bir kapıya ulaştı. Ellerim benden izinsiz bir şekilde kapının şifresini girmek için duvardaki düğmelere uzandığında, ellerimdeki kanın kokusunu aldım ve gülümsedim. 190894. Kapı açıldı.
Sessizlik burada da hakimdi. Kapı içeri girmemle ardımdan kapandığında, tereddüt etmeden içeri doğru yürüdüm ve beni bekleyen adamın oturduğu masanın önüne gelene kadar durmadım. Onu tanıyordum, biliyordum ama oda en az benim kadar kimliksizdi. Biri daha vardı. Karşısında dikiliyordu. Birazdan benim kullanacağım sözlerin aynısını söylediğinde, bir karşılık almadı. Sessizce arkasını döndü ve başını bana doğru çevirmeden gözlerimin içine baktı. Gözleri, dibi görünmeyen bir kuyuya benziyordu. En az benimki kadar boş ve yabancı. Saniyeler içinde evi terk ettiğinde, omuzlarım bir askerinki gibi düzeldi karşımda duran adama karşı.
"Görev?" diye sordu, hiç beklemeden. Sesi bir duvar kadar düzdü. Hiçbir rengi yoktu. Diğer elimde sıkı sıkıya tuttuğum bıçağı masasının üzerine bırakırken "Tamamlandı." Dedim, en az onun kadar soğukkanlı bir şekilde. "Görev tamamlandı efendim. Hedef artık yok."
...........
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Gün
Teen FictionBir kadının rahmine can düştü, adını Nefes koydu doğmadan. Kız nefes aldı, annesi öldü. Kız nefes aldı, babası boğuldu. Kız nefes aldı, ruhu kayboldu. Kız nefes aldı, ellerini kan lekeledi. Kız nefes aldı, Ateş kül oldu. "Benim aldığım her ne...