Multimadia James :))
Korku tünelinden çıktıktan sonra James'on evine doğru gitmeye karar verdik daha doğrusu James öyle istedi doğrusunu söyleyeyim evini çok merak ediyorum.Lara ise kucağımda uyuya kalmıştı kafasını boynuma koydum ve emniyet kemerini üzerimizden geçirdim.James arabayı çalıştırıp sürmeye başladı
"Lara ile ne yapmayı düşünüyorsun?"
"Bilmiyorum ona bakacak kadar param ve durumum yok onun mutlu olmasını istiyorum" Laranın saçlarını okşayıp James'e döndüm
"Senin aklında bir fikir varmı?"
"Hiçbir fikrim yok " kafamı sallayıp başımı cama yasladım.Larayı kısa sürede sevmiştim veya benim gibi annesi olmadığı için kendime benzetmiştim.Araba durunca başımı camdan kaldırdım yemyeşil bir alandaydık heryerde birbirine benzeyen evler vardı bizim önünde durduğumuz ev James'in olmalıydı.James arabadan inip benim yanıma geldi Larayı kucağına alınca bende peşinden arabadan çıkıp eve doğru yürüdüm.
"Anahtarlar cebimde alırmısın?" kararsız bir şekilde kafamı sallayıp ceplerine yöneldim.
"Hangisinde?"
"Sağ cebimde olması lazım" elimi sağ cebine soktum ama birşey yoktu diğer cep yani sol cebine yöneldim elimi soktum anahtar oradaydı ama tam cebin dibindeydi ve almak içinde daha yakına gitmem gerekiyordu.James'e daha da yakınlaştım ve elimi cebine soktum ve anahtarı aldım yüzümüz yakın olduğu için verdiği nefesler yüzüme çarpıyordu nefesi bile ayrı bir kokuydu herkesin nane falan kokardı ama James'in bir farklıydı ve şanet olsun ki çok güzel kokuyordu.Geri adım atıp kapıyı açmaya koyuldum.Kapı açılınca James'in geçmesi için geri çekildim ve james'in geçmesini bekledim lara ile birlikte içeri girince kapıyı kapatıp peşlerinden girdim. Kocaman salonu vardı ve çok güzel döşenmişti.Beyaz duvarlar ve önünde gül kurusu mobilyalar duruyordu bahçeye açılan bir kapı vardı ve buradan bhçe muhteşem görünüyordu.Zengin olduğunu biliyordum ama bu kadarını hayal edememiştim gerçi.Bahçe kapısının oraya gidip kapısını açtım kocaman bahçe yemyeşildi ve rengarenk güller süslüyordu. Boynumda bir nefes hissedince irkildim ve arkamı döndüm James'le gözgöze geldim.
"Bahçeyi beğendin sanırım"
"Evet çok güzel"kafamı bahçeye çevirdim.James elini çeneme koyup ona bakmamı sağladı.
"İstiyorsan bu bahçe senin olabilir"
"Nasıl yani?"
"Demek istiyorum ki o baban denecek adamla birlikte kalmana gerek yok benimle kal ev büyük zaten "
"B-bilmiyorum yani tuhaf olmaz mı sonuçta ne biliyim yeni tanıştık ve senin bana güvenmen hem okulda dedikodumuz çıkar başına dert ol---" cümlemin devamını James'in dudakları bölmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Burslu (DÜZENLENECEK)
JugendliteraturPara! Para herşey demekti Kriss için para olmadan o bir hiçti. Kriss burslu bir kız ,neden mi? Çünkü parası yok. Hayatında bu yüzden hep dışlanmış kişi olmuştu okula burslu olarak gitmesi gerekti, sürekli iş bulup çalışıyordu. Bir yeteneği vardı öze...
