2. Bölüm

2.8K 182 58
                                        

Olayları ilk bakışta anlayabilmem mümkün değildi. Kimberley’i sakinleştirebilmem için eve sokup bir sandalyeye oturtmam gerekti. Kimberley’in dediğine göre ona çarpmamış. Önce kararnlıkta öylece yerde yatıyor sanmış. Sonra arabadan inip manzarayı görünce şok geçirmiş. Gelen polisler kadıncağızdan kalan parçaları toplayıp bir torbaya doldurdular. Böyle bir olay kapımın önünde olduğu için sinirlerim bozulmuştu. Max’i de sorguladılar. ‘Eve gelirken şüpheli birilerini gördü mü? Bayan Knick’i en son ne zaman gördü?’

Ertesi gün kilisede cenazesi kaldırıldı. İlk kez bir kilisede cenazeye katılıyordum. Ölümü daha iyi olarak göstermez ama Allahtan Bayan Knick çok genç bir kadın değildi. Herkes siyah giyinmişti ve yakınları ağlıyordu. Kilise kasvetli bir yerdi. Loş ortamı sadece yanan  mumlar aydınlatıyordu. Herkes öne doğru eğilmişken bembeyaz yüzlü biri dönüp dosdoğru bana baktı. O medyum kadın. Kesinlikle benimle bir derdi vardı. Başımı çevirip kocaman İsa heykeline baktım. Heykelin hemen altında biri kafasını kaldırmış heykele bakıyordu. İrkildim. O kişi bir insan değildi geçen gün yatak odasında gördüğüm o şeydi. İrkildiğimi fark eden birkaç kişi bana baktı. Hıçkırdığımı sanmış olmalılardı. Tekrar heykelin altına baktığımda bir şey göremedim.

Belki de sorun bendeydi. Belli ki psikolojik bir problemim vardı. Burada bir doktora gidip tam teşhis koydurup ilacı neyse kullanmalıydım.

Eve geldiğimde Nisa bir köşede kitap okuyordu. Aleyna da sessizce oyuncaklarını oynuyordu. Yanına gittiğimde oyuncaklarıyla konuştuğunu fark ettim. Ben de onunla oynamak istiyordum.

‘Aaa anne onu kaçırdın.’

‘Kimi kaçırdım kızım?’

‘O beni geceleri ziyarete gelen adam. Çok korkunç görünüyor ama zarar vermiyor. Konuşuyor benimle. Arkadaş olduk biz.’

Anlaşılan hayali arkadaş dönemine girmişti. Onu çok mu yalnız bırakıyordum acaba?

‘Ama Aleynacığım neden arkadaşın korkunç olsun ki? Neresi korkunç?’

‘Gözleri… Gözleri çok korkunç.’

Benim gördüğüm şeyin de gözleri çok korkunçtu. Aynı halüsilasyonu görme olasılığımız var mıydı? Toplu histeri falan mı?

Ayağa kalktım mutfaktaki işlere kafa yorarak delirmekten kendimi kurtarabilirdim.

‘Öyle korkunç şeyler düşünme tamam mı Aleynacığım?’

‘Dedem.’

‘Ne dedesi?’

‘Dedem olduğunu söyledi.’

Üstelemedim. Alnına bir öpücük kondurup mutfağa geçtim. Max gelip beraber yemeğimizi yedikten sonra yalnız vakit geçirmek için kızları erkenden yatırdım. Salonun ışıklarını kapatıp biraz romantik bir ortam oluşturmak için mumları yaktım. Max kanepeye yığılmış yine bitkin görünüyordu. Dizinin üstüne oturdum. Yavaşça ona sarıldım.

‘Epeydir yalnız kalamıyoruz.’

Cevap vermedi gözlerini kapatıp beni öptü. Boynuna daha sıkı sarıldım. Bir kapı çarpma sesiyle irkildim. Ayağa kalkmış etrafa bakıyordum ki Max tekrar beni kucağına çekti.

‘Rüzgardır.’ dedi kelimeyi uzatarak.

Tekrar öpüşmemize kalmadan bir çığlık sesi geldi. Hemen ayağa fırlayıp kızların odasına gittim. Kızların öylece uyuduğunu görünce rahatladım İkisini de tek tek kontrol ettim. Mışıl mışıl uyuyorlardı. Peki nereden gelmişti çığlık?

DestinyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin