Day 4

1.7K 179 59
                                    

Merhabalar, yeni bölüm nihayet geldi. Sizden çok ben rahatladım inanın. Çok istekliyim bunu yazmaya çünkü h a r i k a planlarım var fakat yazmaya zamanım yok. Mazur görürseniz sevinirim. Bir şeyleri unutmuş olabilirsiniz, anlamazsanız önceki bölümlere bakın diyorum. Ve hikaye hakkında tahmin yapmak biraz zor olacak sizin için. Cidden farklı şeyler var aklımda ve yazmak için ölüyorummm yeter ki isteyen bir kaç kişi olsun. Genel itibariyle biraz hüzünlü bir hikaye olabileceğini söylemeliyim ve bu bölümler de geçiş gibi olduğu için sıkabilir. Görüşleriniz çok önemli ve,

UZATTIM.

iyi okumalar,

Sabah oldukça kolay bir şekilde, hiçbir itilme veya dürtülme olmadan uyandım. Belki de bu içimde gece boyunca beni yiyip bitiren endişedendi. 'Harry gitmiş mi?'endişesi. Ve gitmişti. Yatağımda tektim. Linda tam tahmin ettiğim gibi karşımdaydı, yatağında mışıl mışıl uyuyordu. Hem beni kaldırmamasından , hem de hala uyuyor olmasından, gece odaya geç geldiği anlaşılıyordu.

Örtünün altından zorlukla çıkarken eteğimi düzelterek bacaklarımı kapatmaya çalıştım. Daha sonra saçmalığına gözlerimi devirerek elime bir pantolon ve tişört alarak banyoya girdim. Üzerimdekileri hemen giyinip yüzümü yıkadıktan sonra midem kahvaltı namına bir şeylerle tanışsın diye aşağıya inmek zorundaydım ve öyle de yaptım, ki Linda'yı umursamıyordum bile.

Aşağıda, yemek yiyen insanların sesi kulaklarıma kirli bir gürültü olarak dolmaya başladığında yüzüm buruştu. Tek düşündüğüm Harry'nin nerede olduğuydu ve bu kadar kalabalık işimi zorlaştırıyordu.

Daha sonra adımlarımı insanların arasına atınca oturacak bir yer aradım ve maalesef bulamadım. Etrafıma iyice göz attım ve bir umut yer bulmaya çalıştığımda yeşil gözleri benimkilerle buluştu. Onu görmeyi beklemiyordum ve bu benim için sürpriz olmuştu. Daha sonra öylece dikilmeme izin vermeyip beni yanına çağıracak diye düşündüm. Çünkü tek boş yer onların masasındaydı. Tanışmamızdan sonra bir şeyler kat etmişizdir diye düşündüm fakat beni çağırmadı. Gülümsemesi solarken tekrar önüne döndü. Ve aklım hemen bir kaç düşünceye gitti. Acı ama gerçektiler. Harry dün bana o kadar ilgili davranıyordu ve şimdi böyleydi. Ve belli ki bana sadece acımıştı. Onun için zavallıydım ve ben buna rağmen kendimi ona sevdirmeye çalışıyordum. Gözlerim yandı. Bu çok aşağılayıcıydı.

Topuklarım üzerinde hızlıca dönerek bu yerden çıkmaya ve Linda'ya sarılmaya gidecektim.Belki omzunda ağlar ve halime acırdım. Harekete geçtiğim an gürültünün arasından adımı seslenen biri beni durdurdu. Fakat Harry değildi. Bu kişi Ethan'dı ve ona neden haksızlık yaptığımı düşündüm. O benimle daha çok ilgiliydi.

"Bekle," Bana seslice emir verdiğinde dediğini yaptım fakat gitmek istiyordum.

"Günaydın," Kollarını etrafıma sardığında gözlerim şaşkınlıkla açılmak istediler fakat engelleyerek normal davranmaya çabaladım çünkü Harry gergince bize bakıyordu. Sebebini cidden bilmiyordum. Ilk zamanda yaptığım analiz hala geçerliydi. O çok garipti, çözemiyordum.

"Günaydın," dedim onun tersine oldukça cılız bir sesle. Hemen sonra benden ayrılarak tek elini omzumda dinlendirdi.

"Benimle kahvaltı yapmak ister misin? Fakat yalnız olamayacağız." Yüzüm hissettiğim utançla kızarmak istedi fakat hormonlarımı tuttum ve normal ifademe devam ettim.

"Başka birini bekliyor olabilirsiniz." Sanki bir şeyler biliyormuşum gibi çıkmıştı ve cidden ben bile şaşırdım. Çünkü hemen sonra Ethan bana alnını kaşıyarak "Ava daha uyanmaz." dedi. Tereddütle kabul etmek zorunda kaldım.

I Bet You ➳ h.s.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin