4 Eylül
Sevgili Günlük,
Bugün korkunç bir şey olacak.
Bunu neden yazdığımı bilmiyorum. Tuhaf. Üzgün olmam için hiçbir neden yok. Aksine, mutlu olmak için her türlü nedenim var. Ama...Ama burada, sabahın beş buçuğunda ayaktayım ve korkuyorum. Kendime bunun sadece Fransa'yla buradaki zaman farkından kaynaklanan bir karışıklık olduğunu söyleyip duruyorum. Ama neden bu kadar korktuğumu açıklayamıyorum. Kendimi kaybolmuş hissediyorum.
Evvelki gün, amcam Chen ve kardeşim Lay ile birlikte havaalanından dönerken içimde tuhaf bir duygu vardı. Sokağımıza girdiğimizde aniden şöyle düşündüm. "Annemle babam bizi şu an Xiumin amcamın oturduğu evde bekliyor. Eminim , ön verandada duruyor ya da oturma odasındaki pencerelerden bakıyorlar. Beni çok özlemiş olmalılar.
Biliyorum, kulağa delice geliyor. Ama evi ve boş verandayı gördüğümde bile aynı şeyi hissediyordum. Basamakları tırmanıp kapıyı zorladım ve Xiumin amcamın evde olmadığını bildiğim halde tokmağı vurdum. Chen amcam kapıyı anahtarlarıyla açtığında içeri daldım ve koridorda durup dinleyerek annemin merdivenden inmesini veya babamın yukarıdan seslenmesini bekledim.
Tam o sırada Chen Amcam bavulunu gürültüyle yere bıraktı. Babam ve annemin ölümünden sonra Xiumin amcam buradaki evimize göz kulak olurken, Chen amcam bizimle Fransa'da kalmıştı. Babamın küçük kardeşleri oldukları için aramızda çok fazla yaş farkı yoktu. ikisi de bizim için birer abi, daha fazlası bir aile gibiydiler.
Chen amca derin bir iç çekerek "nihayet evdeyiz." dedi. Lay güldü. O anda hayatımda duyduğum en berbat duygu benliğimi kapladı. Kendimi hiç bu kadar kaybolmuş hissetmemiştim.
Evdeyim, evimdeyim. o zaman neden bu bir yalan gibi geliyor ?
Burada, Seul'de doğdum. Burayı daima evim bildim. Daima. burası her zamanki gibi yatak odam. Zemindeki ahşap döşeme üzerinde, beşinci sınıftayken arkadaşım Rose ile birlikte sigara içmeye çalıştığımız ve neredeyse boğulduğumuz zamandan kalma yanık izleri var. Pencereden dışarı baktığımda, Chanyeol ve diğerlerinin iki yıl önce doğum günümde pijama partisi için eve girerken tırmandığı ağacı görüyorum. Bu benim yatağım,bu benim sandalyem, bu benim şifonyerim.
ama şu anda her şey bana yabancı görünüyor. Sanki buraya ait değilmişim gibi. Buraya uymayan benim. En kötüsü de, ait olduğum bir yer olduğunu hissediyorum ama neresi olduğunu bilemiyorum.
Dün okuldaki kaynaşma partisine gidemeyecek kadar yorgundum. Ders programımı benim için Suho aldı. Canım onunla bile telefonla konuşmak istemedi. Chen amcam arayan herkese uçak yolculuğu yüzünden sersemlediğimi ve uyuduğumu söyledi. Akşam yemeğinde Xiumin amcamın da eve gelip özlem giderme faslından sonra ikisi de beni yüzlerinde komik bir ifadeyle izledi.
Bugün kalabalıkla karşılaşmak zorundayım. Okuldan önce arkadaşlarımla otoparkta buluşacağız. Bu yüzden mi korkuyorum ? Onlardan mı korkuyorum ?
Lee Mina yazmayı bıraktı. Yazdığı son satıra baktı ve kalemi, mavi kadife ciltli defterin üzerinde havada hareketsiz dururken başını iki yana salladı. Sonra ani bir hareketle başını kaldırdı ve kalemle defteri büyük pencereye fırlattı. İkisi de camdan sekti ve pencerenin önündeki koltuğa düştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VAMPIRE DIARIES - EXO
VampireMina: Altın kız, gözüne kestirdiği herkesi ele geçirebilecek biri. Sehun: Düşünceli ve gizemli, geçmişi lanetleyen, bütün kötülüklerden Mina'yı korumak için mücadele ederken bile, kızın cazibesine bir tek o karşı koyabiliyor. Kai: Seksi ve tehlikeli...