2

78 9 29
                                    

Lisenin otoparkına girdiği anda Mina'nın etrafını sardılar. Haziran sonundan beri görmediği herkes oradaydı. Onunla yakın görünüp biraz popülerli kazanmaya çalışan birkaç kişi de gelmişti. Mina, kendi grubundakilerle tek tek kucaklaştı.

Rose yaz tatilinde en az iki santim uzamıştı ve her zamankinden daha ince ve daha bir Gucci modeli gibi görünüyordu. Mina'yı sanki aralarında bir problem varmış gibi soğuk karşıladı ve kahverengi gözlerini bir kedi gibi kısarak geri çekildi.

Baekhyun hiç uzamamıştı ve kollarını Mina'nın boynuna sararken hafif dağınık kızıl saçları yüzünü sarmıştı. Bir dakika, kızıl saçlar mı? diye düşündü Mina. Baekhyun'u omzundan tutarak, yüzünü görebilmek için kendinden uzaklaştırdı.

"Baekhyun! Saçlarına ne yaptın sen?"
Siyah saçlarıyla bir köpek yavrusu gibi görünen Baekhyun'dan eser yoktu.

"Hoşuna gitti mi? Sanırım bu saç beni daha yakışıklı gösteriyor."
Baekhyun, zaten karışık olan saçlarını daha da karıştırıp gülümserken kahverengi gözleri heyecanla açıldı ve minik yüzü heyecanla parladı.

Mina gözlerini Baekhyun'dan alıp devam etti. "Suho, hiç değişmemişsin."

Bu kucaklaşma her iki taraf için de aynı ölçüde sıcak ve samimiydi. Suho'ya bakarken bu uzun boylu çocuğu diğer herkesten daha çok özlediğini düşündü. O tanıdığı erkekler arasında en bakımlı olanıydı. Bembeyaz, mükemmel bir teni, kalın simsiyah kirpikleri vardı, dolayısıyla fazlasına ihtiyacı yoktu. İşte bu yürüyen mükemmeliyet şimdi kaşlarından birini kaldırmış, Mina'yı baştan aşağı süzüyordu

" Senin de saçların Fransa güneşinde iki ton daha açılmış Mina... Umarım tatilin tadını çıkarmışındır. Buraların sensiz çekilmediğinin farkına varmalısın."

Mina elini yüzüne gelen güneşe tutarak Suho'ya sıcak bir gülümseme sundu. Havaya kaldırdığı eli ve teni bir porselen gibi pürüzsüzdü, En az Baekhyun'un kızıl saçları altındaki beyaz teni kadar açık ve şeffaf görünüyordu.

"Bir dakika, bu bana bir şey hatırlattı," diye araya girdi Baekhyun Mina'nın bir elini tutarak.
"Bu yaz büyükbabamdan ne öğrendiğimi tahmin et."Suho'nun konuşmasına firsat vermeden hemen gururla açıkladı. "El falı bakmayı öğrendim!"

Suho homurdandı, diğer çevrede bulunanlar güldü.
"İstediğiniz kadar gülün," dedi Baekhyun sinirle. "Büyükbabam bana bir büyücü olduğumu söyledi. Şimdi bir bakalım..." Mina'nın avucunu ellerinin arasına aldı.

Acele et Baekhyun, yoksa geç kalacağız," dedi Mina biraz sabırsızlanarak.

"Tamam. Şimdi, bu senin yaşam çizgin. Yoksa kalp çizgin miydi?" Kalabalıkta birileri kıkırdadı. "Sessizlik!" Baekhyun heyecanlı bir şekilde etrafındakileri susturdu. "Güce ulaşıyorum. Görüyorum... Görüyorum..." Aniden, bir şeyden irkilmiş gibi Baekhyun'nun yüzü sarardı. Kahverengi gözleri iri iri açıldı ama artık Mina'nın eline bakmıyordu. Sanki elinin içinden diğer tarafa, korkutucu bir şeye bakıyormuş gibiydi.

"Bizden farklı küçük boylu bir erkekle karşılaşacaksın." diye Baekhyun'u dalgaya aldı Suho. Etraftakiler kahkahalarla güldü.

Baekhyun'un sesi boğuk ve uzaktan geliyordu. Sanki büyülenmiş gibiydi. "Beyaz tenli...evet. Yabancı... ama kısa boylu değil."

Baekhyun, "ancak," diye devam etti bir an sonra şaşkın bir ifadeyle. İri iri açılan kahverengi gözlerini şaşkınlıkla Mina'nınkilere dikmişti. "Ama bu imkansız... Değil mi?"
Baekhyun Mina'nı elini neredeyse iter gibi bırakmıştı.
"Daha fazlasını görmek istemiyorum."

VAMPIRE DIARIES - EXOHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin