İyi okumalar dilerim.
+ + +
Eve henüz yeni adımını basmış kadın ayağındaki topuklu ayakkabıyı çıkarıp yere fırlatırcasına bıraktığında bütün gecenin yorgunluğunun üzerine çöktüğünü hissedebiliyordu.
Ellerini saçlarından geçirdiğinde hafifçe şekillendirdiği dalgaların akmış olduğunu fark etti. Parmaklarına gelen tutamı kulağının arkasına ittirirken oturduğu koltuğun yanındaki tekli berjere yığılmış adama baktı. Kendisinden farklı olarak daha dinç görünse de sıkıntısı olduğu belliydi.
Bir diğer arkadaşı, Stacy ise geldiği gibi odasına yönelmişti, kapıyı arkasından kapatırken Tina onun doğruca odaya yönelmesini izlemiş ve kafa karışıklığıyla berjerin sırtına kafasını yaslamış adama bakmıştı.
"Aaron," dedi meraklı bir sesle. Tepki vermesini bekler gibi bir süre duraksadı, Aaron buna karşılık sadece hımlamak ile yetindi. Berjer gerçekten rahattı ve bu rahatlık onu gittikçe mayıştırıyordu.
Tina ellerini kucağında birleştirirken aynı ses tonuyla devam etti. "Stacy'nin bu gece yanına gelen arkadaşını tanıyor musun?"
Aaron kafasını hafifçe kaldırdı. "Kimden bahsediyorsun?"
Tina kafasını hafifçe sola yatırdı. "Görmedin mi? Böyle esmer, uzun boylu, kahve saçlı bir adam."
Aaron bu sefer kafasını tamamiyle kaldırdı ve kendisine adamı tarif eden kadının gözlerine baktı. Stacy'nin yeni biriyle tanıştığını bile bilmiyordu. Bu onu nasıl hissettirmeliydi? Buna kafa yormak o an için zor görünse de, buna gerek kalmamıştı bile, Aaron bütün dikkatsizliğini yeni fark etmiş olmanın bilinciyle zaten kötü hissetmeye başlamıştı.
Elini berjerin kolçağında hareket ettirdiğinde Tina'nın tarif ettiği adamı düşünmeye başladı. Stacy'nin tanıdığı esmer bir adam olabilirdi elbette, fakat aklına gelen isimler arasında sebepsizce Tina'nın tarif ettiği kişiye uyacağı ihtimalini taşıyacak kişiler yoktu.
"Hayır, tanımıyorum sanırım." dudaklarını hafifçe dişleri arasında ezerken Tina'nın çatık kaşları, merakla parlayan gözleriyle düşünceleri arasında dalgınca dolanışını izledi. Kadının yüzü, loş oda lambasının altında makyajla beraber adeta yıldız misali ışıldarken Aaron onun dalgın bakışlarının odağından ziyade kadının düşüncelerine olan merakıyla dolup taşıyordu. Makyajın kapattığı hafif çillerini bu sefer seçemediğini fark ettiğinde sebepsizce bu hoşuna gitmemişti. O kadının burnunun üzerine yayılan ve yanaklarının bir kısmında yer edinen çillerini seviyordu.
Bir an yutkundu. İçinden sıraladığı düşüncelere hakim olması gerekiyordu, bir an önce. Tina'nın yüzüne bakmayı kesmiş, artık bambaşka düşüncelere yelken açmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
burning desire • elizabeth olsen [AU]
FanficTanrıçavari kadın gülümsediğinde, bütün dünya gülümsemenin ışığıyla aydınlandı. Ve karşısındaki kadın gerçekten tanrıça olmasa bile güzelliği ile olabileceğini bir kez daha fark etti, öpücüklerini orkide kadar hassas olan ve güzel kokan tene bıra...