"Deli saçması"
'boğazım yırtılırcasına' cümlesini eyleme döktüğüm acı dolu dakikalar hayatın gerçek yüzünü bir bir yüreğime işliyordu.Kanata kanata.
"Hasta falan değilim ben"
Ne kadar acı çektiğimin farkında değil miydi sahiden? Hayata karşı verdiğim savaşlarda kaybeden hep ben olmuştum. Uğrunda büyük kayıplar veren hep bendim. Bunun için yaşamalıyım dediğim herkes kayıp gitmişti ellerimden ölüm bu dünyada ki versiyonunu yaşatmıştı bana ama şimdi, şimdi durum farklıydı bunun için yaşamalıyım dediğim birinden öte benim için yaşayan beni yaşatan adamdan ayırmak istiyordu, ölüm bu sefer gerçek yüzüyle tanışmamı istiyordu."Bak ben hiç mutlu olamadım anlıyor musun? Henüz mutluluğu tatmadım ne olur benden ölmemi isteme" dedim dizlerimin üstüne acıyla çökerken. Ayaklarım kendini bu diyardan ayırmak istercesine yere yıkıldı.
"Bunu kabullenmenin çok zor olduğunun farkındayım fakat böyle yaparak kendine daha çok zarar veriyorsun Gece,lütfen.."
Yaşlarımın arasından zar zor seçebildiğim bir el gözlerimin önünde varlığını göstermişti. Sahi şimdi şu an tutsam o eli beni ayağa kaldırabilir miydi? Yaşadığım onca şeyin arasından çekip alabilir miydi?
"GECE!"
Feryat figan dolu sesler içimdeki seslere ne çok benziyordu. Kanatları tek tek kopan o çiçekler boynu bükükçe sesin geldiği yöne döndü. Görüş açılarına giren o yüz kopan her bir dallarının canını yaktı, boş kalan her yanları üşüdü. Kollarından umut dilenircesine yerden kalktılar ve koşarak kopan her bir dalını sarıp sarmalayıp kanat olmasını diledikleri kollara sığındılar. O an aslında asıl dallarının o kollar olduğunu anladılar."Barkın"
Kolları boynu bükük kalan her bir çiçeğimi sularken daha fazla dayanamayıp evime sığındım. Sert bir şekilde düşen başımı seri hamleyle tuttu. Güçlü kolları ayaklarımın altından geçip bedenimi kucağına aldı."Sikeceğim! Neler oluyor Bartu"
Son duyduğum ve belki de uyanınca hatırlayamayacak kadar bulanık zihnim sonunda kendini refaha erdirip kararmıştı.&
"Dalga mı geçiyorsun sen benimle lan? Gece'ye hiç bir şey olmayacak , beynin de olan her bir sikik düşünceyi sik at yoksa direk beynini sikerim Bartu anlıyor musun beni ha?"
Tiz çığlıklar kulak zarımı patlatacak cinsten yankılanıyordu. Biraz hafiflemesi umuduyla kapalı gözlerimi daha fazlası mümkünmüş gibi sıktım.
"Asıl sen beni anlamıyorsun Barkın, acını anlıyorum ama böyle yapman Gece'ye daha çok zarar verecek!"
Öncekine nazaran daha kısık olan ama kulaklarımı acıtmaya yetecek cinsten olan tiz çığlık dudaklarımda sessiz bir iniltinin dökülmesine sebep oldu.
"Ulan ne acısı ne acısı"
"Kalbimi siktin attın lan, ne bok yiyeceğim ben şimdi?"Tüm bağırışlar son cümlenin sessizce söylenmesiyle son bulmuştu fakat bu bundan önceki cümlenin yırtıcı çığlığının verdiği acıya engel olamamıştı ve ben tüm o çığlıkları bastıracak cinsten bağırışımla nasıl bir halde olduğunu bilmediğim ortamı bozmuştum. Saniyeler bile birbirini kovalayamadan ellerimle buluştu elleri.
"Gece'm" aklımı kaçırmama sebep olacak o kelime Gece'm... Adımın can bulduğu dudaklar titrememe sebep olan sesi...
Tanrım beni ayırmak istediğin adama acı lütfen.
"Bağırma bağırma" diye bağırmaya başladım.
Acım diline kepenk vurmuştu. Bir kez daha kül oldum.Tam o sırada araya giren Bartu da acımdan nasibini almıştı.
![](https://img.wattpad.com/cover/173669504-288-k678019.jpg)