Sonunda kurtulmuştum çünkü okul çıkışıydı ve zilin çalmasına 10 dakika kalmıştı son ders matematik olunca ders daha da çekilmez oluyordu. Zil çaldı ve herkes paldır küldür sınıftan çıkıyordu sınıf boşalmıştı ve sanırım en son sınıftan çıkan ben olmuştum okul kapısında barışı bir kızla konuşurken gördüm ve hemen yanlarına gidip barış biraz geç kaldım kusura bakma dedim. O beni aldırmadan hâlâ o kızla konuşuyordu ben de bozulmuştum haliyle ve onu beklemeden eve doğru yürümeye başladım. Arkamdan koşar adımlarla geldiğini anlamıştım tam bana bir şey diyecekken arkamı döndüm ve göz göze geldik. O konuşmadan ben lafa atladım sen gitsene o kızın yanına dedim o da bana bakıp kıskandın sanırım dedi. Bende kim ben mi kıskanacağım diyince 32 diş gülmeye başladı. Hiç cevap vermeden yolda yürümeye devam ettik eve varmıştık asansörü çağırdık ve 20 saniye sonra asansör geldi bayanlar önden diyip asansörün içini gösterdi bende somurtarak aman bu gün de ayrı bir kibarsınız dedim. O da bana bakıp güldü. 8.kata gelmiştik ben tam inecekken İrem dedi bende efendim barış dedim. Bu gün bize gelmeyecek misin? dün bize geleceğine dair söz vermiştin dedi ben de dün annemden izin aldığımı hatırlayınca peki dedim ve asansörü 10.kata çıkması için 10.düğmeye bastık. Asansör durdu ve anahtarıyla kapıyı açtı bende şaşkın bir şekilde neden kapıyı çalmadın annen evde yok mu? Diye sorduğumda annem çalışıyor şu an evde yok akşam saat 7 de eve gelir dedi bende tamam dedim ve içeri girdim. Koltuklar siyahtı halılar iste beyazdı genellikle evde siyah veya beyaz tonları hakimdi. Barışın odasına girdiğimde duvarlar bebek mavisi yatağı ise beyazdı yani tam bir erkek çocuğu odasıydı ve odası da benim odamdan daha düzenliydi. Barış elinde çiğ köfte ile geliyordu bende 5 yaşındaki bir bebek gibi çok sevinmiştim çok aç olduğum için barışın odada olduğunu unutup hayvan gibi çiğ köfteye saldırdım. Çiğ köfte bitmişti afiyet olsun dediğinde bende teşekkürler dedim ve banyoyu sordum nede olsa ellerim kirlenmişti. Banyoyu gösterdikten sonda ellerimi güzelce yıkadım ve tekrardan barışın odasına geldim barış oturmuş telefonu ile uğraşıyordu. Bende oturdum ve telefonum la uğraştım. Aradan yarım saat geçtikten sonra barış eee ne yapalım dedi bende bilmem diyerek karşılık verdim. Soda içelim mi diye sordu bende olur dedim nede olsa yaz ayındaydık ve benim içim yanıyordu. Barış mutfaktan aldığı buzlu sodaları odaya getirdi ve beraber içmeye başladık tam sodanın yarısına gelmişken hay Allah üstüme döküldü bende ay diye bağırdım barış da dur sakin ol ben sana tişört veririm dedi. Dolabından mavi renkte bir tişört verdi ama onun verdiği tişört benim üzerimde elbise gibi duruyordu. Barışın yatağına oturdum ve telefonumla oynarken barış telefonumu aldı ve masanın üstüne koydu. Beni yatağa yatırdı ve üstüme doğru yavaş yavaş gelmeye başladı. Bende ne yapıyorsun barış kendine gel demeye kalmadan sert ve masum olmayacak bir şekilde dudaklarıma yapıştı. Ben ne kadar itmeye çalışsam da olmuyordu bende ona karşılık vererek öpmeye başladım. En sonunda ikimizin de dudakları patlayacak hale geldiğinde geri çekildi ve bende o şoktan kurtulmak için hemen çantamı alıp barışın odasından çıktım kapıya doğru yürürken barış beni durdurdu ve kapıya yasladı beni bu sefer de dudağımdan öptü ve sarıldı bende bir şey demeden tepki vermeden bizim eve geldim direk. Kapıyı açtım çantamı bir yere fırlattım ve odama çıkıp yatağıma yattım ve bu olanları düşünmeye başladım.
Arkadaşlar merhaba hikayenin sonunun böyle olacağını ben bile tahmin etmemiştim. Ama güzel oldu umarım beğenerek okursunuz🌹
💙💙
