BABASIZ BÜYÜYEN ADAMLAR

34 3 0
                                    

Babasız büyüyen erkekler demedim, aynı babasız büyüyen kızlar demediğim gibi. Çünkü kız olması gereken yerde kadın olmak zorunda kalmış, erkek olması gereken yerde bi şekilde kendi çabasıyla adam olmaya çalışan kişilerden bahsediyoruz. Ben de onlardan biri olduğumdan anlayabiliyorum nasıl şeyler yaşadıklarını, nasıl büyüdüklerini. Dün babasız büyüyen kadınları anlatmıştım, bugünse o "baba" kelimesine yabancı adamlardan bahsedicem. Hayatta çoğu şeyi tek başına atlatabilecek kadar güçlüdürler. Güçlü olmayı kendi kendine öğrenmek zorunda kalmışlardır. Babalarından öğrenmemişlerdir birşey olduğunda nasıl düzeltileceğini. Hayatta çoğu şeyleri yarım kalmıştır ve bir daha yaşanılmayacak şeylerdir bu yarım kalmışlıklar. Mesela bu kişilerin küçükken harçlık istediği zaman pantolonumu getir diyen bir adam yoktur hayatlarında. Mesela halı sahaya giderken çocuğunu alan birisi olmamıştır hayatlarında. Dediğim gibi yarımdır bazı duyguları. Gülüşleri yarımdır, anıları yarımdır. Yaşadığı ve yaşayacağı herşey yarımdır ve öyle devam etmek zorundadır. Çok duygusaldırlar ama belli etmemeye çalışırlar. Kimse o yaralarını görmesin isterler, dertlerini bilmesinler, günlük yaşantısında başlarına nelerin geldiklerini kimseye söylemezler. Bi zorluk yaşadıkları zaman o zorluk yıkacak bi zorluk olsa bile kendi içlerinde yıkılır, kendi içlerinde ayağa kalkmaya çalışırlar. Babalarından kalan tek şey olan annelerine anlatamazlar birşeyi. Duygularından bahsedemezler, neler hissettiklerini anlatamazlar. Dedim ya işte içlerinde yaşarlar herşeyi. Yaşamaya çalışırlar, tutunmaya çalışırlar hayata. Devamlı bi mücadele, bi savaş içindedirler ama bundan kimsenin haberi olmasın isterler. Acılarına bağlı ve bi o kadar da yorgun insanlardır. Güçlü gibi gözüküp bi o kadar da güçsüz kişilerdir. Hayata 1-0 yenik başlarlar, daima mücadele etmek zorundadırlar. Anneleri mesela bir hareketini babasına benzetir. Baban da böyle yapıyordu der ama o kişi bilemez ki o hareketi. Ne güzel hissedebilir ne de kötü. Herşeye umutla bakamaz ama umutla baktığı şeyleri de hayatının merkezi yapar. Her zaman elinden gelen mücadeleyi verirler, pes etmek yoktur lügatlarında. Namaz kılmayı babalarından değil camideki insanlardan öğrenirler mesela. Kur'an okumayı babalarından değil Hoca'dan öğrenirler. Erkek evlatları babası ne yaparsa onu taklit eder. Oysa bu kişiler daha neyi taklit edeceğini bilmezler. Eksik çok şey vardır, yaşanmamış ve yaşanması mümkün olmayan çok şey vardır. Bu kişiler ne kadar bi eksiği doldurmaya çalışsa başka bi yerden yeni bir eksik çıkar karşılarına. Döngü içinde devam eder bu olay. Dediğim gibi, kimseye zararları olmayan, herşeyi içinde yaşayan kişilerdir... Sevmeyi çocukluktan öğrenen ve temiz seven, belki de sevilmeyi de en çok hakeden kişilerdir. İstisnalar hariç...

YAZAMADIKLARIM-YAŞAMADIKLARIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin