Öldüm ama yaşıyorum...

704 20 10
                                    

Soğuk yüzüme çarparken durmadan koşmaya devam ettim. Çıplak ayaklarım gece boyunca yağan karın kapladığı yollarda sürekli kaydığı için hızım istemeden azalıyordu. Babamın sonunda öleceğini bilsem de, gözlerimin önünde vurulacağını hiç tahmin etmemiştim. Eve adımı atar atmaz başından geçip yere saplanan kuruşunla beyninin dağıldığına şahit olmayı ise hayal bile edemezdim.

Bir anda babamın cinayetine tanık olup, beni babamın yanına göndermeye istekli katiller tarafından kovalanırken, babamın yüzü sürekli gözümün önüne geliyordu. Adımlarım arası azalıp, bacaklarım soğuktan titrerken bende öleceğim diye düşündüm. Korkuyla karışık bir heyecanla hızımı artırmaya çalıştım. Ortalıkta tek bir insan bile yoktu, nereye gideceğimi ya da nereye saklanacağımı şu an akıl edemiyordum. Sadece koşmaya odaklanmıştım ki bunu da iyi yapabildiğim söylenemezdi. Sokağın köşesinden dönüp, başka bir karanlık sokağa saptığımda ayağım sert bir şeye çarpınca yere düştüm. Peşimdeki adamların seslerini duyunca yerde sürünüp, biraz ilerimdeki çöp konteynırın arkasına saklanmayı başardım. Ellerim, dizlerim kısacası bütün bedenim ıslanmıştı. Soğuk hava hızla atan kalbime şok etkisi yapabilecek kadar beni üşütüyordu. Korkudan mı yoksa soğuktan mı titrediğimi anlamasam da adamların yaklaştığını hissediyordum.

Bacaklarımı karnıma çekip, iyice küçülerek karanlığa karışmaya çalışırken gülümsedim. Sonunda hayatım tam bir gerilim filmine dönmüştü. Bir kaç kez bu duruma düşsem de içimden bir ses öleceksin diyordu. Bu yaşıma kadar ayakta kalmamın nedeni olan sezgilerime her zaman güvenmiştim, ama şu anda güvenmek istemiyordum. Sonunda başıma bela olan babam öldüğüne göre artık özgürdüm, yaşayıp yeni bir başlangıç yapmam lazımdı. Ölmemeliydim. Adımlar yaklaştığında nefesimi tutup, iyice küçülmeye çalıştım, beni gördükleri an ölecektim. Bir filmde aynı böyle bir sahne gördüğümü hatırladım nedense. Kız kötü adamlardan kaçıyordu, aynı benim gibi bir sokağa sığınmıştı. Adamlar ona yakaladığı an öleceğini düşünmüştüm ki baş erkek karakter ortaya çıkıp kızı kurtardı. Beni kurtaracak bir insan bile yoktu ve adamlar neredeyse yanıma kadar gelmişti. Aralarında nereye gittiğim konusunda tartışıyorlardı. Başka bir yöne gitme konusunda anlaştıklarını duyduğum da biraz rahatladım, ama erken sevinmiştim. İçlerinden biri aniden beni fark edip 'İşte orada ' diye bağırdığında nefesimi dışarıya verdim. Artık bitmişti.

Kaba bir el bileğime yapıştı, diğer üç kişi sessizce durup sadist bir gülümsemeyle bana bakarken, beni tutup grubun başı olduğunu tahmin ettiğim dev bir cüsseye sahip kişinin önüne attı. Öleceğimi kesin bir şekilde bildiğim için korkmuyordum. Sadece soğuk yüzünden titremelerime engel olamıyordum ki bu da onlara zevk veriyordu. Ellerimin üzerinden destek alıp doğruldum. Başımı kaldırdığım da karanlıkta bile açıkça rengini belli eden bir çift mavi gözle karşılaştım. Adam bir anda saçımı kavrayıp başımı geriye doğru çekerek 'Sonunda yakalandın minik tavşan ' dedi. İşte bu sahnede birisinin gelip beni kurtarması gerekiyordu ama kimse gelmedi. Adam yere doğru eğilip boynumdan o ıslak bir şekidle öptü. İçime dolan tiksinti yüzünden az kalsın kusacaktım. Ellerimi kaldırabilseydim boynumu silerdim,ama şu anda bedenim bana itaat etmiyordu. Beni öldürmeleri umurumda değildi ama bana tecavüz etmelerine izin veremezdim.'Dokunma, bana pislik' diye bağırdığımda cevap olarak suratıma esaslı bir tokat yedim. Suratım kar ve pislik karışımı ile sıvanmış yere yapıştı, ağzıma hem kan tadı, hem de pislik tadı aynı anda doldu. Koşarken bozulan nefes alışverişlerim düzelmeden yeniden bozulmuştu. Rahatsız edici bir sessizlikle yeniden doğruldum, yüzümü elimin tersiyle silip tepemde duran adama baktım. Gözlerimden yaşlar istemsiz olarak boşaldı. Aciz bir duruma düştüğümü bilsem de kendimi durduramıyordum. Bir an önce ne yapacaklarsa on yapsınlar istiyordum.

Tokat atan adam alaycı bir şekilde 'Bakın minik tavşan ağlıyor' dedikten sonra belindeki silahı çıkarıp, namlusunu başıma dayadı. Ardından 'Ağlayan kadınlardan nefret ederim' dedi. İşte istediğim oluyordu. Adam geriye giderken gözyaşlarım yanağımda donup kaldı, gözlerimi kapatıp birkaç saniye içinde kulaklarımı sağır eden sesi dinledim. Bedenimle buluşan kurşunun etkisiyle geriye doğru düştüğümde acıyı hissetmem zaman aldı. Ölmem ise daha uzun sürdü...

Meleğin RuhuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin