"Liam." diye acıyla inledi Louis. "Sikeceğim artık omzuma sümüklerini akıtma!" deyip Liam'ı, Liam'ın yanında oturan Niall'ın yanına itti.
Liam bu sefer Niall'ın göğüsüne gözyaşlarını ve sümüklerini akıtırken Niall yüzünde garip bir ifade ile on gündür yıkanmayan saçları okşadı. "Dostum," diye başladı. "Arada duş almayı denemelisin."
Ama Liam bunu takmayacak kadar üzgündü. Bugün Zayn ile ayrılışının birinci ayıydı. Louis ve Niall, Liam'ın şimdiki evinde -ya da çöplüğünde- toplanmışlardı. Harry ise yarım saat önce evden çıkmıştı.
Liam, Niall'ın göğüsünden başını kaldırdı ve kızarık gözleri ile Niall'a baktı. "Sadece bir tane mesaj atsa bile yeter! Çok özledim!" deyip tekrar Niall'a sarıldı.
Niall yüzünde üzgün bir ifade ile Louis'ye baktı. Louis oflayıp Liam'a yaklaştı ve kollarını Liam'a doladı. Niall'da Liam'a sarılırken Liam ise hâlâ ağlıyordu.
Liam çok ağlayan biri değildi. Duygusal da bir insan değildi ama Zayn ile ayrıldıklarından beri çok duygusallaşmıştı. Ayrılık şarkıları dinleyip ya ağlıyor ya da ağlıyordu.
Liam burnunu çekti ve kendisine sıkıca sarılan arkadaşlarına baktı. "Y-Yanımda olduğunuz için teşekkür ederim." dedi. Gözleri tekrar dolmuştu. "İ-İyi iyi ki-" diyecekken ağzından kaçan hıçkırık ile tekrar ağlamaya başlamıştı.
Louis kendini kötü hissetmişti. "Ağlama artık kas yığını." dedi. Belki biraz morali yerine gelir diye komik bir şekilde söylemeye çalışmıştı. Ama başaramamıştı.
Kapı çalınca Louis ayağı kalktı. "Ben kapıya bakayım." deyip salondan çıktı. Liam ise Niall'a sarılıyordu.
Louis kapıyı açınca karşısında gülümseyen bir Harry buldu. Tek kaşını kaldırıp eşine bakarken Harry içeri geçti ve elinde tuttuğu telefonu salladı. "Liam'ın hayatını kurtarmaya geldim."
Louis anlamsızca bakarken Harry, Louis'nin dudaklarına küçük bir buse kondurdu. "Birazdan anlarsın." deyip içeri geçti.
İkisi de içeri geçtiği zaman Harry sanki yerinde duramıyor gibiydi. Liam ise burnunu çekip bir yandan "Kadınlardan nefret ediyorum." diye sayıklıyordu.
Üçü kendi arasında bakışırken Harry araya girdi. "Liam," diye başladı. "Zayn ile konuşmak ister misin?"
Liam, Zayn lafını duyunca hemen başını kaldırdı. "Evet!" dedi heyecanla. Harry sırıttı ve telefonu uzattı. Liam kaşlarını çatarak telefonu alırken sordu. "Bana neden telefon veriyorsun ki? Var zaten benim telefonum."
Harry keyifle arkasına yaslanırken mırıldandı. "Biliyorum." suratında keyifli bir sırıtma oluşunca devam etti. "Ama ona anonim olarak yazacaksın. "
Üçü birden "Nasıl?" demişti. Harry aynı anda çıkan sesle kıkırdadı. Önüne gelen saçlarını geriye itti ve heyecanla konuştu. "Her ne kadar Zayn senden ayrılsa da Zayn de üzgün, Liam. Onunla konuşmak istediğini biliyorum. Bu yüzden sana yeni bir hat ve telefon aldım. Zayn ile anonim bir şekilde konuş. Kendinden açık verme. Onun yakını ol. Zayn'e destek ol."
Üçünden de ses gelmiyordu. Harry bu durumu sevmemişti. "Ne diyorsun, Liam? Zayn ile anonim bir şekilde konuşacak mısın?"
İşte, tüm gözler Liam'daydı. Liam'ın gözleri ise telefondaydı. Zayn'in ağzından her şeyi öğrenebilirdi ve hâlâ kendisini sevip sevmediğini de öğrenebilirdi. Onunla eskisi gibi konuşabilirdi. Ama anonim olarak.
Liam bakışlarını kendisini merakla bekleyen yeşil gözlere çıkarttı. Günler sonra dudaklarında ilk defa bir gülümseme oluşmuştu. "Konuşacağım." dedi.
"Anonim olarak."
Ziam yazmayı çok istiyordum ve-
Dayanamadım ehe
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Don't You Remember? // Ziam Mayne
FanfictionLiam'a göre saçma sapan bir olaydan dolayı boşanmışlardı. Zayn'e göre de çok haklı bir sebepten dolayı boşanmışlardı. İkisi de birbirlerini hâlâ seviyordu. Liam, Zayn'in özlemine dayanamayıp eski eşine farklı bir numaradan yazmaya başlar. ₩Texting₩ ...