22

952 136 151
                                    

Zayn uzaktan ışıkları kapalı olan eve baktı. Emin olamıyordu. Uzaktan bakınca bir yerin ışığı açık gibiydi. Sanki evde biri varmış gibi duruyordu ama evde herhangi bir hareketlilik yoktu.

Zayn kendini cesaretlendirmeye çalıştı. Eve girebilirdi. Sonuçta Liam'ın önceden de yaptığı gibi evin yedek anahtarını paspasın altına koyacağını biliyordu.

Sessiz ve hızlı adımlarla tek katlı müstakil eve ilerledi. Ayrıldıklarında Liam evden ayrılmıştı. Liam ve Zayn'in evi Zayn'de kalmıştı. Hoş, içinde Liam olmayınca ev, ev gibi hissettirmiyordu.

Kapıya yaklaştığı zaman adımlarını yavaşlattırdı. Eğilip paspası kaldırdı ve anahtarı alıp doğruldu. Pekâlâ, şimdi her şey Zayn'in elindeydi. İsterse anahtarı bırakıp kaçabilirdi, ya da eve girebilirdi.

Zayn ikincisini tercih etti.

Elindeki anahtarı yavaşça deliğe soktu ve çevirdi. Kapı direkt açılınca bir anda içeri çekildi ve kapı kapatıldı. Zayn gözlerini irice açtı. Etraf karanlıktı ve hiçbir şey göremiyordu.

"Ne sikim olu-" diyecekken dudaklarına kapanan tanıdık dudaklar ile sözü kesildi. Beline dolanan kolları hissedince titremeye başladı. Korkuyordu. Liam'a karşılık vermekten korkuyordu.

Zayn hemen geri çekildi.

Ayağını sertçe yere vurdu. "Ne halt yemeye çalışıyorsun sen Liam?!" dedi bağırarak. Liam ise bıkkınca nefes verip salonun ışığını açtı. "Sana da merhaba Zayn."

Zayn suratını buruşturdu. Liam'ın elini aldı ve küçük anahtarı sertçe eline koydu. "Bir daha salakça bir şey yapma ve şu yedek anahtarını paspasın altına koymayı kes. Kaç kere diyeceğim ben sana koyma diye?"

Liam gözlerini hafif kısmış bir şekilde yamuk bir gülümseme ile Zayn'i izliyordu. Konuşurken dudaklarının aldığı hareketi, çenesinin kasılmasını ve gözlerinin sinirle parlamasını hep aklına kazımıştı. Kendini durduramadan "Seni seviyorum." dedi.

Zayn tam bir şey diyecekken sustu. Sertçe yutkundu. Bakışlarını kaçırdı. Liam bunun anlamını biliyordu. Kaçacaktı ondan. Hep yaptığı gibi.

Liam nazikçe Zayn'in çenesini tuttu ve kendine çevirdi. Sadece gözlerine baktı. Kahverengi gözlerinden geçen her bir kelimeyi Zayn'in anladığından adı kadar emindi.

"Benden kaçma." diye fısıldadı. Sesi kırık çıkmıştı. Zayn gözlerini kapattı ve kendini geri çekti. "Liam," diye başladı. "Biz boşandık ve birbirlerimize bu şekilde yaklaşmamalıyız. Bu doğru olmaz."

Liam gözlerini devirdi. "Evet, kesinlikle. Biz boşandık ama eski eşim beni kontrol etmeye geliyor." dedi bastırarak.

Zayn anında kendini savunmaya geçti. "Hem sen geleceğimi nereden biliyordun?" diye sordu. Ardından devam etti. "Biri sana bir şey mi dedi?"

Liam kapana kısılmıştı ama asıl kapana kısılacak kişi Zayn olacaktı. Bir adım attı ve Zayn ile olan boşluğu kapattı. Kollarını anında Zayn'in belini bulurken yüzünde alaycı bir şaşkınlıkla sordu. "Neyi öğrenmişim?"

Zayn cevap vermek isterdi ama verecek bir cevabı yoktu. Kendini sertçe geri çekti. "Senden nefret ediyorum." dedi hırlayarak. Liam sevimlice gülümsedi. "Ben de seni seviyorum, hayatım."

Özlemişti. Tanrı şahit ki Liam ile ilgili her şeyi çok özlemişti. Onu görünce bacaklarının titremesini durduramıyordu. "Liam," dedi titreyen sesi ile. "Yapma."

Liam'ın gülümsemesi sönerken Zayn, Liam ile arasına bayağı bir mesafe açtı. Gözlerini kapattı ve yaşların geri gitmesini diledi. "Benim için bunu zorlaştırma. Seni unutmama izin ver."

Liam sinirlenmeye başlıyordu. Zayn'in kolunu kavradı ve kendine çekti. "Saçmalıyorsun Zayn. Cidden saçmalıyorsun." dedi tıslayarak. "O kadın ile aramda bir şey olmadı. Zorla üstüme çıktı, zorla öptü. Neden anlamıyorsun beni?"

Zayn gözlerini hâlâ açmamıştı. Çünkü açtığı zaman yumuşayacağını biliyordu. Zayn'in en büyük zaafıydı Liam.

Liam derin bir nefes aldı. Sıktığı kolu gevşetti. Bu sefer sıkıca sarıldı Zayn'e. Yüzünü direkt Zayn'in boynuna gömdü. Ne çok hasret kalmıştı öyle? Resmen içi titriyordu.

"Yemin ederim onu isteyerek öpmedim. Yemin ederim seni aldatmadım." dedi. Sesi bariz bir şekilde titriyordu. "Seni çok özledim, Zayn. Seni çok seviyorum. Lütfen, lütfen yapma bunu." dedi. Sonlara doğru sesi kısılmıştı. Göz yaşlarını artık tutamıyordu.

İşte, Zayn için her şey bitmişti. Sabit tuttuğu kollarını sıkıca Liam'a sardı. O da yüzünü Liam'ın boynuna gömdü. Özlediği kokuyu ciğerlerine doldurdu.

İkisi de ağlıyordu. Beraber titriyorlardı. Beraber içleri yanıyordu. İki aşık erkeğin birbirine sarılıp ağlaması kadar duygusal bir şey var mıydı?

Zayn geri çekildi. Liam'ın yüzünü avuçladı. Özlediği yüze doya doya baktı. Kan kırmızısı dolgun dudaklara, kahverengi gözlere, poğaça gibi olan yumuşak yanaklara ve burnuna. Yüzünün her yerine özlemle baktı. Çok, çok özlemişti.

Yüzünü Liam'a yaklaştırdı. Liam nefesini tutarken gözlerini kapatmıştı. Ama Zayn, Liam'ın dudaklarını öpmek yerine ısırmayı sevdiği iki yanağı öptü. İkisi de kapattığı gözlerini açınca Zayn burukça gülümsedi. "Düşüneceğim Liam. Bana zaman ver lütfen." dedi.

Liam cevap bile veremeden Zayn saniyede evden çıkıp gitti.

Don't You Remember? // Ziam MayneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin