29

998 135 100
                                    

"Liam?"

Zayn gözlerini farklı bir yerde açmıştı. Her yer karanlıktı ve hiçbir şey belli olmuyordu. Gözlerini kısarak etrafına baktığı zaman kendisine üzgünce bakan birini gördü. "Liam?"

Liam gözlerinden akan yaşlarla Zayn'e bakıyordu. "Bana güvenmiyorsun." dedi. Sesi çok kırgın ve üzgün geliyordu. "Beni sevmiyorsun."

Zayn bir adım öne atıp "Liam," diyecekken Liam'ın elindeki bıçağı gördü. Bıçak karanlık ortamda bir elmas gibi parlıyordu. Sanki yeni bilenmiş gibiydi.

"Bana hiçbir zaman güvenmedin, beni hiçbir zaman sevmedin." dedi. Gözlerinden akan yaşlar su gibi akıyordu resmen. Gözleri gittikçe daha da kızarıyordu. Zayn şaşkınca Liam'a bakıyordu. "Hayır, seni seviyorum Liam."

Liam kaşlarını çattı. "Yalan söyleme!" diye bağırdı. "Eğer beni sevseydin beni terk etmezdin, beni ölüme sürüklemezdin." dedi kırık çıkan sesi ile.

"Ne ölümü?" dedi Zayn şaşkınca. Liam boynunu yana doğru eğdi. Gerdanını saran koca morluğu gösterdi. "Bunun hepsi senin suçun."

Zayn dokunmak istedi. Cidden bunu kendisinin yaptığını görmek istedi. Ama hareket edemiyordu. "Liam!" diye bağırdı. "Ben sana bir şey yapmadım! Yemin ederim!"

Liam onaylamayarak başını iki yana salladı. "Sen bizi öldürdün Zayn. Toparlamama, çabalamama izin vermedin. Bizim katilimiz sensin. Benim katilim sensin." dedi.

Zayn ölmek istedi. Orada son nefesini vermek istedi. Ama Tanrı sanki bunları görmesini istiyormuş gibi hiçbir şey yapmamıştı.

Liam bıçağı kaldırdı. "Elveda Zayn. Seni hâlâ seviyorum ve seveceğim." dedi. Bıçağı sertçe karnına sapladı.

Zayn öne atılıp bağırsa bile sanki biri kendisini tutuyor gibiydi. Liam karnına saplanan bıçak ile yavaşça yere düşerken hâlâ Zayn'e bakıyordu. Birkaç saniye sonra ölecek olsa bile Zayn'in gözlerine aşkla bakıyordu.

Zayn ağlıyordu. Hem de yırtınırcasına ağlıyordu ama hareket edemiyordu. Sadece bağırıyordu. Özür diliyordu ama Liam bunları duyamayacak kadar yorulmuştu bile.

En sonunda gözlerini kapattı. Karnından akan kan her tarafa dağılırken Zayn'in aklından tek bir söz geçiyordu.

'Bizim katilimiz sensin.'

*

Zayn bir anda gözlerini açtı. Gözlerini çok hızlı açtığı için acımıştı ama gördüğü kabustan dolayı gözlerinin acısı hiçbir şeydi.

Liam derin bir nefes alıp kendini geriye attı. "Tanrı'ya şükürler olsun." dedi sessizce. Niall hemen odadan çıkıp doktoru bulmaya gitti. Harry ve Louis ise Zayn'e bakıyordu.

Zayn'in gözleri hemen Liam'ı buldu. Titreyen sesi ile konuştu. "Liam? İyisin değil mi?" dedi. Liam hemen öne atladı ve Zayn'in titreyen ellerini tuttu. "Sen iyisin ya, artık hiçbir sorunum yok."

Zayn'in gözleri dolmuştu. Harry ve Louis'ye döndü. "Bizi biraz yalnız bırakır mısınız? Doktoru da bir süre içeri sokmayın." dedi. Harry ve Louis onaylayıp hemen odadan çıktılar. Liam ve Zayn yalnız kalmıştı.

Liam tek kaşını kaldırıp Zayn'e baktı. "Eğer uyanır uyanmaz beni azarlayacaksan hiç uğraşma bile." dedi homurdanarak. Zayn, Liam'ın bu hâline kıkırdadı. "Hayır," diye başladı. "Seni sevdiğimi söyleyecektim."

Liam şaşkınca Zayn'e bakarken Zayn gülümsedi. Liam'ı kaybetmeyi göze alamazdı. Gördüğü kabus olsa bile Zayn'i çok etkilemişti. Hayatı boyunca unutacağını sanmıyordu.

"Konuşacağız tamam mı? Her şeyi konuşacağız. Sadece şimdi anı yaşa ve bana sarıl."

Don't You Remember? // Ziam MayneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin