7- KARAR

107K 4.7K 1.3K
                                    


Öncelikle herkese merhaba!

Uzun bir ara verdim istemediğim sebeplerden ötürü. Sizi beklettiğim için affınıza sığınıyorum. Beklediğiniz için sonsuz teşekkürler 🙏🏻 Lafı çok uzatmadan sizi Kuzey ve Beste'yle başbaşa bırakıyorum. Bölümler haftada 1 olmak üzere güncellenecek.

Bölüm günü seçmeye ne dersiniz?

Bu bölümü ısrarla mesaj atan, yorum atan, hikayeyi devam ettirmem için çok ısrar eden değerliii her şeyden değerli okuyucularıma ithaf ediyorum ❤️

(İthaf isteyenler bu köşeye lütfen!) ☝🏻

Keyifli okumalar 🌸

🦋

...Atakan arıyordu.

Yutkundum ve "Aç," dedim.
"Aç ve hoparlöre al."

🦋

7. BÖLÜM "KARAR"

Telefonun diğer ucundan Atakan'ın sesi yükselirken damarlarımdaki tüm kanın çekildiğini hissedebiliyordum. Her bir zerrem nefretle dolmuştu. Şu an bıçağı boynuna dayadığım İmge'den, Mete'den, kendisine benzediğim Kuzey'den tiksiniyordum. Masum birini öldürmek istediği için ona lanetler yağdırıp şimdi aynı şeyi yaptığım için kendimden nefret ediyordum. En çokta tüm bunlara sebep olan Atakan'dan nefret ediyordum.

"Kuzey Bozkurt!"

Neşeli, kendinden emin ses tonu evde yankılanırken saframdan yükselen acı suyun genzime tırmandığını hissettim.

"Biliyorsun, görüşmeyeli epey oldu. Beni özleyeceğini düşündüm."

Bakışlarımı Kuzey'e çevirdim. Onu okumak istiyordum ama yüzünün kıyıları güneşli bir gündeki denizler kadar sakindi. Aklından ne geçirdiğini anlamak imkansızdı. Sinirlendiyse bile belli etmeden sakince cevap verdi.

"Barlas... Gelip bir kahvemi içmeye ne dersin?"

Telefondan bir gülme tınısı yükseldi ama o kadar kuvvetli değildi. Atakan'ın cesur hamleleri vardı ve bir şekilde Kuzey'le başa çıkabileceğini düşünüyordu. Ya da yaptığı her neyse, Kuzey'i karşısına almaya değeceğini... Yine de Kuzey kadar kendisine güvenmediğini hissedebiliyordum.

"Beste'nin telefonu elinde olduğuna göre onu öldürdün ve kanıtları yok etmeye çalışıyorsun?"

"Belki de..."

Bu sefer Atakan'ın gülüşü daha canlıydı.

"Onu öldürmediğine bahse girebilirim. Sen bunu yapamazsın. Zaten pek kolay lokma değil, ha?"

Kuzey sessizliğini korurken bakışları bana ve elimdeki bıçağa kaydı. 'Bunu görebiliyorum' demek istercesine tek kaşı havalandı ve sol dudağının yanında hafif, alaycı bir kıvrım belirdi.

"Elinde çok değerli bir şeyimi tuttuğunu sanıyorsun değil mi? Vazgeçemeyeceğim, onu almak için senin karşına çıkacak kadar aptallık yapacağım birini?"

"Aslında sanmıyorum, bundan eminim. Yine de sende o cesareti göremiyorum Barlas."

Hattın diğer ucundan bıkkınlık ve alay karışımı bir nefes sesi duyuldu.

"Ah Kuzey ah, hep böyle kendinden emindin sen..." Güldü ve devam etti. "Elinde değerli hiçbir şey yok. Beste'yi öldürt gitsin. Beni asla bulamayacaksın. Belki de bu iflah olmaz özgüvenin kaybettiriyordur sana..."

AV & AVCIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin