Efkarlı mıyım sence ruhum? Neden böyle oldu ruhum?
Ruh... Senelerdir seninle konuştum ruhum,seninle dertleştim. Ruh... Kanattım seni bazen... Bazen duman sardı etrafını ama hep benimleydin,bedenimde. Şimdi ölüyor muyum? Ruhum dalga dalga şuan! Kalbim mi duracak? Kesilecek mi nefesim? Yoksa bu senin konuşma biçimin miydi? Dünyadaki en aptal kız olarak dünyaya gelmem benim suçum muydu sanki. Sende bırakma ellerimi ruhum... bırakma bedenimi. Sen buna layık değilsin... Biliyorum deli diyeceksin bana,ama ben kimseyle vedalaşmadan ölemem buna ben karar vermeliyim buna ben sebep olamalıyım şuan olmaz ruhum... Bulutların yağmur olsun ve kendine gel ruhum... Benim üstüme yağsın göz yaşların...°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°
Sabah uyanırkende aynı şeyi tekrarladım aşırı derecede korkmuştum... Öldüm sanmıştım...
Ruhumu saran kelebeklerin ruhumun dışında bir taş parçasının üzerine konması beni rahatsız ediyordu. Özellikle de o taş parçasında adım ve soyadım yazıyorsa ya da mezarlıktaysa...
Düşünce bulutlarımı okyanusa döktüm ve Emel'i kontrol ettim. Abim Emel'i kucağına oturtmuş hikaye anlatıyordu. Gülümseyerek abimin yanına oturdum. "Bana da anlat abiciğim." Dedim. "Sonra prens prensesi öpmüş ve prenses uyanmış." Diyerek bitirdi masalı abim. "Nasıl yani premses ölmemiş miydi?" Dedi Emel. "Evet ölmüştü... Ama aşk çok kutsal. Yani ölüyü bile diriltebilir." Diye cevap verdi abim. Nekadar doğruydu bu dedikleri. Ama hep prensesler mi aşık olurdu abi? Hep güzeller mi sevilirdi?
"Abi ben güzel miyim?" Dedim birden.
"Güzellik göreceli bir kavram Gece." Dedi abim ama cevabımı almamıştım."sen bence çok güzelsin canım." Dedi abim anlamış olacak ki.
Ben kendimi yıllardır güzel bulamazdım. Soluk bir ten rengim ve koyu renk saçlarım vardı. Boyum çok uzun değildi. Ama biraz zayıftım. Garip ve tuhaftım... Meme ölçüm yaklaşık 36ydi anlayacağınız gereğinden küçüktü ama nedeni bilinmez erkeklerden çokça çıkma teklifi almıştım. Abim ise onların bir heves olduğunu anlatmış ve bana yol göstermişti sadece Turgut adında bir hergeleyle çıkmıştım. O da beni terk etmişti. Pek üzülmemiştim ama düşününce onu çok sevmiştim. Abim bile Turgut'u seviyordu hatta annem bile...
Emel'in öksürük sesiyle hayaller aleminden çıkış yaptım.
"Kötü gibi hastaneye mi götürsek?" Dedi abim "Olur siz gidin... Benim de düşünmem gereken şeyler var. Biraz kafamı toparlarım." Dedim. Abim de kafasını olumlu anlamda salladı ve Emel'i kucağına alarak ayağa kalktı. Onlar kapıdan çıkana kadar onları izledim. Sonra kalbimin çarpıntılarına kulak verdim. Küt küt atmak yerine yorulmuş seslerle pıt pıt diye atıyordu sanki kalbim.Karnımın ağrıdığını hissetmem on dakikamı aldı. Ellerimi karnımın üzerine koydum ve rahatlamak için derin nefesler aldım. Hayal ettim....
Abim ve ben küçükken ne tatlıydık ama. Bir keresinde karnım ağrıyordu hiç unutmam... Unutmamın sebebi de ağaçtan düşmemdi zaten ama asıl mesele bu değildi. Karnım ağrıyordu ve ben ağlıyordum o günün akşamında. Abimde kulağını karnıma koymuş neden karnımın ağrısını tespit etmeye çalışıyordu. Bana çok iyi bakardı abim. Onun fındığıydım eskiden. Bana hep fındığım derdi abim. Şimdi ise adımı bile kullanmaya aciz. Bir gün hatırlıyorum da abim eve yüzü kanlar içinde gelmişti. Birisi yada birileri abimi fena benzetmişti. Abim ben korkmayayım diyede yüzüne kese kağıdı geçirmişti. Ve abim pek kavga etmezdi. Önemli nedenleri olmalıydı,ona sormuştum nedenini. Bana büyüyünce anlarsın,birini çok sevdim dayanamadım kızla konuştum ama sevgilisi varmış kızın,kavga ettik bizde ama ben haksızdım. Bende bana zarar vermesine izin verdim. Demişti. Ne kadar üzülmüştür kimbilir. Benim abim karıncaya bile zarar vermez ki çok iyidir o ben korkmayayım diye neler yapardı. Kese kağıdı nedir? Bana hiç el kaldırmazdı. Turgut bile kaldırmıştı... Turgut benim son kalp kırıntımı da yok etmişti o gün... Beni abimle ilişkiye girmem gibi iğrenç bir şey ile yargılamıştı,ruhumu ve kalbimi incittiği gibi bana el kaldırarak bedenimi de incitmişti. En nefret ettiğim şey ise bedenimde o günün hatırasını taşımamdı. Kaşımın hemen üstündeki küçük izi nalet olsun ki Turgut'a borçluydum. Abim tabiki bu mevzuyu öğrenince Turgut'u fena benzetmişti ama yine de kalbimde ağır bir yara açılmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
(+18) Ölünce Sevemezsem Seni
RomanceOnca şeyle boğuşurken hastalığımı öğrenmem en zoruydu. Nasıl başa çıkacaktım nasıl gülmeyi başaracaktım her gün biraz daha erirken bilmem.Ben de yok olmayı seçtim. Keşke zaman dursa ve ben zamanın içinde kaybolsam...