GİDEREK

1K 34 7
                                    

Sevgili günlük,

Onu o sokağın başında gördüm, köşeden bana doğru yürüyordu. Bütün sokağı kaplayan sis, birden kayboldu o köşede. Yürüdüğü yol aydınlandı kendiğinden. Halbuki sokak lambası bile yoktu ki oranın.

Nasıl oldu, neden oldu, olmalı mıydı? Bilmiyorum dedim kendime. Tek bildiğim onun yürüdüğü yollar için bile ölebileceğim..

Bana baktı. Bu dünya böyle güzel bir bakış görmemiştir. Bana baktığı için güzelleşmedi bakışı, hayır. O baktığı için zaten güzeldi.

Yanıma geldi. Durduğun tarafım aydınlandı sevgilim, fark etmedin mi? Dur! Korkma sakın sevgimden, kaçma benden. Dur öyle. Sadece dur.

Ağzını açtı. "Gitti.." dedi. Anladım. Demeseydi de anlardım. Hüzünlü bakıyordu gözleri, ama işte.. Yeryüzü ve gökyüzü böyle güzel bir bakış görmemiştir.

Özür dilerim sevgilim, gözlerin hüzünlüyken bile hayat taşıyor irislerinde.

"Gel." dedim. Demeseydim gelir miydi? Bilmiyordum. Tek bildiğim gelmesini tekrar tekrar isterdim, gelmesi için yalvarabilirdim. Ben yalvarmadan önce geldi.

Benim adımladığım birkaç önemsiz merdiven, o üzerinden geçerken tapındı sanki ona. 'Dur!' demek istedim, 'O senin tanrın değil ki!' Bana inanmazlardı. Söylemedim.

Kapıdan geçtik. Benden haberi olmayan eşik, o içeri girince uyandı sanki. Gitmesini bile istemiş olabilir, sırf üzerinden bir daha geçsin diye.. Ama hayır, istememiştir. Sonsuza dek geçmeyecek olsa üzerinden, yine de istemez gitmesini.

Koltuğa oturdu. Hüzünlü gözleri yerdeki halıyı buldu. Halının bana teşekkür ettiğini, inanır mısın, hissettim.

Sustum. Kirletemezdim ki sesini duyma imkanımın olduğu anları. O da sustu. 'Belki sesiyle değil, gözleriyle ödüllendirmek istedi beni.' diye düşündüm. Ama o hüzünlü elalarını kaldırıp, bakmadı yüzüme.

"Gitti." dedi tekrar. 'Zaten demiştin.' demedim. Nasıl derim? Kızmaz mı bana onun sözünü kestiğim saniyeler?

Gözlerimi kırpmadım, gece uyurken bana kızmasın göz kapaklarım diye. Elalarını görüyordum, ama onun elaları beni görüyor muydu? Ya da mavilerden başka herhangi birini?

Mutlu olmak istedim gittiği için. Sonra kendimden nefret ettim. Elaları hüzünlü bakıyordu, nasıl isterim bunu? Uğruna uyuyamadığım geceler hesap sormaz mı bana şimdi?

Hem bende mi bulacak mutluluğu sanki, bunun için didinmedim mi onca yıl? Bu uğurda harcamadım mı aşkımı, saklamadım mı vicdan azabımı? Yaptım. Yine olsa, yine yapardım. Belki de ben bu dünyaya ona yanmaya gelmişim.

Sustum. O susmadı bu sefer. "Ben onu çok sevdim." dedi. Korkmadım göz kapaklarımdan, çevirdim bu sefer gözlerimi elalarından. Dolduklarını görse gözlerimin, üzülmezdi belki ama, istemedim görsün.

Bana aşkını anlatıyordu. Yine de ağzımı açamadım. Göz kapaklarımdan korkmadım belki ama, bana hesap soracak gecelerden ölesiye korktum. Tekrar, sustum.

O yine susmadı. "Gitmesin istedim.. Gitti." Kaldırdı elalarını bana. Bakmadım ona ama hissettim onun baktığını. Nasıl hissetmem ki? Onun gözleri nefes kadar gerekliydi, oksijensiz kalmış ciğerimin, hissetmez miyim, nefes alışını?

"Geri getirebilir misin onu bana?" Getiremeyeceğimi bile bile sordu. Getiremezdim, ben hiçkimseydim. Ben bu hikayede figürandım. Ama hiçbir figüranın esas karaktere böyle bir aşkla yandığını göremezdin.

OlmayacakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin