Günler su gibi akıp geçiyordu. Evleneli 3 ay olmuştu. Mutlumuyum diye soracak olursak net olarak HAYIR! derdim. Baran ağa ile birbirimize iyice soğumuştuk. Adeta iki yabancı gibi davranıyorduk. Yani ben ona bir yabancı o da bana bir eşya gibi davranıyordu. Yaşıtlarım tahta sıralarda oturup hocanın verdiği soruyu çözerken ben evlenmiş mutsuzluk çekiyordum.
"Berfin!!" diye bir sesle irkildim. Kafamı çevirdiğimde kayınvalidemi gördüm. Son zamanlarda artık o da değişmişti. İlk zamanları gibi değil ciddi ciddi bi farkla bana daha farklı davranıyodu. Ama bir anne gibi değil bir kayınvalide gibi.
Ben kitabımı bir köşeye koyup ayağa kalktım. Sinirli sinirli bana bakan kadından korkmuştum.
"Ne yapıyorsun sen burda? Kocan geldi git ilgilen." dedi. Bende başımı öne eğip tam gidecekken kayınvalidem "Berfin" diye seslenince arkamı döndüm.
"Bir daha bu evde senin kitap okuduğunu görmiycem. Sen artık evli barklı kadınsın. Karnın burnunda olcana aklın kalemde kitapta." dedi. Ben şokla ona bakarken devam etti.
"Sahi artık ne zaman babaanne olacam ben de konak şenlenecek." diye devam etti.Ben ona ifadesizce bakınca eliyle çıkmamı işaret etti. Aşağı avluya indiğimde Baran ağayı gördüm. Yorgun argın sedirde oturuyordu. Yanına gittiğimde yanına oturmam için işaret etti. El mahküm yanına gittim. Belimden kavrayıp yüzünü boynuma gömdü ve derin bir nefes aldı. Ve "Bu akşam bir davet var. Bu davet eşli olarak gidilecek. Akşama hazırlan beraber ikimiz gideceğiz." dedi.
✂️✂️✂️✂️✂️✂️✂️✂️✂️✂️✂️✂️✂️✂️✂️
Kocaman bir mekana gelmiştik. Işıl ışıl parlıyordu her yer. Kapının önünde iki tane koruma bize davetiyeyi sordu ve içeri aldılar. İçeride bir biriyle yarışan şık kadınlar vardı ki bir dakika bir dakika niye herkez bana bakıyor ki. Ben Baran ağaya soran gözlerle bakınca o da bana,
"İlk defa makyajı az ama çok güzel bir kadın görüyolar ondandır." dedi.
Ben hayatımda sadece düğünde birde burda makyaj yapmıştım. Ve bu gün ciddi anlamda şık olmuştum. Hatta Baran ağa bir ara buraya gelmekten vaz bile geçecekti.
Boş bir masaya geçtiğimizde davetin sahibi bizim yanımıza gelip biraz sohbet etti. Baran ağa başka bir masaya arkadaşlarıyla sohbet etmeye gittiğinde ben tek kaldım. Daha doğrusu tek kalmıştım ta ki bi adam gelene kadar.
"Merhaba. Güzel bayan" dedi. Tanımadığım adam.
Ben ise sadece gülümsemekle yetindim. Adam ısrarla halen daha yanımda duruyordu.
"Adınızı bahşedermisiniz rica etsem" dedi.
"Berfin!" diye kısa, soğuk ve net bir cevap verdim.
Adam gülümseyip "Ben de Arslan yani Arslan DURAN" dedi.
Memnun olduğumu söyleyim kafamı çevirdiğimde Baran ağa ile karşılaştım. Bana gözünden her an ateş çıkaracakmış gibi bakıyodu. Naptım be ben?
"Merhaba Baran" dedi Arsalan denen adam. Ama arkadaşça değil düşmanca denmişti bu cümle.
Baran ağada aynı tavırda "Merhaba Arslan" dedi.
"Bende Berfin hanıma bir şey soracaktım" dedi. Ben merakla ona bakarken,
"Dans edelim mi? Berfincim" dediği an gözlerim yuvalarından fırlamış bir şekilde bir Arslana bir de uzattığı eline baktım.
Ben şaşkınlıkla adama bakarken Baran ağa elini belime koyup kendine çekti ve "Berfin kocasıyla dans etmeyi tercih eder sanırım." dedi.
✂️✂️✂️✂️✂️✂️✂️✂️✂️✂️✂️✂️✂️✂️✂️✂️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACI ESARET
Aléatoire"Bir acı anca bu kadar acı olabilirdi" O bir gelin. Ama KÜÇÜK bir gelin.Hayatı boyunca hep mücadele verdi, geri kalan hayatında da mücadele verecek. Taaa ki son nefesine kadar. Onun kurtuluşu ebediyet olacak. Onun hikayesi annesinin ölümünden sonra...