Bulutlar ağlasın, sen gül güneş doğsun.

137 28 52
                                    

(Lütfen yorum yapın bol bol. ♡)

||Bir gün,||

"Anlat bakalım. İki ay oldu liseye başlayalı, hiç mi dikkatini çeken biri yok?"

Girilirse çıkılmayacak bazı konular vardı ve ilişki olayları da tam olarak onlardan biriydi, Jongin için. Elinden geldiğince erteleyip kafa yormamaya gayret ediyordu,- ki lise gibi yeni bir dönem aslında bu tarz şeylere vakit olarak pek de müsâma göstermiyordu. Tabii, eğer hedeflediğiniz şey sâhici bir başarı sağlayıp temelinizi sağlam atmak ise.

Jongin'in, duyguları bir yana ilkin gözlerini çelen biri dâhi olmamıştı. İlişki konusuna kafa yormayışıyla birlikte, hislerin ne kadar önemli olduğunu uzun zamandır biliyordu.

Zamanında, Chanyeol'un bileğine ip bağlayıp insandan uçurtmasıyla göklere yükselen bir çocuktu o ne de olsa.

Yüzüne ve ses tellerine küçümen bir gülümseme sığdırmasının ardından söze girmişti.

"Sana benzeyen birine hâlâ rastlamadım, ama denk gelirsem hiç kaçırmam."

Silktiği gömleği askıya geçirirken kıstı gözlerini orta yaşlı kadın. Sanki bir şeylerden şüphe duyar, o şeyleri dile vurmamak için çaba gösterir gibiydi.

"Hadi oradan, babası kılıklı. Hem duymak istediğim bunlar değil. Sen kendini yalnız hissetmiyor musun?"

Başını iki yana salladı Jongin. "Hiçbir zaman yalnız olmadım ki. Chanyeol kendimi bildim bileli benimle."

ve benimle kalacak.

Elbette ki birkaç yeni arkadaş da edinmemiş değillerdi. Fakat 'arkadaş' olmakla 'can içi' olmak arasında uçsuz bucaksız uçurumlar vardı.

"Ben ondan mı bahsediyorum? Chanyeol farklı, bir kız arkadaş farklı. Onu ne kadar sevdiğini biliyorum ama tüm her şeye yeteme-" ani bir kararla kendini bölmüş, ağzındaki baklayı dışarı vurmuştu. "Makineye ceketini atacağımda cebinde bir mektup buldum."

Kısa bir nefeslenmenin ardından rica eder bakışlarla sormuştu oğluna.

"Seni zorlamaya çalışmıyorum. Fakat insanlarla tanışmalısın. Biraz olsun başkalarına kendini açmalısın. Bu hep böyledir, eğer şimdi kendini insanlardan soyutlarsan ileride iş hayatında da, aşk hayatında da hep bastırılan taraf olursun. O yüzden, bir şans ver hem kendine hem ona, hm?"

Çamaşırı bir kenara bırakıp, oğlunun ince yüzünü avuçlarının arasına almıştı kadın.

Konuşmanın başlarında ses tellerine doladığı gülümsemesinden eser kalmamıştı esmer tenli çocuğun. Eğer şimdi tamam demezse, bu konuşmanın tekrar tekrar açılacağını ön görebiliyordu. O yüzden, annesinin avuçları arasındaki yüzünü geriye doğru çekip, kadının yıpranmış parmaklarını ellerinin arasına aldı.

"Tamam, gidip konuşacağım."

               -

//Bir gün,//

"Yani beni bisikletle bırakabilir misin?"

Jongin, gömleğinin yakasını hafifçe örten mavi bir yelek giymişti üzerine. Yumuşak telli saçlarına şekil vermeyi ise ihmâl etmemişti. Ayakkabısının bağcıklarını bağlarken, bisikletle karşısında dikilip sesini duyup duymadığından emin olamadığı Chanyeol'a bir kez daha seslenmişti.

"Hava çok güzel." Aslına bakarsanız, gri pijamasını karnına kadar çekmiş ve sırtını güneşe dönmüş gibiydi hava. Chanyeol gökyüzünün griye sardığı bu yağmurlu havaları seviyordu.

Uçurtma //ChankaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin