Bir çocuğun güzelliğine aldanmak.

124 19 60
                                    

//Bir gün,//

"Bakalım." Sınıf defterinin ilk sayfasının alt köşelerinde parmaklarını gezdiren öğretmen, aşağı eğilen gözlüğünün üzerinden parmağının hemen altındaki yazıları takip ediyordu. "Sınıf mevcudu yirmi sekiz. O zaman dörderli gruplar oluşturabilirsiniz."

Bakışları defterden uzaklaşıp anlamsız ifadelerle bakan çocukların yüzlerinde kısaca turlamıştı.

"Hocam." Ön sıralardan, sanki saçları yataktan kalktığı ilk andaki gibi darmaduman duran kız, gizlemeye çalıştığı gülümsemeyle küçük bir ayrıntıyı atlayan öğretmenine seslenmişti.

"Hm?"

"Grupları ne için oluşturacağımızı söylemeyi unuttunuz."

"Ah? Huh, evet. Her ay farklı bir grupla belirli etkinlikler düzenlemeyi planlıyor yönetim. Örneğin taşradaki okulları ziyâret edip oradaki öğrencilere minik hediyeler vermek gibi. Ya da anaokulu ziyâretleri."

Öğretmenin cümlesiyle bitirmesiyle beraber bitiş zili çalmıştı. "Diğer ders devam ederiz, teneffüste gruplarınızı ayarlayabilirsiniz."

                                 -

"Chanyeol." Başını sıraya yaslamış çocuğun omzuna dokunmuştu Jongin. "Sen, ben ve Kyungsoo olacağız değil mi? Yine de bir kişi eksik kalıyor. Ne yapsak?"

"Sen yarım tanesin ama, çocuk tane."

Chanyeol başını sıradan kaldırmadan gezdirmişti kirpiklerinin kesik gölgeler düşürdüğü parlak kahve gözlerini sınıfın öğrencilerle dolu yüzünde. Herkes kendince bir ayarlama yapıyorken, bazıları çoktan bir araya gelip isimlerini listeye yazdırmışları bile.

Chanyeol'un parlak bakışlarına, Baekhyun'un solgun bir tavırla gülümseyen yüzü dokunmuştu. Baekhyun, insanlarla kolayca samimiyet kurabilse de, sahici bir arkadaşlığa sahip değildi. Ortaokul zamanlarında iki kişinin yanındaki o üçüncü kişi olmuştu dâima. Çok sevdiği ve hislerinin karşılıklı olduğunu düşündüğü arkadaşları söz konusu bir seçim seçim yapmak olduğunda, Baekhyun o seçilen kişi olmamaya alışmıştı. Öncelik olmanın iç gıdıklayan tavrını tatmaktan mahrum, fazlalık hissetmeninse bir nevi gurmesi olmuştu.

"Baekhyun." Chanyeol sesini biraz yükseltip seslendiğinde, Baekhyun bir şeylerle uğraşıyormuş gibi davranmaya devam etmişti.

"Kırk sekiz!" Baekhyun'un ürpertici bir soğuklukla titreyen gözleri anında zayıf noktasını hedef alan kişiye, Chanyeol'a dönmüştü. Bu sayı, Byun Baekhyun'un ilkinden seksen sekiz aldığı Fizik dersinin ikinci sınavlarla düşen notuydu. Fakat Baekhyun için bu iki kelimenin göğsüne gizlenen notu duymak, bir çeşit kanalizasyonlarda saklanan canavarın oradan çıkıp size doğru koşmasına benziyordu.

Chanyeol yerinden kalkıp Baekhyun'un yanındaki boş sıraya oturduğunda dudakları hafifçe kıvrılmıştı. "Ders kitaplarından sıkılıp manga felan mı okumaya başladın sen? Bu düşen notların başka açıklaması olamaz, Byun."

"Evet." dedi Baekhyun kıstığı gözlerinin altından ürpertici bir şekilde bakmaya çalışarak. Fakat sanki ürperticiden çok, eline plastik bir bıçak alıp abisini korkutmaya çalışan bir çocuğa benzemişti. "Ölüm defteri diye bir manga okuyorum. Deftere adı yazılan kişi ölüyor. Bil bakalım o defter bende olsa kimin adını baş köşeye yazardım?"

"Fizikçinin."

"Tamam, bu doğru. Ama baş köşeyi sen hak ediyorsun. Büyük ve iri harflerle Park Chanyeol."

"Baekhyun, resmen çivi yazısı kullanıyorsun. Ölüm melekleri orada yazanı anlamayacağından hiç şansın yok."

Baekhyun ellerini Chanyeol'un önüne getirip görünmez bir X çizmişti. "Sadece notu konuşmak için mi geldin?"

Uçurtma //ChankaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin