3

874 190 67
                                    

feridun düzağaç - düşler sokağı 

"Yarım saat içinde gelecekmiş." Sehun elindeki telefonu kapatıp koltuğun üzerine fırlatırken tekrar dans etmeye başladı. Az önce telefonla konuştuğu kişi Baekhyun'du, buraya gelecekti ve ev işini konuşacaktık. Aslında çok fazla konuşulacak bir şey yoktu, sadece Rigel'ın bakımı, benim iş saatlerim gibi detayları konuşacaktık.

Sehun sabahın bilmem kaçında evime gelip de odamın perdelerini hiç acımadan şak diye açtığında yüzüme vuran güneşle her ne kadar bir ağız dolusu küfür etsem de yanımda uyuyan Rigel'ın varlığıyla susup bakışlarımla Sehun'u ezmeye devam ettim.
Ben uyandıktan sonra bir güzel kahvaltı yapmış, o kahvaltıda da evime geliş amacı dışında her şey hakkında konuşmuştu, bir de Jongin hariç. Kahvaltıdan sonra da televizyondan oldukça yüksek sesli bir şarkı açıp kucağındaki Rigel'ın yeni yemek yemesini umursamadan hoplaya zıplaya dans etmiş ve Baekhyun ile olan görüşmesinden sonra da buna devam etmişti.

Yüksek sesten başım ağrımıştı ama müziğin yanında duyduğum Rigel'ın gülüş sesleri gülümsememe sebep oluyordu. Yine de bu kadar sese rağmen bir kulağım kapıda, çalmasını bekliyordum.

Baekhyun'un benimle kalmayı hiç düşünmeden kabul etmesi hoşuma gitmişti. Tabi arada sırada ellerime diktiği bakışları ve çatık kaşlarıyla oldukça düşünceli gibi duruyordu ama yine de kabul etmişti. Birkaç günlük tanıdığım bir oğlanın benimle kalmayı kabul etmesi benim neden hoşuma gidiyordu bunu da bilmiyordum ama Baekhyun'un benimle kalması bana her yönden kârlı gelecek bir şeydi. Belki Sehun da artık bir ev arkadaşı edindiğimin farkına varıp allahın her gününü burada geçirmeyi bırakırdı.

Çalan kapıyı duymamla ayağa kalkıp kapıyı açtığımda karşımda gördüğüm yüzle derin bir nefes verdim. Bu sefer üzerinde düz siyah bir sweat ve pantolon varken sweatinin kalbinin üzerine denk gelen kısmına bir kuş rozeti takması hoşuma gitmiş gibi gülümsediğimde o da güldü. Elinde beyaz bir mont tutuyordu ve montun benim olduğunun farkındaydım ama Baekhyun hiçbir şey yapmayarak salonuma adımladığında hâlâ Rigel ile dans eden Oh Sehun'a önce şaşmış gözlerle bakıp sonra gülümsemişti. Gülünce çok güzel bir adam oluyordu.

Gülümseyerek koltuğa otururduktan sonra ben de çaprazındaki tekli koltuğa yerleştim. Konuşmak için Oh Sehun'un yorulmasını bekliyorduk çünkü ikimizden birinin şu an bir konuşma başlatamayacak kadar gergin olduğunu biliyordum. Bu yüzden Oh Sehun'un yorulmasını bekledik, en azından kısa bir süre. Sehun nefes nefese kalıp Rigel'ı kucağıma verdikten sonra  Baekhyun'un yanına yerleşirken kucağımdaki kıza gülümseyip ağzına aldığı başparmağını çıkardım.

"Ee," dedi Sehun, sırıtarak bize bakıyordu, "konuşalım bakalım şu mevzuyu."

"Benim söyleyeceğim pek bir şey yok aslında, Chanyeol sen söylemen gerekenleri söyle istersen ben de bana uyup uymadığına bakarak karar veririm." Baekhyun'un ağzından ikinci defa adımı duymamı es geçerken saçımı elleri arasına alan Rigel'ı ters çevirip bacaklarıma oturttum.

"İşe akşam sekiz civarında gidiyorum, çok gerek olduğunda öğlen vakti de gidiyorum ama bu çok nadir olur. Rigel evde tek kalıyor, henüz bir yaşına basmışken de evde tek bırakmaya gönlüm el vermediği ve ikinci bir bebek firarda çekmek istemediğim için bir bakıcıya ihtiyaç duyuyorum." dediğimde parmaklarımı çıtlattım, Baekhyun'un kaşları çatıktı. Nedense çok fazla sorusu var diye düşündüm bu yüzden konuşmasını bekledim.

"O zaman bakıcı bulsaydın, neden ev arkadaşı tercih ediyorsun?"

"Çünkü zamanın bakıcılarına güvenmiyorum. Biliyorum bir ev arkadaşı bulup kızıma bakmasını istemek biraz saçma ama bu daha güvenilir geliyor ve eğer istersen bakıcı parası verebilirim." dediğimde kaşlarını iyice çatıp kısık bir sesle saçmalama diye fısıldadı.

milk&honey//chanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin