🐈🐈🐈
Kyungsoo banyo esnasında kurduğu hayalleri ballandıra ballandıra anlatırken saçları da uzamaya devam ediyordu ki Jongin "Yalnız o saçlar uzamaya devam mı edecek öyle?" diye merakla ve biraz da korkarak sordu zira sahiden sevişeceklerse şayet bu biraz sıkıntı yaratabilirdi.
"Uzasın istemiyorsan aklımı başımdan alman gerek. O zaman düşünmek için fırsatım olmaz."
"Oh. Anladım. Fakat ben daha banyo yapmadım. Beni uslu uslu beklemen gerekiyor."
Kyungsoo fındık burnunu adamın gömleği üzerinden göğsüne sürterek derin bir soluk aldı ve "Imm bence harika kokuyorsun. Banyoya hiiiiç gerek yok." diye şen şakrak belirtti.
Jongin'in terle karışık ten kokusu hem daha çekici geliyordu hem de beklemeye takati kalmamıştı. İçinde olmasını çaresizce istiyordu.
"Hiç sanmıyorum küçük adam. Banyo etmek zorundayım haliyle sen de beni beklemek zorundasın. Mümkünse uslu durarak!"
"Miyav he he..."
Pekala kesinlikle uslu falan durmayacaktı zira her şey durabilirdi; dünya, zaman, beyblade, kurma balerin, topaç ya da aklınıza ne gelirse... Ama Kyungsoo duramaz, durdurulamazdı. Hele de şimdi.
Jongin bir güzel yıkanmış bornozunu da kuşanmış olarak banyodan çıkıp geldiğinde yaramaz kediyi kendini hazırlıyor halde bulunca pes ederek nefes koyverdi.
"Sen! Sen... Sen sahiden ıslah olmazsın."
Parmaklarını derhal içinden çıkarıp arkasına saklamaya çalışan Kyungsoo ise utanmış gibi kızardı ama utanmış falan tabi ki değildi.
"Ne dedim ben sana? Uslu duracaksın demedim mi?"
"Yaa özür dilerim! Bütün işi sana yıkmak istemedim. O yüzden en azından kendimi hazır etmeliyim diye düşündüm. Sırf senin için yemin ederim! Bak yalan söylüyorsam ne olayım!"
Ayna misali berrak ve parıl parıl bakan koca gözlere yaşların doluşu öyle hızlıydı ki Jongin'in ne tepki vereceğini düşünmeye vakti olmadı.
Hızlı birkaç adımda yanında bittiği kedisinin tontiş yanaklarını baş parmakları ile şefkatle ve sevgiyle okşadı. Ay gibi yuvarlak yüzünü sıcak avuçları arasında tuttu onu teselli ederken.
"Hey ağlama... Ağlama lütfen. Özür dilerim. Benim hatam, daha anlayışlı olmam gerekirdi. Böyle ihtiyaç dolu olman senin suçun değil. Bu senin doğan. Özür dilerim."
"Benden nefret ediyorsun değil mi?" diye sordu Kyungsoo. Sesinden alınganlık ettiği gayet açıkça anlaşılıyordu.
"Hayır. Saçmalama lütfen. Tabi ki senden nefret etmiyorum."
"Ama benimle fantazi yapmıyorsun."
"Ah.. Bu seninle ilgili değil ki. Ben sıradan bir adamın. Basit şeylerden hoşlanıyorum. Fantazi falan bana biraz şey geliyor. Şey... Nasıl desem? Fazla."
Az evvel döktüğü sahte gözyaşları gözünde kurumuştu Kyungsoo'nun ve evet az önce hem yalan söylemiş hem de duygu sömürüsü yapmak için ağlamıştı. Eh, Jongin bunu bilmeyecekti elbette.
"Tamam ben anladım. Zaten çok aptalca bir istekti. Yani sen de haklısın. Bence de yapmayalım. Boşuna sıkıntıya girme hiç. Çünkü değmez. Hem benim için sorun değil. Yapmadım diye ölmem. Gerçi Minseok demişti ki bu dönemde yapmak istediğimiz şeyleri yapmazsak şeyimiz şişermiş ve patlayıp ölebilirmişiz. Ama merak etme ben diğerlerine göre daha güçlüyüm. Muhtemelen ölmem."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fantastik Kedi Kyungsoo
FanfictionBizim orda Volverin Recep derler bana. Pençem keskindir. 4 Aralık 2018 - 23 Şubat 2019 Kapak için thekadishipper'a kucak dolusu sevgi ve teşekkürler <3