Fantastik Kedi Kyungsoo

10 - Beterin Beteri Vardır, Bunlar İyi Günlerin

🐈🐈🐈

Kim Jongin yeni güne gözlerini açtığında dünün taze anıları zihnine dolup bedenini serin bir seher yeli gibi titretti. Titremesinin bir nedeni de üşümesi olmalıydı zira yorganı üzerinden kayıp gitmiş, çıplak bedenini açıkta bırakmıştı.

"Kyungsoo..."

Uyku sersemi tembel tembel mırıldandı. Tatlı kedisine sarılarak ısınmak için en uygun zamandı şu an. Ne var ki seslenmesine rağmen hiçbir karşılık elde edemedi. Bunun üzerine güçlükle gözlerini açıp başını yanına çevirdi. Ne var ki yaramaz kediciği yanında yoktu.

"Kyungsoo?" dedi tekrar, daha yüksek sesle.

Yüreği korkudan çarpa çarpa yataktan kalktı ve belki de duş alıyordur diyerek banyoya koştu. Neden korkuyordu o da bilmiyordu. Yalnızca bir his içini dürtüyordu işte.

Ah! Orada da yoktu.

"Kyungsoo?"

Onu salonda sönmüş şöminenin karşısında minderine uzanmış halde bulunca içi rahatladı.

"Ah demek buradaydın. Yanımda göremeyince öyle korktum ki!"

Tabi sonradan fark ettiği üzere bir tuhaflık vardı ki Kyungsoo yine kedi olmuştu.

"Ha? Bir saniye. Sen yine kediye mi dönüştün? Ama neden?"

Sese uyanan kara kedi evvela güzelce gerinmiş, ardından Jongin'e onu öldürmek ister gibi husumetle bakmıştı.

Jongin bu bakışlara hiçbir mana veremedi. Belki de uyku sersemi hayal falan görüyordu. Evet evet böyle olmalıydı. Yoksa Kyungsoo seviştikleri gecenin sabahında niçin Jongin'i öldürmek istesin?

Yanına varıp başını okşamak üzere elini uzattı.

Elinin tersine şiddetli bir pençe darbesi yemesi beklenmedik olduğu kadar hızlıydı da ve zavallı Jongin'in uykusunu açmada soğuk bir duştan çok daha etkili olduğu kesindi.

"Kyungsoo? Neler oluyor? Bir sorun mu var?"

Kyungsoo kapaklarını kıstığı zeytin gözlerini yuvalarında öfkeyle döndürüp tısladı. Bu sırada dişlerini ortaya çıkaracak şekilde dudaklarını germiş, sırtını da kamburlaştırıp saldırı pozisyonu almıştı. İşin ilginç yanı hiç konuşmuyordu. Yani mırlamıyordu.

Jongin dosdoğru korkmuştu. Bir gecede ne değişmiş olabilirdi ki? Kyungsoo'yu kendine düşman edecek ne hata yapmıştı acaba?

Sormak istedi ise de buna cesaret edemedi. Böyle bir Kyungsoo onun için ilkti çünkü. Şimdiye kadarki hırçın hallerinin bile sevimli bir yanı vardı fakat şu anki Kyungsoo yalnızca tehlikeli ve düşman görünüyordu.

Mecbur geri çekildi.

En fenası ise bu hal tamı tamına üç hafta sürecek ve gün geçtikçe daha da kötüleşecekti.

Gerçekten de üç haftadır Kyungsoo yalnızca verilen yemeği yiyor, ardından şöminenin karşısına geçip uyuyordu. Çok sıkıldığında ise ortalığı dağıtıp kırılgan eşyaları - porselen, cam, seramik vb - yere atıp parçalıyordu.

Jongin kelimenin tam anlamıyla şaşkın ve çözümsüzdü. Ne yapacağını, ona nasıl davranması gerektiğini, daha da önemlisi problemin ne olduğunu kat'iyen bilmiyordu.

Belki de biraz yalnız kalmaya ve kafa dinlemeye ihtiyacı vardır diye fantastik kedi ile uğraşmaktan vazgeçti ve yarım kalan kitaplarını yazmaya koyuldu fakat birkaç gün içinde gizemli bir biçimde evdeki bütün elektronik eşyalar - daha doğrusu Jongin'in bilgisayarı, dizüstüsü, tableti ve kamerası - bozuldu. Önem verdiği diğer şeyler ise kayboldu.