1 | Tutuklu

1.7K 102 17
                                    

"Günaydın Zeliha Sultan!"

İrem, annesinin yanağını öpüp masadaki salatalıklardan birkaçını ağzına attı.

"Kahvaltı etmeyecek misin kızım?"

"Yok geç kaldım bugün. İşyerinde atıştırırım bir şeyler. Zeynep nerede?"

"Çantasını hazırlıyor."

İrem, kardeşine göz ucuyla baktıktan sonra kuşunun yanına ilerledi.

"Zeynep! Maviş'ime yemini verdin mi?"

"Verdim abla verdim."

Sekizinci sınıfa giden kardeşinin de yanaklarını sıktı. Askılıktan kremrengi trençkotunu üstüne geçirip evden çıktı.

İrem, annesi ve kardeşiyle yaşıyordu. Uzun yıllardır bu böyleydi. Annesi bir restoranda aşçılık yapıyor, İrem de kitapçıda çalışıyordu. Akşamları ise arkadaşlarıyla İstiklal Caddesi'nde şarkı söylüyordu.

Kazandıkları para üçüne yetiyordu aslında. Ama Zeynep liseyi kazandıktan sonra masrafları artacağından İrem, müzik işini de ayarlamıştı kendine.

Kitapçıya vardığında çantasından çıkardığı anahtarla kapıyı açtı. Sabahları kitapçıyı o açar, akşam da sahibi Raif Bey kapatırdı.

İrem, kitapların kokusunu duymasıyla içini her zamanki huzur kapladı. Çantasını bırakıp kitapların yanına yöneldi. Dün çıkmadan hepsinin tozunu almıştı. Bu saatlerde çok müşteri gelmediğinden yere minderler koyarak hazırladığı köşesine geçer, kitap okurdu. Yine okuduğu kitabı eline alıp oraya yöneldi. Tam oturacakken içeriye birisi girdi.

Sabahın köründe kimin geldiğini düşünerek müşterinin yanına ilerledi.

"Hoş geldiniz."

Genç bir adamdı gelen. Üstünde takım elbise vardı.

"Hoşbulduk. Ben bir kitaba bakacaktım da yardımcı olabilir misiniz?"

"Tabi ki. Adı nedir?"

"Franz Kafka, Milena'ya Mektuplar."

"Hemen getiriyorum."

İrem, hızlı adımlarla ezbere bildiği kitabın yerine giderek arasından bir tanesini aldı. Adamın yanına ilerledi.

"Hediye paketine koyabilirseniz çok memnun olurum."

Kafasını olur anlamında sallayarak yan dolaptan hediye paketi çıkardı. Çok nazik davranarak kitabı içine koydu ve adama uzattı.

"Sevgilinize aldınız galiba?"

"Efendim?"

"Kitabı diyorum, sevgilinize hediye herhalde."

"Evet evet, yani öyle sayılır. Doğum günü bugün, ben de bu kitabı almak istedim. Bu saatte de açık olan tek kitapçı burasıydı. Buraya geldim o yüzden."

Adam, parayı uzatıp kitapı bulduğu için sevinen bir ifadeyle kitapçıdan ayrıldı.

İrem de içinden adamın yaptığı hareketin ne kadar ince olduğunu geçiriyordu.

Saatler birbirini kovalarken iş bittiğinde Raif Bey'e iyi akşamlar diyerek çıktı İrem.

Otobüse atlayıp Taksim'de indi. Arkadaşları hazırlanmış onu bekliyorlardı.

"Selam çocuklar!"

"Selam!"

" İrem? Bakıyorum da neşelisin bugün?"

"Ben hep böyleyim Leylacığım, sanki bilmiyorsunuz?"

"Ee İrem ne söylüyorsun?"

"Sezen Aksu'dan Ben Sende Tutuklu Kaldım."

Gitarın kılıfını yere koyarak şarkıya başladılar.

Aynı sıralarda dünyasının başına yıkıldığını zanneden, kalbi paramparça olan genç bir adam caddeye giriş yapmıştı.

"Ne senden öncesi
Ne senden sonrası
Ne senden öncesi
Ne senden sonrası.."

Şarkının geldiği tarafa yöneldi. Ona şu an iyi gelecek tek şey müzikti belki de.

"Ayrılık aman
Ölümden yaman
Geçmiyor zaman, geçmiyor

Ne anam, babam
Ne hoş hatıram
Yetmiyor canım, yetmiyor.."

Kalabalığı yararak önlere gelmeye çalıştı. Sesin sahibinı gördüğünde ise duraksadı.

"Ben sende tutuklu kaldım
Kendi hayatımdan çaldım
Yedi cihan dolandım
Bana mısın demiyor

Ben sende tutuklu kaldım
Kendi hayatımdan çaldım
Yedi cihan dolandım
Bana mısın demiyor.."

~~~

Herkese merhaba! Öncelikle belirtmeliyim ki Sarı Laleler kısa bir kurgu :) Maksimum 10 - 15 bölümde final olacak. Bölümlere koyduğum, koyacağım şarkıların hepsi birbirinden hoş. Hepsini dinlemenizi öneririm. Ayrıca sözleri de bölüm ile veya karakterlerle ilgili olacaktır♡

İyi okumalar!

Sarı LalelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin